Fatih Terim: Türkiye Türklerindir..!

 

Fatih Terim: Türkiye Türklerindir..!

 

Türkiye’nin Türklere ait olmadığını, şamandırasında ‘Türkiye Türklerindir’ yazan amiral gemisinin, her sabah, tüm Türklere taşıdığı yükün mahiyetinden dolayı, çok iyi biliyoruz!

Futbolu, bir oyun olarak çok severim. Ama sihirli bir etkiye sahip meşin bir yuvarlağın etrafında dönen bu dinamik oyunu, becerebilme noktasında her hangi bir yeteneğe sahip değilim maalesef. Esasında, küresel biçimli bir oyun aracı olan topla oynanan oyunların, hepsini severim. Tenis, basket, voleybol... Ve hatta çocukken bir kuytu etrafında bize doyumsuz hazlar yaşatan misket.

Ama küre şeklindeki bu sihirli parçacıkla oynanan oyunların, profesyonelleşerek değişik kulüpler adı altında işgal edildiğinden beri, oyun mahiyetinin, sıradan bir maç olmaktan çok öte gittiğine inananlardanım. Bu şekilde inanmam için, 3 F formülüyle ülkesini yönettiğini beyan eden dikdatörlerin ifşaatları gibi haklı sebeplerim var.

Olimpiyat stadında oynanan, daha doğrusu oynanmaya çalışılan Beşiktaş-Galatasaray maçına giden on binlerce taraftarın, kendilerinin rahat ulaşımı için, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gayretleriyle inşa edilen Bağcılar-Olimpiyat metrosundaki fütursuzca hereketleriyle diğer insanları hiçe sayan, metro araçları ve istasyonlarda bulunan her türlü alet adevata zarar vermeyi kendisine bir hak gören ve en ufak bir merhamet belirtisi göstermeyen genç seyirci kitlesinin, araç içerisinde ‘Her yer Taksim her yer direniş’ diye slogan atması derin sosyo pisikolojik tahlillere muhtaç.

Bu savruk kitleyi izlerken insanın içine derin korkular düşüyor. Onları gören çocukların, annelerinin ellerinden daha bir sıkı tutarak ağladıklarını bizzat görmek insanı ayrıca üzüyor. Bu savrulmaya körük tutan dillerin, televizyonlarda bu seyirciyi adeta kutsayan ifadeleri, insanın midesini bulandırıyor.

Bu büyük seyirci..!

Ve akşam olduğunda, bu büyük seyircinin ne kadar büyük olduğunu, sahaya girmeleriyle görüyoruz. Gözü dönmüş bir şekilde, 40 tl yevmiye için oraya görev yapmaya gelerek, çocuklarının süt parasını çıkarmaya çalışan özel güvenlik görevlilerine nasıl saldırdıkları taşıyor, televizyon ekranlarından evlerimize. Kameraların bize ulaştırmadığı ve sessiz bir çığlık olarak kalan metro güvenliklerinin ağız burun tartaklanması... Metro turnikelerinden kart basmadan geçme haytalıkları ve bunu bir hak olarak görme yobazlığı.

Bunu, daha önce Bağdat caddesini yakıp yıkan Fenerbahçe seyircisinde de gördük... Başka bir kulübümüzün ise başkanı, her kamera karşısına geçtiğinde racon kesebiliyor ve başka bir kulüp başkanını gömmekle tehdit edebiliyor. Hemde yarı resmi sayılabilecek bir toplantıda. Tabi ki bununla ilgili her hangi bir savcıda harekete geçmiyor!

Ülke futbolunun gelmiş geçmiş en büyük, en başarılı hocası ve futbolun kendisinden önce ve sonra diye ikiye ayrıldığı bir adam, hemde muazzam bir derbi galibiyeti sonrasında, takımdan kovulduğunu, takımının başında antrenman yaparken öğreniyor.

Evet... Vefa, sadece ve sadece İstanbul’un bir semti imiş..! Bunu bir kere daha gördük böylece.

Fatih Terim...

