BİZ KARDEŞ MİYİZ?

Bugün yaşadığım ciddi bir olay, bana bu soruyu sordurdu, dostlar, ister istemez. Cevabını kolayca “evet” diyemedim bu sorunun biliyor musunuz ve bu beni hayli sarstı, derinden yaraladı. Tabi hepimiz biliyoruz, “innema’l-mü’minine ihvetün/ gerçekten müminler kardeştirler” ayetini.. hepimiz biliyoruz kardeşlikle ilgili onca hadisi… “Müminlerin bir vücudun organları konumunda olduğunu, bir tarafı acırsa diğerlerinin onu hissedeceğini, hadislerinde söylüyor Efendimiz bize. Hepimiz çok şey biliyoruz gerçekten. Ama bilginin yararı, katkısı, getirisi nedir, eğer pratiğe yansımasa, hayatta bu bilginin yansıması olmasa. Hepimiz çok şey biliriz, bilgimizin haddi hesabı yoktur şüphesiz. Ama Efendimiz demiyor mu ki, “Allahümme inni euzu bike min ilmin la yenfa’ / Ya Rabb faydasız(hayırsız, insana, topluma bir katkı sunmayan) ilimden sana sığınırım.” Peki biz ne diyoruz “bilgi, ilim olsun da; faydalı mı, faydasız mı, ona sonra bakarız.”  


Evet, sevgili kardeşlerim, gelelim meselenin özüne ve bam teline… Gerçi ben de sizlere “kardeşlerim” dedim ama gerçekten kardeşim misiniz? Değil misiniz, şu an onu test etme imkanım yok. “Kardeşlik/arkadaşlık zor günde belli olur” denilmemiş boşuna. Bir insanı tanımak ve gerçekten “kardeş” olup olmadığını anlamak istersek onunla yolculuk yapacağız, alışveriş yapacağız. “İş başka, dostluk ve kardeşlik başka” demeyeceğiz. İşte bu andan itibaren gerçek kardeşlik başlar, dostluk, arkadaşlık ve samimiyet oluşur.
Sevgili dostlar, daha önceki yazılarımda da olduğu gibi, ben özel konulardan genel sonuçlar çıkarma, parçalardan bütüne gitmeyi seven bir insanım. Olayları yaşıyorum bir birey olarak, sonra soruyorum kendime… bunun sosyal, toplumsal boyutu nedir? Asıl yapılması gereken nedir?. Eksik olan, fazla olan hangisidir? Sorular sorular… Kendime böyle bir yol tutturdum ve kendimi sorgulamaya başladım uzun süredir. Soruyorum kendime ve sorguluyorum kendimi. Kıyaslıyorum yaptıklarımı, yapılanlarla ve yapılması gerekenlerle. Tabi bu durum, insana pek çok şeyi görme imkanını sağlıyor. Sorgulamalardan bazen haksız ve bazen de haklı olduğum sonuçlar çıkarıyorum. Her neyse diyelim yine kardeşlik konusuna, biz gerçekten kardeş miyiz sorusunacevap aramaya devam edelim.
