FENERBAHÇE “KOCAMAN” BAŞARILARA İMZA ATIYOR…

Özellikle içinde bulunduğumuz Şubat  ayında  dünyada ve ülkemizde siyasi konjöktörde yaşanan hızlı gelişmeler  ve neticesinde ortaya çıkan yeni tablolar, vaktimizin büyük bir bölümünü işgal etti, fikir dünyamızda yoğun değerlendirmelerde bulunmamıza neden oldu. Ortadoğu ve Afrika’da  hak ve özgürlük adına değişen idari yapılar, yine bir seçim arefesindeki  ülkemizde –değişmeyen şekliyle- müspet davranışların dışında devam eden  iktidar ve muhalefet atışmaları v.s gibi.

Geçen hafta sonu Pazar günü farklı bir gündü ben ve birkaç dostum için. Tüm bu gelişmelerin dışında uzun zaman sonra yakaladığımız birkaç saatlik boşluğu birlikte geçirdik. Peki, nasıl geçti? diye soracak olursanız; sakin, şiddet ve tartışmadan uzak bir ev ortamında haftanın en önemli derbisi Fenerbahçe-Beşiktaş maçını izledik.

İstanbul’un hareketli ve yoğun geçen hayat tarzından bir türlü fırsat bulup da devam ettiremediğimiz önemli bir sosyal aktivitedir spor. Uzun yıllar hem bir izleyici hem de bir fiil aktif sporun içinden gelen biri olarak maalesef hiçbir organizasyona katılamamanın veya bir organizasyon yapamamanın gerginliğini yaşıyorum. Sadece bir izleyiciyim artık. O da sık aralıklarla değil…

Hayatımızın bir döneminde, bir arada bulunma ve iyi vakit geçirme olarak düşünülen spor kültürünü şimdilerde biz ve bizim yaşlarımızda olanlar   “sağlık için gereklilik “ olarak düşünebilmekteyiz.

Pazar günkü maça gelirsek, yine önemli bir derbi maçıydı. Türk futbolu ve süper lige heyecan ve kaliteyi arttırmada lokomotif olma özelliği olan bu tür maçlarda yenen takım veya o takımın hocası, sporseverler tarafından övülür, elde edilen başarı ise kariyerlerine güç kazandırır. Ligin en pahalı iki takımını izleme fırsatı bulduğumuz derbide  kazanan takım Fenerbahçe, övülmeyi hak eden teknik adam ise Aykut Kocaman oldu.

Maç boyunca üzerimizde hissettiğimiz heyecan çok başkaydı. Oyun içinde istekli, sürekli hareket halinde golü düşünen bir Fenerbahçe görüntüsünü uzun zamandır özler  olmuştuk. Maçtaki bu farklı ve zevk veren futbol, izlerken bizlere ayrı bir tat vermişti.

Sarı-Lacivertlilerin, maçın ikinci yarısının başında mağlup duruma düşmesi bizleri hiç mi hiç ümitsizliğe itmedi. Daha yarım saat vakit vardı ve istenilen galibiyet mutlaka gelecekti. Oynanan güzel futbol bunun habercisiydi adeta.

Oyunun tamamen Fenerbahçe’nin üstünlüğüne geçmesine sebep olan hareket çok net bir penaltıydı. Ferrari’nin Lugano’ya daha önce yaptığı hareketi göremeyen hakem bu defa kaçırmadı ve haklı bir karara imza attı. Profesyonel bir oyuncunun bu kadar önemli   bir maçta   acemice diyebileceğimiz bir harekette bulunması, Beşiktaş takımının en büyük şansızlığıydı. Ferrari gibi uzun süre takımdan uzak kalmış   bir oyuncunun bir  derbi maçında oynatılması hatadan başka bir şey değildi.

Neticede; her iki devresinde de birden çok kırılma anları yaşanan bu önemli maçta gülen taraf Fenerbahçe oldu. Sarı-lacivertliler, 22. haftada Beşiktaş derbisinde aldığı galibiyetle 15 galibiyet, 3 beraberlik ve 4 mağlubiyet ile 48 puana ulaştı.

Fenerbahçe’nin bu başarısı gerçekte çok da sürpriz değil. Ligin ilk yarısında yıldızlardan oluşan kadrosuna rağmen-sakatlıkların da etkisi göz ardı edilemez – bir türlü istediği futbolu ortaya koyamadı ve liderin dokuz puan gerisinde bitirdi.

Ancak, ligin ikinci yarısında gelindiğinde, büyük değişimlerin yaşandığına şahit olduğumuz takım, ikinci yarıda üst üste aldığı başarılı sonuçlarla beş hafta sonunda maç fazlalığı ile de olsa liderliğe ulaştı. Liderliğin sürekliliği bugün oynanacak Trabzon-Manisa maçının sonucuna bağlı.

Fenerbahçe’de son haftalarda önlenemeyen bir yükseliş var. Bu yükselişin altında futbol şansından öte iradi bir istek ortaya koyan, kazanmaya motive olmuş ve takım oyununu başarmış bir anlayışın olduğu gerçeği yatmaktadır.

İkinci yarıdaki bu performans daha da artacak ve liderlik mücadelesi içinde olduğu Trabzon ve Bursaspor, bu performansın ağırlığını her maçta üzerinde hissedecektir.

Zirvede kızışmalar başladı.

Fenerbahçe de zirveye adını yazdırma gayretinde…

 

 

Ulvi_sevecen@hotmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum