Necmi ÇAVUŞOĞLU
Gözün Aydın Türkiye
“Eyerleyin kır atımın ikisin”…
Demirel ile Cindoruk geliyor.
Müthiş ikili geliyor!
Gözün aydın Türkiye!
Merkezdeki boşluk artık dolacak.
Yeri doldurulmaz eski siyasi aktörler, yeniden sahnede destan yazmaya geliyorlar (yazdıkları destanlar, hala dilden dile dolaşırken)!
Merkezi toparlamayı vazife edinmişler ki tekrar sahneye çıktılar.
Sahi, Merkez ne demek?
Bu merkezin sınırlarını kim belirliyor?
Kim merkezde, kim değil. (Ne tuhaf, onlardan başka kimse bilmiyor)
İktidardaki parti biz merkezdeyiz diyor, gücü kendinden menkul kesimler, hayır merkez boştur diye itiraz ediyorlar.
Oysa iktidar partisi milletvekillerinin önemli bir kısmı, geçmişte kendilerini merkez sayan partilerde siyaset yapmışlardı. Merkezde boşluk olduğunu savunanların yakın çalışma arkadaşlarıydı bunlar.
Sizinle birlikte olmak mı merkezi yapıyor, milletin vekilini?
Onlar, artık merkezde sayılmıyorlar mı?
Hem siz , halktan çok halkı sevenler,
Her şeyin doğrusunu bilen sizsiniz ya
Bir parti yüzde kırk altı oy alsa da (işin içinde biz yoksak) merkezin kıyısından, bucağından dolaşamaz mı diyorsunuz?
Yoksa merkez siz misiniz? Kanımca dünyanın merkezi de sizsiniz. Ve hatta dünya sizin etrafınızda dönüyor.!
Güldürmeyin insanı!
Diyelim ki medyanın ve bazı güç odaklarının yardımıyla son kullanım tarihi geçmiş, tabelasından başka varlığı kalmamış partiler, oluşumlar ve kanaat önderleri demokrat partinin çatısı altında toplandılar.
Kendilerine oy verecek seçmeni nereden bulacaklar?
Tercihini beğenmedikleri halk, onları beğenecek mi?
Ne Türkiye eski Türkiye, ne seçmen aynı seçmen .
Türkiye büyük bir değişim yaşadı. Eski siyaseti ve eski siyasetçileri defterden sildi.
Siyaset yapmak herkesin hakkı; adam gibi yapmak şartıyla, sizin de hakkınız
Doğal zeminde mücadele edin, seçimi kazanın, iktidar olun, buna kimsenin itirazı yok zaten.
Yıllarca bu ülkeyi siz yönetmediniz mi? Yüzde yirmi, yüzde otuzlarla! Sizden çok daha yüksek oy almış partiler iktidar olduğunda da tahammüllü olun!
Ne zaman millet, başına kendi teveccühüyle bir iktidar getirse, hep aynı terane!
Merkez boş, iktidarın alternatifi yok, muhalefet görev yapamıyor vs.
Maksat ne!
Ortamı gererek, milleti psikolojik baskı altına almak böylece kafaları karıştırmak!
Durumdan vazife çıkarmak!
İktidar karşıtı medya da var gücüyle yardım ediyor .
Sizin görev ve sorumluluğunuz da her bir vatan evladı kadardır.
Millet artı bir yetki verirse, ona diyecek sözümüz olmaz.
Bizim demek istediğimiz, milletten yetkiyi almadan, kendi kendinize görev üstlenmeyin.
Halka rağmen halkçılık yapmayın!
“Siyaset millet için ve milletle beraber yapılan hizmet yarışıdır.” Halkın tercihini basite almak değil.
Gidin köşenize! Dinlenmenize bakın!
Güzel vatanımıza yeterince hizmet ettiniz! (zaman kaybettirdiniz.)!
Defalarca geldiniz gittiniz.
Yeter artık gelmeyin!!!
Demirel ile Cindoruk geliyor.
Müthiş ikili geliyor!
Gözün aydın Türkiye!
Merkezdeki boşluk artık dolacak.
Yeri doldurulmaz eski siyasi aktörler, yeniden sahnede destan yazmaya geliyorlar (yazdıkları destanlar, hala dilden dile dolaşırken)!
Merkezi toparlamayı vazife edinmişler ki tekrar sahneye çıktılar.
Sahi, Merkez ne demek?
Bu merkezin sınırlarını kim belirliyor?
Kim merkezde, kim değil. (Ne tuhaf, onlardan başka kimse bilmiyor)
İktidardaki parti biz merkezdeyiz diyor, gücü kendinden menkul kesimler, hayır merkez boştur diye itiraz ediyorlar.
Oysa iktidar partisi milletvekillerinin önemli bir kısmı, geçmişte kendilerini merkez sayan partilerde siyaset yapmışlardı. Merkezde boşluk olduğunu savunanların yakın çalışma arkadaşlarıydı bunlar.
Sizinle birlikte olmak mı merkezi yapıyor, milletin vekilini?
Onlar, artık merkezde sayılmıyorlar mı?
Hem siz , halktan çok halkı sevenler,
Her şeyin doğrusunu bilen sizsiniz ya
Bir parti yüzde kırk altı oy alsa da (işin içinde biz yoksak) merkezin kıyısından, bucağından dolaşamaz mı diyorsunuz?
Yoksa merkez siz misiniz? Kanımca dünyanın merkezi de sizsiniz. Ve hatta dünya sizin etrafınızda dönüyor.!
Güldürmeyin insanı!
Diyelim ki medyanın ve bazı güç odaklarının yardımıyla son kullanım tarihi geçmiş, tabelasından başka varlığı kalmamış partiler, oluşumlar ve kanaat önderleri demokrat partinin çatısı altında toplandılar.
Kendilerine oy verecek seçmeni nereden bulacaklar?
Tercihini beğenmedikleri halk, onları beğenecek mi?
Ne Türkiye eski Türkiye, ne seçmen aynı seçmen .
Türkiye büyük bir değişim yaşadı. Eski siyaseti ve eski siyasetçileri defterden sildi.
Siyaset yapmak herkesin hakkı; adam gibi yapmak şartıyla, sizin de hakkınız
Doğal zeminde mücadele edin, seçimi kazanın, iktidar olun, buna kimsenin itirazı yok zaten.
Yıllarca bu ülkeyi siz yönetmediniz mi? Yüzde yirmi, yüzde otuzlarla! Sizden çok daha yüksek oy almış partiler iktidar olduğunda da tahammüllü olun!
Ne zaman millet, başına kendi teveccühüyle bir iktidar getirse, hep aynı terane!
Merkez boş, iktidarın alternatifi yok, muhalefet görev yapamıyor vs.
Maksat ne!
Ortamı gererek, milleti psikolojik baskı altına almak böylece kafaları karıştırmak!
Durumdan vazife çıkarmak!
İktidar karşıtı medya da var gücüyle yardım ediyor .
Sizin görev ve sorumluluğunuz da her bir vatan evladı kadardır.
Millet artı bir yetki verirse, ona diyecek sözümüz olmaz.
Bizim demek istediğimiz, milletten yetkiyi almadan, kendi kendinize görev üstlenmeyin.
Halka rağmen halkçılık yapmayın!
“Siyaset millet için ve milletle beraber yapılan hizmet yarışıdır.” Halkın tercihini basite almak değil.
Gidin köşenize! Dinlenmenize bakın!
Güzel vatanımıza yeterince hizmet ettiniz! (zaman kaybettirdiniz.)!
Defalarca geldiniz gittiniz.
Yeter artık gelmeyin!!!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.