Bugün önemli bir işim, acilen teslim edilmesi gereken resmi bir evrak için, o ilde ikamet edilen bir “ihvan” kardeşimi aradım, günlü olan evrakın bir gün içinde ilgili birime teslim edilmesi gerektiğini, otobüs firmasıyla gönderirsem gecikebileceğini, yardımcı olup olamayacağını sordum. Bana adresine kargoyla göndermemi, o da bir öğrenciyle ilgili yere gönderebileceğini söyledi. Otogar’ın çok uzak olduğu için oraya gidemeyeceğini belirtti. Ben de teşekkür ettim kapattım, fazla ısrar etmedim. Derken o şehirde ikinci bir kardeşimi, kardeşim diye inandığım birini aradım, o daha kardeşçe davrandı, ama kesin işimi halledici bir cevap veremedi. Nihayet üçüncü “kardeşime” telefon açtım. Bu kardeşimle yıllarca süren bir hukukumuz de vardı. Sağolsun kardeşliğin gereği olarak gönderirsin otobüsle, ben de gide alır ve ilgili yere teslim ederim dedi. Tabi ben ona da gönderemedim, evrağı, Rabbim, benim acziyetimi görerek, bana yardım elini uzattı ve bana o taraflara giden bir öğrenciyi gönderdi ve ben evrağı onunla gönderdim. Rabbim bana, yine merhametini gösterdi, Aslında O hepimize, her zaman yardım ediyor ancak bizler çoğu zaman bunun farkına varamıyoruz. Hatırlatıyor bize her an kendini, varmalıyız farkına bunun.Bir şeyin daha farkına varmalıyız ve gözden geçirmeliyiz yeniden. Biz gerçekten kardeş miyiz. Biz Allah’ın dediği üzere, “sadece müminler kardeştir” ifadesini bilincinde miyiz. Bu bilinci taşıyan ve söyleyenler, bizler ve sizler, bunun gereğini ne denli yapıyoruz. Aslında her konuda sorgulamayız kendimizi, lafı, sözü, konuşup, etrafa “afra/tafra” yapmayı “caka satmayı” bırakıp, ne denli inandıklarımıza uygun yaşıyoruz diye sormalıyız kendimize. Bence bu sorgulama da bir aşama ve bir ilerlemedir. Kendimi, kendimizi daha çok sorguladığımız daha Müslümanca yaşadığımız günlere doğru inşallah   Bir şeyin daha farkına varmalıyız ve gözden geçirmeliyiz yeniden. Biz gerçekten kardeş miyiz. Biz Allah’ın dediği üzere, “sadece müminler kardeştir” ifadesini bilincinde miyiz. Bu bilinci taşıyan ve söyleyenler, bizler ve sizler, bunun gereğini ne denli yapıyoruz. Aslında her konuda sorgulamayız kendimizi, lafı, sözü, konuşup, etrafa “afra/tafra” yapmayı “caka satmayı” bırakıp, ne denli inandıklarımıza uygun yaşıyoruz diye sormalıyız kendimize. Bence bu sorgulama da bir aşama ve bir ilerlemedir. Kendimi, kendimizi daha çok sorguladığımız daha Müslümanca yaşadığımız günlere doğru inşallah cevap aramaya devam edelim.
Bugün önemli bir işim, acilen teslim edilmesi gereken resmi bir evrak için, o ilde ikamet edilen bir “ihvan” kardeşimi aradım, günlü olan evrakın bir gün içinde ilgili birime teslim edilmesi gerektiğini, otobüs firmasıyla gönderirsem gecikebileceğini, yardımcı olup olamayacağını sordum. Bana adresine kargoyla göndermemi, o da bir öğrenciyle ilgili yere gönderebileceğini söyledi. Otogar’ın çok uzak olduğu için oraya gidemeyeceğini belirtti. Ben de teşekkür ettim kapattım, fazla ısrar etmedim. Derken o şehirde ikinci bir kardeşimi, kardeşim diye inandığım birini aradım, o daha kardeşçe davrandı, ama kesin işimi halledici bir cevap veremedi. Nihayet üçüncü “kardeşime” telefon açtım. Bu kardeşimle yıllarca süren bir hukukumuz de vardı. Sağolsun kardeşliğin gereği olarak gönderirsin otobüsle, ben de gide alır ve ilgili yere teslim ederim dedi. Tabi ben ona da gönderemedim, evrağı, Rabbim, benim acziyetimi görerek, bana yardım elini uzattı ve bana o taraflara giden bir öğrenciyi gönderdi ve ben evrağı onunla gönderdim. Rabbim bana, yine merhametini gösterdi, Aslında O hepimize, her zaman yardım ediyor ancak bizler çoğu zaman bunun farkına varamıyoruz. Hatırlatıyor bize her an kendini, varmalıyız farkına bunun.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.