Başarıya giden yolda gerçekten bir Fatih kesilen ve zaman zaman tasvip etmediğimiz başarıya güdümlenmiş hareketleri bizi kıl etse bile, ülke futbolunun en büyük gerçekliği, terbiyesizce bir operasyona kurban ediliyor. Nedense ben, bir Fenerbahçe taraftarı olarak, normalde sevineceğim bu ayrılığa ifrit olup, öfkeleniyorum.

Bu; Türkiye’nin, Türk’lere dar edildiğinin en sade ve en son örneği...

Eğer, ‘Terim’ gerçekliği olmasaydı, şimdi en büyük rakipleri Fenerbahçe’nin, sayısı otuza yaklaşmış olacak olan şampiyonluklarını, saymakla meşgul olacak olanlar; onun sırtından, iki yıl gibi kısa bir sürede, kendilerine müthiş bir karizma edinenler, ona ve onun nezdinde herkese tepeden bakma hastalığına düçar olmuşlar. Gerçi, bu onların varoluş sebepleri.

Galatasaray Spor Kulübü’nün ‘Liseli’ olmayan ilk ve tek başkanı olan ve Arena Stadı’nın yapımındaki gayretleri ve becerisi, inkar edilemeyecek olan Adnan Polat’ı, kulüp içi hukuk/suzluk darbesiyle devirenler, stadın inşa edilme sürecinin akamete uğramasını kararlılıkla engelleyen siyasi iradeye de, açılışta bir güzel küfür ettirmeyide ihmal etmediler.

Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe, radara yakalatıldıktan sonra, başkan ve takımını kurtarmak adına(!) yola konulan radarın, TBMM eliyle yoldan kaldırılmış olmasıda, ayrıca bir ustalık eseri, ama Usta’nın eseri değil! Çünkü, radar kendisinden beklenen vazifeyi gördüğünden dolayı, artık lazım değil.

Futbolun içine düştüğü lağım çukuru nedeniyle, ‘Bana Galatasaray şike yapmamıştır dedirtemezsiniz’ ve ‘Aziz Yıldırım benim dostumdur ama Ünal Aysal benim dostum değildir’ diyen Adnan Polat’ın, plazasının yanmasıda, bir rastlantıdan ibarettir zaten!

Tabi, herkesin ihlal ettiği radarda, sadece Fener Bahçe’nin ve birazcıkta Beşiktaş’ın yakalanması da bir tesadüftür!

Burası Orta Doğu... Nereye göre; hem orta, hem doğu..? Burası Kurtlar Vadisi olmuş birader. Birader mi dedim? Hay Allah..!

Bu topraklarda, orduların o ülke insanlarına ait olmadığını, Arap Baharı kasırgası ortaya çıkarttı. Bunu; Cezayir, Libya, Yemen, Suriye ve Mısır’da gördük. Biz, ülkemizde de bunun böyle olduğunu, PKK denilen zavallı bir oyuncağın, bir türlü durdurulamamasından da biliyoruz.

Şimdi gördük ki, bu ülkenin geçmişini yıkıp geleceğini çalanlar, basit oyun kulüplerini bile bu ülkenin insanlarına bırakmıyorlar. Hemde tüm başarılarına rağmen. Biz bile bizim değiliz, bizi bize bırakmıyorlar. Bu olay, bunun ortaya çıkmasının, yeni ve en son tezahürüdür. Bize her yer Trabzon ama onlara hiçbir yer Trabzon değil..! Bunun hıncıyla hareket ediyorlar.

Yeni masonik düzen böyle gerektiriyor...

Maalesef; futbol, Fut b.k olma yolunda emin ve hızlı adımlarla ilerlemeye devam ediyor.

Bu yazı; size biraz tuhaf gelmiş olabilir belki, ama ben, bir sporcu olmadığım gibi, spor yorumcusu da değilim. Zaten tüm bu oyunlar da spor değil..!

  

E Mail : akpinartahsin@hotmail.com

Twitter: @akpinartahsin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum