28 Şubat 1997 tarihinde gün yüzüne çıkan ama temeli daha eski tarihlere dayanan ordudan inançlı insanların tasfiye sürecinde birçok insanımız, TSK Personel Kanunu’nun 50/c veya 94/b maddeleri gereğince; inançlarından dolayı, ya da disiplinsizlik gerekçe gösterilerek “haklarında hiçbir yargı kararı olmaksızın” re’ sen emekli edilmişlerdi.

Bir bölümü Yüksek Askeri Şura Kararları ile, bir bölümü ise YAŞ’a bile götürülmeye gerek duyulmadan -aynı gerekçelerle olduğu halde-, “Bakan onayı veya kararnameler” ile…

10 Mart 2011 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek kanunlaşan “Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu” ile “926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nda değişiklik öngören GEÇİCİ 32.nci MADDE”de Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı ve adalet duygularını zedeleyici bir ayrım var… ve buna dikkat çekmek o mağdur insanlarımız bir basın bildirisi kaleme aldılar; Cumhurbaşkanına, Başbakan’a ve ilgili diğer makamlara iletilmek üzere…

Onların bu seslerine ve çağrılarına bu köşemizde yer vermek ve o çağrılarının o ilgili makamlar yanı sıra, bütün kamuoyuna ulaşmasını temenni ediyorum. Zira iyiniyetlerle yapılan düzenlemeler, bazı haksızlıkları telafiye çalışılırken, bazı insanlarımızı kapsam dışında tutuyor.

İşte o açık mektup, Değerli Hasan Ulukaya Bey’in katkılarıyla:

“… Bakan onayı ile veya Kararnameler ile ilişiği kesilen meslektaşlarımızın, kanun kapsamına dâhil edilmeyişlerine sebep olarak gösterilen AYİM’in, gerek Türk kamuoyunda gerekse Avrupa AİHM nezdinde ne denli yasal bir kurum olduğu tartışmaları malumunuzdur. Hakeza bu yöntem ile atılan kişilerin AYİM’de haklarını alabileceğini düşünmek de saflık olurdu. Bu genel kanaatten dolayı birçok meslektaşımızın yargı yolunu tercih etmediğini ve başvuranlarında doğal olarak reddedildiklerini de bilgilerinize arz etmek isteriz.

12 Eylül 2010 tarihli referandumda Yüksek Askeri Şura Kararları’na yargı yolu açılmış ve biz mağdurlar için çıkarılacak olan uyum yasaları birer umut kaynağı olmuştur. Ancak mağduriyetlerin giderilmesi adına Hükümet tarafından hazırlanıp Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilen Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’na eklenen geçici 32.nci maddenin ilk paragrafı ile “yargı denetimine açık idari işlemlerle” re’ sen emekli edilen bizler kapsam dışı bırakılarak ikinci kez mağdur edilmiş bulunmaktayız.

Yıllardır Türk Silahlı Kuvvetlerinden neden atıldığımızı en yakınlarımıza dahi izah edemezken, Kanun kapsamına alınmamak sureti ile, ikinci defa TBMM ELİ İLE ADETA TOPLUM ÖNÜNDE MAĞDURİYETİMİZ YENİDEN ONANMIŞTIR. Bu onamadan dolayı, kamuoyunda bizlerin “TSK’dan atılmamız hususunun aslında ne kadar yerinde bir karar olduğu” fikri PERÇİNLENMİŞ OLACAKTIR.

Kanun kapsamına giren meslektaşlarımızla aynı gerekçelerle TSK’dan RE’SEN emekli edildiğimiz halde KANUN KAPSAMINA DÂHİL EDİLMEYEREK VE ADETA İKİNCİ DEFA ONANARAK ZEDELENEN HAYSİYETİMİZ ve alçalan itibarımızdan dolayı, biz ve ailelerimizin toplum içinde ne kadar güç durumda ve mahzun kalacağımızı, eskisine nazaran kat be kat daha da hor görüleceğimizi, önce Allah’ın sonra sizin takdir ve vicdanınıza havale ediyoruz.

Aynı gerekçelerle ve aynı maddeler ile ilişiği kesilenlerin bir bölümü kapsama dâhil edilirken, bir bölümünün ise kapsam dışında kalmasının, Anayasamızın ‘Eşitlik ilkesi’ ile bağdaşmadığını Zat-ı Âlinizin takdirlerine arz ediyoruz. Madem iade-i itibar düşünülüyor, o halde sabık 28 Şubat dönemindeki bu tür uygulamaların tamamı dâhil edilmeli idi.

Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Başbakanım,

Cumhurbaşkanlığımızın onayına sunulacak olan bu kanun kapsamı dışında kalan “200 kişi” civarında olduğumuzu düşünerek, bir daha belki de sesimizi asla duyuramayacağımızı ve bu adaletsizliğin bizimle birlikte tarihin sayfalarına gömülüp gidebileceği endişesi ile size müracaat etmiş bulunmaktayız.

Bu kanunun, bizlerin de kanun kapsamına dâhil edilmemiz ve adaletin tecelli etmesi gayesi ile tarafınızdan düzeltileceğine olan inancımız tamdır…”   

Evet,

TSK Mağdurları’ndan bir grup insanımızın çağrısı bu yönde… İyi niyetle çalıştığına inanılan Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ilgili bakanlarımızın;

 Gelinen bu nihaî noktada,

bu çağrılara kayıtsız kalmayacaklarına inanıyorum. (13.03.2011)

AV. RAMAZAN KERPETEN (www.kerpeten.biz , ramazan@kerpeten.biz )