Ergenekon'un getirdikleri ve götürdükleri

Ergenekon operasyonu konusunda yine ipin ucunu kaçırdığımız görülüyor: Bu operasyonun önemini gereğinden fazla abartıyoruz. Bazıları, Ergenekon operasyonunun bir milat olacağını bile söyleyebiliyorlar.

Her şeyden önce, Ergenekon operasyonu, acaba bütünüyle yerli bir iradenin ürünü mü? Ergenekon operasyonunu bir milat olup olmadığına karar verebilmek için bu operasyonun gerisindeki gerçek iradenin, gücün ve sâikin ne olduğunu çok iyi bilmemiz veya görebiliyor olmamız gerekiyor.

Ancak bu konuda karşımıza çıkan tablonun veya manzaranın bir hayli flu olduğunu gözlemliyoruz.

Tam bu noktada sorulması gereken soru şu burada: Ergenekon operasyonu, gerçekten yerli bir iradenin ürünü mü, talebi mi, sonucu mu; yoksa işin içinde başka, yabancı iradeler veya eller mi var?

Ben şahsen, bu operasyonun bütünüyle yerli bir iradenin ürünü olduğuna dair ciddî kuşkular taşıyorum. Bu operasyonun gerçekten de Türkiye'deki derin çete yapılanmasına büyük darbe vuracağı anlaşılıyor. İyi de darbeyi vuran kim? Benim kanaatim, darbeyi vuranın ABD olduğu yönünde. ABD'nin özellikle istihbarat aşamasında çok belirleyici rol oynadığını düşünüyorum.

Burada kafa karıştıran sorun tam da bundan sonra devreye giriyor: Türkiye'deki derin çete yapılanması, NATO-ürünü bir yapılanma değimliydi zaten? O hâlde, eğer Ergenekon operasyonunda da ABD'nin gözardı edilemeyecek bir rolü varsa, burada ortaya çıkan çelişkiyi nasıl açıklayacağız öyleyse?

Elbette ki şöyle açıklayacağız: ABD, şimdiye kadar ABD'ye çalışan bilumum Atatürkçü, Kemalist, solcu, ulusalcı, milliyetçi tipleri tasfiye ediyor. Yeni bir şebekeyle çalışmak istiyor. Sözümona İslâmcılarla çalışmak istiyor. İslâmcıları çok sevdiği için mi? Elbette ki, hayır! Ya peki, niçin? Başka seçeneği kalmadığı için.

ABD'nin böyle bir yola başvurmasının iki temel gerekçesi var: Birincisi başka seçeneği olmadığı veya kalmadığını çok iyi biliyor ABD; ikinci olarak da böylelikle islâmcıları kendi hâline bırakmak istemiyor ve ancak bu şekilde İslâmcıları kontrol altına alabileceğini ve önlerini kesebileceğini düşünüyor.

Ergenekon operasyonu yeni küresel süreçte hem Türkiye'nin Asya seçeneğini hem de İslâmî bir yörünge oluşturma seçeneğini iptal etmeyi amaçlıyor olabilir.

O yüzden bu operasyonla birlikte Türkiye elbette ki derin çetelerden kurtulmuş olacak ama bu kez yeniden ABD'nin kucağına oturmuş olacak: üstelik de bu kez küresel seçeneklerini terk etmeye zorlanarak yapmış olacak bütün bunları: Bu nedenle ne yapıp edip bu operasyonun yerli bir iradenin hâkim olacağı bir operasyona; köklü bir temizlik harekâtına dönüştürülmesinin yollarını araştırmamız gerekiyor: Aksi takdirde yağmurdan kaçarken doluya tutulmak gibi bir açmazla ve trajediyle karşılaşmaktan kurtulamayabiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar