“eyvah yine beyaz afet geldi!”

Kar, kış aylarımızın vazgeçilmezi.. Kimilerimizin yağdığında hayıflandığı, kimilerimizin de yollarını hasretle gözleyip, yağsın artık da kardan adam yapalım dediği; o kah mutluluk veren, kah sıkıntı yaratan doğa olayı..

Çocukken ayrı bir haz verirdi karın yağması, izlemek bile o minik dünyamızda heyecanlar yaratırdı.. okula gidiş ve dönüşümüz imkansız hal alırdı da gıkımız çıkmazdı.. severdik çünkü o doğa olayını. Annemiz bağırıp çağırırdı “soğukta üşüyeceksin yeter, gir artık eve!” diye, ama ne mümkün evimize teknoloji uğramamış bizim için oyunların en güzeli, en doğalıydı kartopu ve kardan adam..

O zamanlar doğalgaz kelimesi düşmemiş dilimiz bile donarken soğuktan, eve geldiğimizde bizi karşılayan sıcacık bir soba, üzerinde mis gibi kokan bir yemek ve annemizin sevecen yüzü.. Tadına doyum olmazdı o günlerin..

Bugünlerde , kar ile yatıp kar ile uyanıyoruz. Kah belediyelerden kaynaklı bilinçsiz alt ve üst yapı yetersizliği, kah bireysel tedbirsizlikten kaynaklı bir sürü sorun yaşayabiliyoruz.
Ama büyüklerimiz derler ki; kar havadaki mikrobu kırar, enfeksiyon bulaşmasını önler..
Yakınlarda hiç domuz gribi haberi duyanınız varmı?

Amerikalı Wilson Bentley kafasını kar tanelerine takar. Tam elli yıl sürekli olarak mikroskopta kar kristali fotoğrafı çeker. Bütün isteği her şeyiyle birbirine benzeyen kar kristali bulabilmektir. Bulur mu? Hayır bulamaz. 6 bin fotoğraf çeker elli yıl içerisinde. Eni boyu her şeyiyle aynı iki kar kristali tespit edemez.

Biliyorsunuz bulutları meydana getiren su buharı 0°C’nin altındaki sıcaklıklarda donar. Bu donma sonucu su buharı iğne şeklinde buz kristalleri halini alırlar. Bunların birbirlerine birleşmeleri neticesinde de düzgün altıgen şeklinde kar kristalleri meydana gelir. Tabii bu kristallerin yere ulaşması için geçtikleri yerlerde hava sıcaklıklarının 0°C’nin altında olması gerekir. Kar taneciklerinin çapları 2-4 mm, ağırlıkları ise yaklaşık 0,005 gramdır. Yere doğru yavaş yavaş süzülürler. Hafif oldukları için ve havanın direnci ile karşılaştıkları için yağmur gibi hızlı düşmezler. Havada süzülürler.

Bir de kar tanecikleri inme sırasında birbirlerini ittiklerinden yapışmazlar. Özelliklerini koruyarak yere inerler. Bunlar güneş ışığını tamamen yansıttıkları için de beyaz olarak görülürler.

Dünya’daki tüm yağışların altı veya sekizde birinin kar olarak gerçekleştiği anlaşılmış.

Karın, tarım toprağını koruması ve nemli tutmasında önemi büyüktür. Kar, yeryüzü ve yeraltı su rezervlerinin ana kaynağıdır. Kar yağınca çiftçiler sevinir. Biz de toprak için kar iyidir deriz ama neden iyi olduğunu hiç düşündünüz mü? Kış boyunca toprak ve bitkileri donmaktan koruyan kar, ilkbaharda sıcaklığın artmasıyla eriyerek nehirlere ulaşır. Barajları doldurur ve enerji olarak bize döner.

Ayrıca karda bulunan amonyak, kar erimesiyle birlikte toprakta kalır. Bu amonyak, azot bakterileri tarafından kalsiyum nitrat gibi azot tuzlarına çevrilerek bitkilerin azot ihtiyacını karşılar.

Kar yağışını görünce “eyvah yine beyaz afet geldi!” derken, karın faydalarını da aklınızın bir köşesinden geçirmeyi unutmayın..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum