EN ZOR İŞLERDEN BİRİ DE KIYAS YAPMAKTIR

Günlük konuşmalarımızda, siyasi ve sosyolojik tartışmalarımızda taraflardan biri çoğu zaman “eskiden böyle miydi ya?” diye başlayan değerlendirme yapar. Eskiden kelimesi o kadar kapsamlı o kadar geniş bir kelimedir ki kast edilen zaman 50yıl öncesi mi, 500 yıl öncesi mi 1000 yıl öncesi mi…Belli değildir…Tıpkı bunun gibi birçok konuda kıyas yaparken, karşılaştırmada bulunurken çok rahat hareket ederiz. Oysa kıyas yapmak, mantık yürütmek çok önemli ve çok zor bir konudur. Mevzu ile ilgili önce İslam Ansiklopedisine gidelim. İşte ondan bir birkaç satır:

“… Sözlükte kıyâs “ölçme, takdir ve eşitlik” anlamlarına gelir. Mütercim Âsım Efendi, kıyasın “bir nesneyi misali olan nesneye takdir edip uydurmak” mânasına geldiğini söyler (Kāmus Tercümesi, II, 997). Terim olarak dilde, mantık ve fıkıhta sözlükteki asıl mânasıyla irtibatlı olmakla birlikte farklı anlamlarda kullanılmaktadır…”

“…Bilgi kavram (tasavvur) veya bir yargıdır (tasdik). Bir kavramı açıklayan söze (el-kavlü’ş-şârih) tanım (had) veya betim (resim) denildiği gibi bir yargıya ulaştıran kanıta da (hüccet) tümdengelim (kıyas) yahut tümevarım (istikrâ) denilmektedir (İbn Sînâ, el-İşârât, s. 2-3)….”

“…Gazzâlî de mantıkla ilgili yazılarında İbn Sînâ’nın kıyas öğretisini aynen tekrarlamıştır. Ayrıca el-Ḳısṭâsü’l-müstaḳīm adlı risâlesinde kıyasın bütün çeşitlerini Kur’an’dan çıkarmaya çalışmış, özünü kıyasın oluşturduğu mantığın dinî bir bilim olduğunu ileri sürmüş ve İbn Sînâ’nın deyimlerine karşı yeni deyimler önermiştir…”

“…Kıyas Eleştirileri. Kıyasa yönelik eleştiriler genel olarak mantık eleştirileri içinde önemli bir yer tutar (bk. MANTIK). İslâm kültür tarihinde özellikle dil bilimi uzmanları başından beri mantıkî kıyas karşısında mesafeli bir tavır almışlar; İbn Salâh eş-Şehrezûrî, İbn Teymiyye ve Süyûtî gibi âlimler kıyasın dayandığı tanım teorisini yanıltıcı olarak görürken mantıkî kıyasın tamamen formel olmasından dolayı insanın bilgisini arttırmadığı gerekçesiyle sağlam bir yöntem oluşturmadığını söylemişlerdir…”

“…Kıyasa karşı en ciddi eleştiri Yeniçağ’ın bilim anlayışı ile birlikte Batı’da yapılmıştır. Bu eleştiriyi yapanlar arasında Francis Bacon, René Descartes, John Stuart Mill sayılabilir…”

https://islamansiklopedisi.org.tr/kiyas#1

“DİL OLMADAN İL (ÜLKE DEVLET) OLMAZ”

Epeydir zihnimi meşgul eden başlıktaki mevzuyu yazmak için sabah kalktım, besmelemi çektim bilgisayarın başına oturdum. “Konu ile ilgili ‘kudema’ ne demiş acaba” sorusunun cevabı için ‘Google Dedeye’ başvurdum. O beni İslam Ansiklopedisinin yukarıda verdiğim linkine yönlendirdi. (Bu arada TDV İslam Ansiklopedisinin yazılmış olması, her maddesine her zaman internetten ulaşılır olması çok büyük bir nimet. Ol sebepten ansiklopedinin oluşmasında rol alan herkesten Allah Razı olsun) Ansiklopedi de uzun bir madde çıktı karşıma, zihnim karıştı. Ben günlük hayatımızda, siyasi, ekonomik, sosyal, bilim, kişisel ilişkilerde…Yaptığımız yanlışlardan söz etmek isterken Ansiklopedi beni çağlar öncesine, ülkemden (zaman, mekân, kültürel… olarak) öyle uzaklara savurdu ki ne yapacağımı şaşırdım. Bundan dolayı o uzun maddeden birazını yazıma giriş yaptım. Bunu okuyan herkes anlayacaktır ki günlük hayatımızda birçok alanda kıyas/karşılaştırma…Yaparken çok dikkatli olmak zorundayız. Bu iş göründüğünden de zor ve güç bir iş. Bu sebepten ben yazıyı fazla uzatmamak için sadece bir alandan, günlük hayatta sık sık yapılan bir sahadan misal verip noktalayacağım: Siyaset.

Siyasilerimiz (iktidar muhalefet fark etmez) konuşmalarında, kendi yaptıkları iyilikleri, doğruları, kazanımları; rakiplerinin yaptıkları yanlışları, eksikleri…Halka anlatırken sıkça dönemler arası kıyaslamalara giderler. İlk bakışta doğru gibi görünen bu bilgilere vatandaş olarak bizler çok temkinli yaklaşmalıyız. Çünkü siyasilerin değişik konularda yaptıkları kıyaslarla ilgili tam bilgiye sahip değilsek yanılırız. Mesela;

İktidar Türkiye’deki ihracat rakamlarını eski tarihlerle kıyaslayarak ne kadar ilerlediğimizi sıkça söyler. (Mesela 2000 yılında Türkiye’nin toplam ihracatı 27 milyar dolar, ithalatı 50 milyar dolar civarında, (https://bigpara.hurriyet.com.tr/haberler/ekonomi-haberleri/dis-dengede-rekorlar-yili_ID348460/)

2024 yılında 261 milyar dolar ihracata karşılık 344 milyar dolar ithalat vardır.) Bu rakamlar doğru mu elbette doğru. Pekiyi iktidar bunu bize nasıl yansıtır. 2024 teki ihracatı söyler ama ithalatı dillendirmez. Muhalefet ise 2024 teki ithalatı söyler ama 200 yılındaki ithalattan bahsetmez. Bu durumda yapılan kıyaslar eksik oluyor. Aynı şey Eğitim, sağlık, alım gücü, toplumsal ahlak, sanat, spor …Konularında da geçerlidir.

Ol sebepten günlük hayatımızda, kişisel ilişkilerimizde, toplumsal olaylarda kişileri, toplulukları, devletleri, devirleri… Kıyaslarken/karşılaştırırken çok ama çok dikkatli davranmak zorundayız. Aksi halde elde edeceğimiz sonuçlar geçersiz olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.