Bulunur mu Kalabalıkta Yâr?

Sever misiniz sizde?

Alıç ağacını ben oldum olası severim.

Kendimden bir şeyler bulurum.

Kendimi bulurum.

Kendim olurum.

Otobüs veya tren yolculuklarım sırasında uzaktan uzağa gördüm mü bir alıç ağacını gönlüm takılı kalır onda…

Otobüs yol alır. Ben orda kalırım.

Onda kalırım…

Onun yalnızlığını giderme gayretine girişirim. Kendi yalnızlığımı onun dallarına takıveririm.

Mümkün mü bu? Değil belki… Ama bana öyle gelir…

Her yalnızlık öyle değil mi?

Çoğalır mı yalnızlıklarımız başkalarıyla? Hafifler mi? Nereye kadar?

Bir alıç ağacına döneriz bazen… Yalnızlık vurur başımıza… Yalnızlığımızda demlendiğimiz zamanlar kim gelir gölgemizde dinlenmeye?

Kim anlar derdimizi? Kim duyar sesimizi?

Kim dillendirir türkümüzü?

Kim şairimiz olur? Kırık dökük şiirimizi kim okur yüreği atarak?

Kim bölüşür yalnızlığımızı?

Yalnızlığımız!..

Yalın yalnızlığımız, yakın yalnızlığımız. Yakan yalnızlığımız!..

Yakîn yalnızlığımız… Hakikate yakîn olmaya dönerse yalnızlığımız amaca ulaşılmış demektir!

Hira’dır yalnızlığımız…

Besler bizi… Doyurur…

Haykırışlarımız sessizdir orada…

Gözyaşlarımız içten akar, içimize akar…

İçten içe akar…

Ve gün gelir umman olur!

Önce kendimiz anlamalıyız kendimizi…

Ne arıyoruz bu âlemde?

Hangi avâzı salıyoruz yeryüzüne?

Derdimiz var mı? Yangınımız kime? Çilemiz ne için? Dâvâmız nedir?

İnleyişimiz kimedir?

Nelerin yalnızıyız?

Bir yanımız insan dolu ve cümbüş tüm coşkusuyla devam ederken neden biz bir alıç ağacı yalnızlığına bürünürüz?

Neden örteriz yalnızlığımızı üstümüze?

Aradığımız nedir bu yalnızlıkta?

Hangi bağın bağbanıyız? Hangi gülün peşindeyiz?

Bulunur mu kalabalıkta yâr?

Aşıklar neden sever tenhaları?

Neden viranelerdir yerimiz?

Neden yerinde gülmek güzeldir? Neden yalnızken ağlamak kıymetli?

Süzüm süzüm süzülen nedir gönlümüzden?

Yalnızlık nasıl büyütür bizi? Umutlarımızı, hülyalarımızı?..

….

Neden yetimdir peygamber?

Kimsesizlikte kimdir kimsesizin kimsesi?

Evet büyütür yalnızlık bizi!

Çoğaltır sevdamızı... Aşkımıza odun atar! Harlanır ateşimiz…

“El ne bilsin bizi/Hak sevsin bizi” dediğim zamanlardır yalnızlıklarımız…

Yalnızlık aslında yalnız olmadığımızı öğretir bize. Kendimizi keşfettiğimizi sağlar!

Kendimizden kendimize yaptığımız upuzun yolculuktur…

‘Sen senden ibaret değilsin’ bilincine ulaştırır bizi. Üstat Necip Fazıl!ın;

"Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;

Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya”dedirtir bize…

Yol O’nunsa, varlık O’nunsa ne gam!

Yalnızlık artık yalnızlık değildir! O’nsuzluk değildir!

Alıç ağacım…

Güzel ağacım… Hatibim benim… Şiirim…

Alıç ağaçlarının bir tarlanın ortasında tek başına yaşaması her zaman bana bitmez bir hitabe gibi gelmiştir.

Uzaktan baktığınızda sözü başka, yakına geldiğinizde sözü başka gibidir.

Ve hep konuşur…

Her zaman söyleyecek sözü vardır alıç ağacının…

Hikmetten yana, aşktan yana...

Bir alıç ağacıdır yalnızlığımız.

Bulunur mu kalabalıkta yâr sorusunun cevabıdır…

 

Haber  Name/ canbolatugur@gmail.com / https://twitter.com/ugurcanbolat 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum