Prof. İhsan IŞIK

Prof. İhsan IŞIK

Güneydoğu Yazıları: ‘Davos Ruhu’ Çare Olabilir Mi?

Tayyip Erdoğan kimilerine göre çok şanslı, kimilerine göre çok başarılı bir politikacı. Kısa aralıklarla siyasi yasak, 1 Mart tezkeresi, kapatma davası, gizli ve açık darbe girişimlerine maruz kaldı; ancak o her seferinde bir şekilde dört ayağı üzerine düştü. 

 

En son, Dünya Ekonomik Forumuna katıldığı Davos’ta ihtiyar kurt İsrail Cumhurbaşkanı Peres’in tahrikiyle karşılaştı. Sussa Albay Kaddafi çadırındaki Erbakan yakıştırmasına maruz kalacaktı; konuşsa İsrail’i ve hamisi Amerika’yı karşısına alacaktı. Ancak, o risk aldı ve konuşmayı seçti. Ne İsrail krizi tırmandırmayı göze alabildi, ne de Amerika önemli bir müttefikini kaybetmeyi.

 

Bu yüzden olsa gerek, İngiliz gazetesi Financial Times Erdoğan’ı “geri gelişlerin kralı” olarak bilinen Bill Clinton’a benzetmektedir. Yiğidi öldüremezsen güçlendirirmişsin. Bugün Erdoğan, Türkiye’de daha güçlü, Arap aleminde ise bir Nasır kadar itibarlıdır.

 

Siyasi kaderini uğruna riske attığı Gazze’de, bugün doğan erkek çocuklarina ‘Tayyip’, kız çocuklarına ‘Emine’ ismi verilmektedir; hatta uğruna bölgede bir çok yerde kahramanlık şarkıları bestelenmektedir. Kurduğu parti Fas’ta, hem de ismiyle beraber, taklit edilmektedir. Amerika’da bir çok Arap kendisini “bizim başkan” diye çağırmaktadır.

 

Zaman Gazetesindeki bir habere göre, Halep Üniversitesi 51 yıllık tarihinde ilk fahri doktora ünvanını Erdoğan’a vermeye hazırlanmaktadır. Üniversite rektörü Nizar Akil, Erdoğan’in ödüle tek aday olduğunu, Davos’ta gösterdiği tavrı unutmayacaklarını ve bu ödülün Arap halkının Türkiye halkına ve başbakanına şükranlarının bir göstergesi olduğu dile getirmektedir.

 

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed daha ileri giderek, “Türkiye’nin Irak Savaşı’ndaki tavrı dönüm noktası. Bize verilen imaj, Türkiye egemen karar alamaz idi. 1 Mart tezekeresinin reddedilmesi ve daha sonra Erdoğan’ın Davos çıkışı her şeyi altüst etti. Biz artık Türkiye’ye çok güveniyoruz. Eskiden böyle bir durum yoktu. Şimdi, Türkiye bize ne dese evettir ve kendi kararıdır” demektedir.

 

Öyle görünüyor ki, Türkiye şu an Ortadoğuda imajının zirvesindedir. Gazze'nin işgali sırasında Türk halkının gösterdiği duyarlılığı ve Erdoğan'ın Davos'taki kararlı duruşunu unutmayan Araplar 'Türkiye'ye Vefa' adında bir kampanya başlatmıştır. Bir grup akademisyen, entelektüel, işadamı, gazeteci, öğrenci ve meslek erbabının oluşturduğu 'Türkiye Vefa Girişimi', Arap dünyasına, "Bu yaz Türkiye'de tatil yapın" çağrısı yapmaktadır.

 

Vefa Kampanyasının ileri gelenleri, hedeflerini, "Arap ve İslam uluslarını ve kurumlarını Türk malları almaya teşvik etmek, turizm, sanayı, ticaret ve yatırım alanlarında Türk şirketleri ve kurumlarıyla yardımlaşmayı özendirmek, kültürel değişim programlarını desteklemek ve faaliyetlere canlılık kazandırmak” diye tarif etmektedir. Vefa Girişimi, kampanyanın başarıya ulaşması için sokaklara afiş aşılması, el ilanları dağıtılması, Arap televizyon kanallarında Türkiye'yi tanıtıcı kısa filmlerin gösterilmesi gibi bir dizi hazırlık yapmaktadır.

 

Bu gelişmeler, Türkiye için eşsiz fırsatlardır. Milyar dolar paralar harcasak, ancak elimize geçebilecek fırsatlar bunlar. Lakin, Fransız bilimadamı Pastor’un dediği gibi “talih, ancak hazırlıklı olanlara güler”. Fırsat değerlendirilirse bir kıymet ifade eder. O halde, Türkiye Ortadoğuda yükselen bu imajını nasıl fırsata ve nakte dönüştürebilir? “Davos Ruhu” acaba Türkiye’nin kronik sorunlarına, özellikle Güneydoğudaki geri kalmışlığına, bir çare olabilir mi?

 

Prof. Dr. İhsan Işık, Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM) Başkanı

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.