Sebahattin BİLGİÇ

Sebahattin BİLGİÇ

DOĞUŞ AZEBLER; GÖNÜLDEN BULUŞMA

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Doğuş Azebler” buluşmasını sabırsızlıkla bekliyordum. Hem geçen yıl hem de bir önceki yıl yapılan programların hazzı unutulacak gibi değildi. On gün, beş gün kaldı derken 9 Ağustos sabahı 02.15 de eşim ve oğlumla beraber yola çıktık. Geçen yıl sabah ezanı okunurken alana girmiş fakat geç kaldığımızı fark etmiştik. Bu yıl ezandan yarım saat önce azebler namazgâhında idik ama en son safta kendimize yer bulabilince yine çok geç kaldığımızı anladık.

Gelibolu’nun benim için birkaç açıdan önemi var. Ahmet Ziyaeddin Gümüşhanevi Hazretlerinin Çanakkale bölgesinin halifelerinden olan Bayramiç – Çırpılarlı Ali Efendi, Gelibolu mutasarrıflığını da yapmış. Ali Efendinin hayatını Rahmetli Hocamız Esad Coşan Hazretlerinin emirleri doğrultusunda araştırdığımda, Ali Efendinin Gelibolu Mutasarrıflığını da öğrenmiştim. Bunun üzerine Gelibolu’da Paşa Camii olarak bilinen Gazi Süleyman Paşa Camiinde hadis sohbeti yapma arzum oluşmuştu. Rahmetli Hoca Efendinin Et- Tergib Ve’t-Terhib isimli Hadisi Şerif kitabını tavsiye etmesi üzerine o zamanın Gelibolu Müftüsü Sadi Aşkın Hocamı ziyaret etmiş, her Pazar ikindi namazına müteakip hadisi şerif dersinin yapılmasını kararlaştırmıştık. Çanakkale’den her hafta gelerek sürdürmeye çalıştığım bu bereketli sohbet yirmi sekiz şubat sürecine kadar uzun süre devam etmiş, bu süreçte müftü bey sohbeti sonlandırmıştı.

Tabi Gelibolu deyince akla ilk gelen şeylerden biri Gelibolu’nun ve bölgenin manevi büyükleri Yazıcızadeler, Ahmed-i Bican ve Mehmed-i Bican kardeşlerdir. Azeb namazgâhına gidilirken önce onlardan destur alınır, boğaza nazır eşsiz mekâna ancak öyle geçilir. İsimleriyle teberrük etmek amacıyla adlandırdığımız Çanakkale’deki “Yazıcızade Ahlak Kültür ve Çevre Derneği’nin birkaç yıl yöneticiliğini yapmam da benim için ayrıca değerli bir hatıra ve şereftir.

Gelibolu Rumeli’nin anahtarı, boğazın kilididir. Namazgâh azeb askerlerinin dualarla sefere uğurlandığı bir mekân olduğundan günümüze kadar da hacı uğurlanması, yağmur duaları yapılması, teravih ve bayram namazları kılınması gibi bu minvalde bir takım vazifeler yapmaktadır. Son üç yıldır ise bambaşka bir coşku ve hazza ev sahipliği yapıyor.

1ae7fde1-fe01-42fa-a8bb-dba6fb1744d6.jpeg

Sabahın bereketli ve feyizli vaktinde kadın, erkek, gençler ve çocukların sırf ibadet niyetiyle geldiği bu dualı mekanda seçkin bir toplulukla beraber olmanın hazzı, ve neşesi içinde herkes. Büyük bir huşu ile dinlenen sabah ezanı arkasından okunan Yasin-i Şerif suresi aynı duygularla dinleniyor. İmam Efendinin ortama uygun ayetlerden seçtiği ve güzel kıraatıyla kıldırdığı sabah namazı ise yine gönüllerden silinmeyecek bir mahiyette oldu.

“ Allah Bütün Kapıları Açandır.”

Şimdi gönüllere eğilme, duyguların derinliklerinde seyahat etme vakti. Okunan güzel ilahiler eşliğinde tutulan tempolar göz pınarlarıyla nurlanıyor adeta. İlahiler eşliğinde kelime-i tevhid yankılanırken meydanı doldurmuş azeb askerleri canlanıyor gözümde. Genç, civanmert, gösterişli, gönüllü ve kendilerini vatana adamış bu serdengeçti evlatlar bir an önce serhatlara atılmanın heyecanını yaşıyor. Gıpta duyarak düşünüyorum her birini. Ne mutlu onlara…

Bu bereketli seher vaktinde memleketin her bir köşesinden gönüllü ve gönülden, hiçbir hesap gütmeden sadece ibadet maksadıyla ve muhabbetleşmek üzere koşarak gelmiş “irfan ordusu”yla beraberim. Ortam büyük bir mutluluk ve huzur tablosunu oluşturmuş durumda. Ecdadımız namazgâhın kapısına “Allah bütün kapıları açandır” yazmış ya irfan ordusu da hayır kapılarının açılması için sefere çıkmaya hazır bekler gibi.

Geçen yıl program sonrasında değerlendirme notumu birkaç arkadaşımla paylaşmıştım. Hiç şüphesiz kanaatimce program tüm boyutlarıyla geçen senelere göre daha mükemmel boyuta ulaşmış. Yeni ilavelerle geçen yılki değerlendirmemi paylaşmanın uygun olacağını düşünüyorum.

• Geçen yıl beş bin kişinin geldiği bildirilen katılım bu yıl on bir bin olarak duyuruldu. Meydan tamamıyla doluydu.

• Namazgâha yakın bütün yollarda buluşma için gelmiş arabalar park etmişti. 03.00 den sonra gelen araçlar park edebilmek için bir hayli gezindi.

• Geçen yılki gibi abdest tazelemek için durduğum akaryakıt istasyonunda aynı gayeyle durmuş ve tatlı bir telaşla koşuşturan azebler yolcuları vardı.

• Namazgâha giden yolda kendimi sanki Mescid-i Nebevi’ye yürüyor hissettim. Sokaklardan namazgâha doğru akın akın yürüyen mütebessim ve nazik çehreler vardı. O vakitte selamlaşmanın ve gelenleri seyretmenin tadı ayrı bir haz bıraktı.

• Geçen senelerde olduğu gibi emniyet güçleri girişte tedbir almış. Fakat yüzlerinde endişeli bir hal yoktu. Onlar da biliyor ki gelenlerden bir lüzumsuzluk sadır olmaz.

• Geçen seneden farklı olarak geliş güzergâhlarına daha fazla yönlendirme görevlileri konmuştu. Gelibolu’ya girer girmez görevliler vazife başında idiler.

• Hanım ve beyler için ayrı giriş düşünülmüş. Önceden online kayıt olunduğu için gelenler hızlıca içeri alınıyor. Görevli gençler yarınların organizelerini başarıyla yapabileceklerini gösterircesine canı gönülden nazik, hızlı, sessiz ve mütebessim bir şekilde yapıyorlar vazifelerini. Doğrusu gençlerin koşuşturmasında bir boşluk hissetmedim.

• Geçen sene olduğu gibi bu yıl da buhurdanlıklardan tüten güzel kokularla karşılandık. Meydan içinde de belli yerlere konmuş tütsüler ayrı bir hoşluk oluşturdu.

• Daha namazgâha ilk girişte yazarı olduğum Habernamenin sahibi Kemal Bozkurt Beyle karşılaşmam benim için sürprizdi. Program sonrasında namazgâhta bulunan diğer Habername yazarlarıyla tanışmamız ve hasbihal etmemiz de ayrı bir güzellik oldu. Maşallah Habername her yerde ve gayet canlı. Kemal Beyin enerjisi ise tarifsiz.

• Vesilesiyle toplandığımız Rahmetli Hocamızın sesinin zaman zaman namazgâhta yankılanması özlemimizi bir daha canlandırdı. Hoca Efendinin müşfik ve muhabbetli sesi, seherin bu bereketli vaktinde gönül tellerimizi titretti.

• Hem geçen yıl hem bu yıl namaz için seçilen ayetler son derece manidar ve yerinde idi. Bu güzel mekânda irfan ordusuyla kıldığımız bu namazların büyük bir nimet, huşulu bir an olduğunu düşünüyorum.

• Müslümana yeryüzünün mescid kılınmasını, Azebler Namazgâhında bütün alanın secde ile buluşmasıyla hep beraber yaşadık. Bütün bir alan secdegâh, bütün bir gökyüzü kubbe idi.

• Her iki yılda namaz akabinde icra edilen programlar, daha sonraki seneler için bir bağımlılık oluşturdu diyebilirim. Bu sene ise hatme bir fark oldu.

• Meydanda hiç birbirine yabancı görmedim.Herkes bir birini ne kadar da güzel tanıyor. Birbirlerine bakışlarını, musafahalarını, selamlaşmalarını gördükçe bunu rahat gözlemleyebiliyorsunuz.

• Tabi bir de eski dostların gruplar halinde eskimez muhabbetlerini gördükçe insanda ayrı bir neşe oluşuveriyor.

• Namazgâhta toplanan cemaatte büyük bir huşu ve vakar vardı. Bende sanki herkes ihramlıymış gibi incelik ve zarafet içindeler hissi oluşturdu.

• Namazgâhtan ayrılan herkesin elinde ikram kutuları vardı. Bu yıl Rahmetli Hocamızın imzasının da işlendiği ikram çantası hazırlanmış, hatıra olsun diye.

Rahmetli Hoca Efendinin makamı yüce olsun. Umut ve niyaz ederim ki gelen ve bir sebepten gelemeyen kardeşlerimizle hocalarımızın önderliğinde Rabbim cennetinde buluştursun.

Uzaktan- yakından iştirak eden ve bu muhteşem organizeyi gerçekleştiren herkesten Allah razı ve hoşnut olsun.

Sebahattin BİLGİÇ

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum