Futbol güzel oyunsa, Hollanda-İtalya maçı en güzellerinden biriydi

BASEL
Bern"de pazartesi akşamı o muhteşem maçı, Hollanda"nın İtalya"yı 3-0"la ezdiği o korkunç karşılaşmayı hiç dinmeyen bir heyecan fırtınası içinde seyrederken, “Ulan Hasan Cemal sevin, ömrü hayatın böyle bir maça denk düştüğü için mutlu ol” demekten kendimi alamadım.
Nasıl bir maçtı o?..
Ne muhteşem oyundu!
Hollandalı topçular, koca İtalya"ya, 2006 Dünya Kupası"nı kaldıran o sihirli ayaklara 90 dakika boyunca top göstermediler. Son otuz yıldır yenemedikleri İtalyan Milli Takımı"nın pestilini çıkardılar yeşil sahada...
Bir söz vardır.
Bir futbol hastası, bir futbol kaçığı öldüğü zaman ruhu doğru İtalya"nın yolunu tutarmış; futbol bu ülkede tapılırcasına sevildiği ve el üstünde tutulduğu için İtalya"yı kendine öbür dünyası olarak seçermiş...
Hollanda hezimetinden sonra yine böyle olacak mı bilemiyorum. Dünkü İtalyan spor basını hakiki bir matem içindeydi.
Futbol eğer güzel oyunsa, hiç kuşkusuz en güzellerinden birini önceki gece Bern"de seyrettim. Ve Uruguaylı büyük romancı ve futbol tutkunu Eduardo Galeano"nun sözünü bir kez daha anımsadım:
“Ben basit bir futbol dilencisiyim. Dünyanın dört yanını dolaşıyor ve stadyumlarda yalvarıyorum: Allah rızası için güzel bir maç!”
İşte ben bu mutluluğa Hollanda-İtalya maçında eriştim.
Bir başka deyişle:
Futbol dilencisi aradığını buldu!
Hele o cumartesi akşamı, Türkiye-Portekiz maçında uğradığım büyük hayal kırıklığından sonra Hollanda-İtalya arasındaki tüyler ürpertici maç ruhumu tedavi etti diyebilirim.
Peki bizim maç n"olacak?
Basel"deyim. Bu gece İsviçre"yle oynayacağımız kader maçını bekliyoruz.
Boyunlar bükük!
Bakıyorum, çevremde kimse kendinden emin değil.
Tamam mı, devam mı?..
Yenmekten başka çare yok.
Ama karamsarlık hâkim.
Ne yazık!
Ben en iyisi, hâlâ etkisinden kurtulamadığım önceki geceye döneyim. Hâlâ o maçtayım.
Hollanda Milli Takımı"nın 10 numarası, Real Madrid"de top koşturan Sneijder ne müthiş oynuyor, aman Allahım, nasıl da ele avuca sığmaz bir futbolcu?.. 
Gözleri yuvalarında bir saniye içinde kaç fırıldak yapıyor bilemem. Ama topu kaptı mı, başını boynunun etrafında fırıldak gibi döndürmeye başlarken, eşzamanlı olarak topu da iki ayağının arasında fır döndürüyor, bu arada birkaç rakibini eksiltirken, o topu büyük bir çabuklukla en doğru yere hiç de vakit kaybetmeden gönderiveriyor.
Bu ne hızdır, bu ne isabettir.
Gerçekten şaşırtıcı.
Hele sağ voleyle attığı ikinci gol... Sneijder"in karşısında Gattuso, İtalyanların ölümüne savunma yapan, katil lakaplı emektar futbolcusu çaresiz kaldı. Bir seferinde sarı kartı da göze alıp öylesine gaddarca girdi ki Sneijder"e, kemik sesleri ta bizim medya tribününe kadar geldi.
Maçtan önce favori İtalya"ydı.
Hollanda"ya şans veren yoktu.
Hollanda, İtalya, Fransa ve Romanya"dan oluşan eleme grubunun adı, "ölüm grubu"na çıkmıştı. Tahminler, İtalya"yla Fransa"ya ikinci tur kapısını gösteriyordu.
Ancak, önceki gece Fransa"dan çok sıkıcı bir maç sonrası 0-0"la bir puan koparan Romanya ile Hollanda ikinci tur kapısından geçebilirler.
Hollanda"yı hayranlıkla izliyorum.
5 numara van Bronckhorst müthiş...
Van Basten kenarda soğukkanlı...
Savunmada çoğalmak, hücumda çoğalmak neymiş, kontratak nasıl yapılırmış, ayağa isabetli pas, yerden tek top vesaire nasıl olurmuş, takım ruhu ve sistem neymiş...
Çok şey öğreniyorum.
Bu yakınlarda Manchester United"le Moskova"da Chelsea"yi yenip Avrupa Şampiyonlar Ligi kupasını kaldıran Hollanda"nın 38 yaşındaki kalecisi ve kaptanı Van der Sar"ı hayranlıkla seyrediyorum.
Takımını arkadan idare edişi, topu oyuna sokarkenki ustalığı, arkadaşlarını motive eden jestleri ve hele Hollanda"ya son golü getiren hareketi hakikaten çok etkileyiciydi.
Dakika 78.
Hollanda 2-0 önde.
İtalya ezik... Ender pozisyonlarından birini yakalıyor ama kaleciyi geçemiyor. Van der Sar"ın kurtarışı tek kelimeyle harika! O da bu kurtarıştan anlaşılan etkileniyor. Topu ileriye doğru eliyle gönderirken, arkadaşlarına haykırıyor, “Haydi, ne duruyorsunuz, gidin gol atın!” diye bağırıyor.
Sağdan İtalyan kalesine müthiş bir kontratak patlıyor.
Aman Allahım!
Öylesine bir hız, öylesine organize bir akın, öylesine çabuk bir işbirliği, öylesine güzel bir zamanlamayla yapılan hesaplı kitaplı bir orta ve öylesine muhteşem bir şut ve kafayla gelen harika bir gol ki, biz de heyecanla ayağa fırlıyoruz ve “İyi ki futbol var!” diye bağırmaktan kendimizi alamıyoruz.