Cinayeti gördüysek, katili de yakalamanın tam zamanı

Kuzey Irak’taki PKK varlığına son vermek için oluşturulan Türkiye-ABD-Irak üçlü mekanizma toplantısı. Emekli Orgeneral Şener Eruygur’un adının karıştığı darbe planlarıyla ilgili olarak, Genelkurmay eski başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün, ‘Ayışığı ve Yakamoz konularını biliyordum. Bilgi geliyordu, ancak, delil bulamadığım için işlem yapmadım’ demesi...

Ayrıca...

Özkök’ün ifadesinde, Ergenekon davasının en önemli sanıklarından Eruygur’un, Jandarma Genel Komutanlığı döneminde en yakın çalıştığı isimlerden olan, çok sayıda kişinin telefonunu mahkeme kararı olmaksızın dinlettiği, kendisini ya da Eruygur’u ziyarete gelen kişilerin konuşmalarını kayda aldığı öne sürülen eski Jandarma İstihbarat Daire Başkanı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz için, ‘Ersöz’ü çağırıp görüştüm. İllegal telefon dinlemeleriyle ilgili konuştum. ‘Bu konular nedir?’ diye sordum. Bana, ‘bunlar söz konusu olamaz’ dedi’ yönündeki vurgusu...

(Bu arada Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a eski bir sorumu da hatırlatmanın tam zamanı... Levent Ersöz’ün gizli telefon dinlemelerine yardımcı olan firmanın lisansı ne oldu acaba?)

Amiralleri vurmak istediği iddia olunan teğmen sayısının artması...

Bunlara ilaveten...

Kimsenin artık dönüp bakmadığı sosyal skandallardan birine eklenen, parası olmadığı için beş hastane dolaşıp parası olmadığı için parmağını diktirtemeyen 12 yaşındaki D.A...

Giresun’u bir kez daha dümdüz eden seller...

Her biri başlı başına yazı konusu olacak günün gelişmeleri...

Ama ben hepsini atlıyorum.

Neden?

HSYK Kararnamesine geri dönebilmek için...

* * *

Hákimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda günler süren kriz sonunda aşıldı. Unvanlı hákim ve savcıların atamaları yapıldı.

Kriz neden çıkmıştı?

Medyaya yansıdığı kadarıyla...

Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar ve mahkeme heyeti ile...

Güneydoğu’daki faili meçhul cinayetleri araştıran savcıların görevden alınmak istenmesi nedeniyle çıkmıştı.

Yirmi bir gün süren bu kriz sırasında, kamuoyu Ergenekon ve Güneydoğu’daki faili meçhul cinayetleri araştıranları görevden alıp, toplumsal arınma açısından hayati olan bu iki konuyu ‘Şemdinli’ye’ dönüştürmek isteyenleri de derinlemesine tartıştı...

Ortaya Güneydoğu’daki ‘ölüm kuyuları’ kadar ürkütücü ve dehşet verici konular ve sorular çıktı...

Dünkü Taraf Gazetesi’nin bu gelişmeleri on soru etrafında formüle ettiğini gördüm.

***

Ergenekon ve faili meçhul cinayetlerin üstünü kapatmak isteyen irade, bunu başaramadığı gibi eski defterlerin de açılmasına neden oldu...

Bunlardan biri Sabancı suikastı sanığı Mustafa Duyar’ın devlet koruması altında bulunduğu cezaevinde öldürtülmesi...

İkincisi de ‘Hayata Dönüş’ katliamıdır.

Acaba...

Ergenekon ve faili meçhul cinayetler ile karanlık noktalarla dolu bu iki konu arasında bağ var mıdır, var ise bu nedir?

Eğer hukuksal bir arınma dönemi yaşanıyor ise, acilen bu kapatılmış görünen iki dosyayı da açmak gerekmez mi?

Yaşamsal iki davayı fütursuzca ve alenen ‘Şemdinlemek’ isteyen iradenin varlığını sona erdirmenin de kaçınılmaz hamlelerinden biri bu değil midir?

Çünkü...

Hákimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda günlerdir süren kriz sonunda aşıldı ama Ergenekoncu yapı temizlenmedi.

Temizleme gereğinin aciliyeti ortada...

* * *

Bu hukuksal temizlenme ‘neyin doğru, neyin yanlış’ olduğunu da berraklaştıracak...

Çarpıcı, inanılmaz iddiaları da test edecek.

Çünkü bu iddialar çoğalarak yayılmakta.

* * *

Son yaşadıklarımız...

Bunların bize geçmişe yönelik olarak anımsattıkları...

Bununla paralel olarak ortaya dökülen ürpertici iddialar...

Bunların tümü bana ‘Cinayeti Gördüm’ filmini anımsattı...

Eğer cinayeti gördüysek, katili de yakalamanın tam zamanıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar