Kültür ve Kader

 

Hani “coğrafya bir kaderdir” derler ya... Ben buna bir de kültürü eklesem çok mu haddimi aşmış olurum? Sosyoloji üzerine kafa yoran ve bu işin bilimini yapan hocalarım bana kızarlar mı acaba? Üzerinde doğduğum toprak parçasının kader oluşu kadar, içinde yaşadığım ve yaşayacağım kültür de bir kader değil midir? Orada benden önce çizilmiş çizgiler vardır. Bu yolun neden çok virajlı olduğunu sorgulamak yerine biran evvel menzile ulaşmayı yeğleriz. Zira o yolu biz açmadık ve böyle bulduk... Bize düşen, üzerinde gidip gelmektir.

whatsapp-image-2021-03-05-at-11-06-34.jpeg

Bazen biz içinde yaşadığımız ve renkleriyle boyandığımız kültürün sınırlarında ilginç bir daire içinde kalırız. Giyeceğimizin kıyafetin rengini bile o belirler. Elbette bütün kültür ve coğrafya kendi şartları ve desenleriyle oranın yerel ölçeğinde önem arz eder. Hatta bezen bunların arasında kalın çizgiler olur. Hiç kimse o kültürden bağımsız olarak düşünemez, yaşayamaz... Dünyaya tek ve global bir kültürün hakim olması halinde yaşanabilecek sıkıntıları hep dile getirdim. Yerel kültürel özellikler mutlaka yaşamalı... Ancak...

Geçen haftalarda bir cuma günü yakın bir mahalde kuyu açılışı nedeniyle küçük bir programın içine düştüm. Günlerden mübarek Cuma... Bu nedenle tüm köylü en özel kıyafetleriyle gelmiş. Buradaki kuyuları için dua edecek sonra da namaza geçecekler. Bu nedenle bayramı yaşamaları lazım... Cumanın gerçekten bayram havasında hissedildiği bir coğrafyadır burası... Kimse camiye gündelik kıyafetiyle gelmez. O gün özeldir yani... Elbette kadınlar da buna dâhil...

whatsapp-image-2021-03-05-at-12-24-00.jpeg

O kadar ilginç ve renkli kıyafetler var ki seyretmek bile ayrı biz haz veriyor. Sanki çiçek bahçesi... Onların bir kısmının fotoğraflarımı çektim. İnternet erişimin kısıtlı da olsa imkân verdiği zaman aklıma başka bir muziplik geldi. Konya’da beraberce İmam Hatip Lisesinde aynı sınıfı paylaştığımız, bunun hazzını ve doyumsuz tadını hala hissettiğimiz arkadaşlarım var. Onlar burayı sıkıca takip eder, maddi ve manevi her türlü destekleriyle bana da yardımcı olurlar.

Çektiğim bu rengârenk kıyafetli kardeşlerin resimlerinin bir kısmını onlarla paylaşıp, “kendime yeni bir kıyafet almayı düşünsen bana hangi rengi önerirdiniz?” diye de sordum.

Amacım buradaki bu renkli hayatın dalgasını geçmek ve onlarla alay etmek veya gerçekten renk beğenmek değildi elbette... Buranın renkli, özgür ve mutlu hayatını onlara özelden yansıtmak ve bunu paylaşmak istedim. Renkler üzerine tabi ki çok değişik yorumlar geldi. Adı gibi derviş meşrep bir hayatı olan Derviş kardeşim, mesajında bana destek oldu. “Fotoğraflardan anladığım, bu Afrikalı kardeşlerimiz; hangi zorluk içinde olursa olsunlar mutlu olmayı becerebilen insanlar. Hac ve umrede defalarca buna şahit oldum. Hocam! sen oradasın ve çok daha iyi biliyorsun ama bence hangisini alırsan al ve giy, sadece mutluluk bulaşır.”

whatsapp-image-2021-03-05-at-12-24-01.jpeg

Burada insanların “hangi yemeğin önce, hangisinin ondan sonra yenileceğine” dair vaz geçilmez şartları bulunmaz. “Hangi kıyafet hangisi ile iyi bir kombin oluşturdu?” diye de düşünmezler. “Onun altına bu gitmez, şu ikisi asla beraber giyilmez” diye de değişmez yasaları yoktur. Herkes olabildiğince özgürdür. Biz de kadınların bile zor kabul edeceği renkli ve çiçekli kumaşları, kadınlar kadar erkekler de kolayca giyebilirler. Hatta aynı kumaştan evin erkeği ve kadını birer kıyafet giyerse kimse de bunu ayıplamaz.

Bazı düğün ve özel törenlerde köye aynı renkten birkaç top kumaş getirilir, tüm köy aynı kumaştan kıyafetler yaptırır ve bunu hiçbir sıkıntı hissetmeden giyerler. Pişti olmak gibi takıntıları henüz baş göstermemiş... Evin genç kızı; bir süre giydiği bir elbiseyi, üzerinde küçük değişiklikler yaparak babasına hediye eserse, bunda da bir mahsur olmaz.

whatsapp-image-2021-03-05-at-12-24-00-1-001.jpeg

Tüm kıtanın başka konularda özgürlük problemleri olsa da bu özel yaşamlarında o denli rahat ve sınırları geniş bir kabulleri vardır.

Belki merak edeniniz olur. Ben sonunda bunların hiç birisine karar kılamadım. Zira aklım hala bir Türk olarak çalışıyor. “Bunu görenler bana ne der?” diye aklımda silinmeyen uyarı levhaları var. “Bunların içinde beni bir gören olursa nasıl bakacak bana?” korkusuyla daha düz ve bize yakışan(!) bir kıyafet almayı tercih edebildim.

Bu sınırları genişletmek mümkün olamaz mı acaba?

Neyse biz de çok fazla sınırlar içinde yaşayarak mutlu olmayı deneyeceğiz...

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum