''HAİN''İM...''HAİN''İZ ve hainliğe devam edeceğiz!

Şıvan Perwer aldı eline sazı ve başladı''em xortê Kurdun''(biz Kürt gençleriyiz),''Kine em''(kimiz biz) diye beste yaptı, türkü söyledi.

O dönemde; ''Kürt'' ve ''Kürdistan'' kelimesini ağzına almaya korkanlar Şıvan'ın verdiği ''yurtseverlik'' coşkusuyla kendinden geçti, peşine takıldı.

Şıvan cezavine girmektense yurtdışına çıkmayı ve sanatını orada icra etmeyi seçti.

Yurtdışında başka bir tuzakla karşı karşıya kaldı.Ya PKK'nın sanatçısı ve APO nun methiyecisi olacak, ya da ''hain'',''gereksiz'',''soytarı'' olarak ilan edilecekti. Aynı çete, Şıvan'ın amcası kızı ve hanımı olan Gülistan'a da kancayı takmıştı.

Şıvan; zaman zaman yalpalasa da netice de Kürt halkından cesaret alarak çetenin raconuna ters düşmeyi başardı.

Fakat; Gülistan bir süre daha çemberde kaldı. Ve Şıvan ile yolları ayrıldı.

Şıvan artık dünyadaki tüm Kürtlerin ozanıydı.Bir Çetenin ozanı değildi.

Ve böylece ''Şıvan hain'' oldu(!?)...

Orhan Miroğlu, Mehmet Metiner, Muhsin Kızılkaya ve daha başkaları yıllarca PKK çetesinin çemberini kıramadılar.O çemberde dolanıp durdular.

Netice de gün geldi Onlar da cesaretlenip, gerçeklerin farkına varıp ''Hain'' lerin safına geçtiler. Artık Onlar da PKK çetesinin hedefindeydiler.

İbrahim Tatlıses; ''yıkıla yıkıla'' hayat ve başarı basamaklarından geçerek zirveye çıkmayı başardı.Sadece Türkiye sınırları içerisnde değil, dünyanın birçok yerinde zevkle dinlenen, beğenilen bir ses sanatçısı oluverdi.

Tatlıses sadece ses sanatçılığıyl, artistliğiyle de yetinmedi.Ulaşım alanında firmalar kurdu, restaurant ve inşaat alanlarına da el attı.

Anlaşılan İbo da yavaş yavaş ''hain''leşiyordu.Çete İbo'nun kapısına dayandı.

Bazen de mafyayı devreye soktu haraç aldı. Aldığı haracın adını da PKK liderinin ağzından''gönüllü yardım'' koydu.

PKK lideri İmralı'daki sorgusunda, birçok Kürt işadamı gibi İbo'yu da gammazladı.

Kendisi örgütün ''serok''u olduğu için O'nun gammazlıkları ve samimi itirafları''hainlik'' olmuyordu, itirafçılık sayılmıyordu.

Varsa yoksa ''itirafçı'' ve''hain''olan; Şemdin Sakık vardı, Abdulkadir Aygan vardı piyasada...

Ve gün geldi 2011 Mart'ına...Şıvan ve Kemal Burkay gibi; hür iradesini terörist çeteye teslim etmeyen insanlar Türkiye'ye dönme hazırlığındaydılar.

Bu durum çetenin hoşuna gitmedi. Derhal önlem almalıydı.Yurtdışındaki''hain''ler yurda dönerse nice olurdu çetenin hali? üstelik Haziran'da seçim de var.

Haliyle çete liderinin ve siyasal görünümlü parti(şirket) leri zor dumda kalacaktı. Karizmayı çizdirmek işten bile değildi.

Ve İmralı'dan Kuzey Irak'taki çeteye haber uçuruldu.''Önlem alın, yoksa zor duruma düşeriz, öyle bir eylem yapın ki; bize karşı diklenenlerin hepsi korksun''

Ve Çete direktifi ve mesajı değerlendirdi.Tetikçilerini bir mafyacının emrine verdi. Ayrıca O mafyacıdan yüklü bir para alacaktı.Bu da işin cabasıydı.

Bu iş O mafyacıya da uymuştu. Zaten eskilerden kalan bir husumet ve çıkar çatışması vardı İbo ile.

Ve14 Mart 2011 günü mafyacının komutasındaki örgütçü tetikçiler işbaşı yapıp ''hain'' İbo'yu vurdular.

Acı haber tüm Türkiye ve Dünya'da çabucak yayıldı. Sevgi seli İbo'nun yatmakta olduğu hastahaneye aktı. Sevenlerin gözyaşı sel oldu.

Çete'ciler olayın sıcaklığıyla İnternet sitesinden bir bildiri yayınladılar, ''zafer'lerini duyuracaklardı. Gözdağı vermek istedikleri çevrelere de mesaj vereceklerdi...Alelacele çete(PKK)'den ve çetenin siyasi kanadından kamuoyuna ''geçmiş olsun'' beyanatları verildi.

Fakat Güneş balçıkla sıvanamazdı.İşin aslı kısa sürede anlaşılacaktı.Herşey açık saçık beyandı.

Saldırının kimler tarafından ve ne amaçla yapıldığı anlaşılmayacak cinsten değildi.

Aylar öncesinden kamuoyu birşeylerin olacağını anlamıştı.Çünkü imralı daki diktatör Avukat(özel ulak) ları vasıtasıyla dışarıya tehdit mesajları gönderiyordu.

Geniş halk yığınlarının sevgi ve destek seli şer çetesine geri adım attırdı.Birgün önce internet sitesi üzerinden TAK adına üstlendikleri saldırıyı inkâr ettiler.

Bu zorunlu inkâr gerçeği değiştiremedi. Anlayan anlamıştı ve başka kaynaklardan elde edilen bilgiler saldırının merkezini ve amacını işaret ediyordu.

İBO, yaptığı''iyiliklerin karşılığı''nı bulmuştu.Terör ve şer güçlerine elini kaptıranın hayatını da kaptırabileceğini idrak edememenin cezasını çekiyordu.

Bir zamanlar mecburiyetten beslediği karganın ileri de O'nun gözünü çıkarabileceğini aklına getirmemişti.Barıştan, huzurdan, kardeşlikten yana olan politikaları savunmanın, kan üzerinden palazlananları kızdıracağını hesap edememişti.

Ben de bir ''HAİN'im.Geriye dönüp hayatımı gözden geçirdiğimde ''hain''lik yaptığımı anlıyorum...

Yaptığım ''hainlik''leri sayayım:

1975 de CHP'lilerle afiş asarken, slogan yazarken ülküçülerce kurşunlandım. Ağır şekilde yaralandım.

Doğu Perinçek'in derneğinde faal olarak yer aldım, dergi ve Aydınlık Gazetesi sattım.

1977 yılında Adana Motor Meslek Lisesi'ndeki öğrenimimi bıraktım.Ailemi dinlemedim.

Gaziantep'e gelerek ''APOCULAR'' la örgütsel ilişkiye girdim.Kısa sürede millitan olup çıktım.

Sağ-sol çatışması ortamında sağ görüşlü insanlara kurşun sıktım,yaraladım, bombaladım, öldürdüm.

Aylarca firar gezdim, nişanlımla evlenemedim.

Böylece Kenan Evren'in Faşist Cuntasına zemin hazırladım.

Kenan Evren askeri Cuntası sırasında askeri cezaevinde yattım, günlerce işkence gördüm. Babama oturduğu evi bile sattırarak avukat tutturdum.

Cezaevinden çıkınca ,askere alındım. Yeni evli olmama rağmen askerden yurtdışına silah ve tesisatımla firar ettim.

Üç yıl Yurt dışında firarda kaldım.

1985 yılında mensubu olduğum terörist örgütün planladığı köy baskınına katılmayıp örgütten kaçtım.

1985 yılından 1990 yılına kadar cezaevlerinde kaldım.Vefat eden babamın cenazesine bile katılamadım.

Beni ''hain'' ilan eden hain PKK'lıların şerinden korunmak için Jandarma teşkilatında memur olarak göreve başladım.

Jandarma teşkilatı içerisinde örgütlenmiş olan ve en az teröristler kadar halka zarar veren JİTEM'in kanundışılıklarına tahammul edemeyerek kendi isteğimle memuriyet görevimden istifa ettim.En son olarak emrinde çalıştığım Burdur İl Jandarma Komutanı'nın bazı insanlara yaptırdığı işkenceyi mahkemeye bildirdiğim için kırküç gün cezaevine konuldum.

Son olarak: Hem PKK'nın hem de JİTEM'in kirli çamaşırlarını ortaya serdiğim için ben bir''HAİN''im....

''Hain''liğimle gurur duyuyorum...Halka, Hak'a, Demokratik yaşama, barışa ve kardeşliğe ihanet eden bir terör örgütüne göre ''hain'' olmak bana onur vermektedir.

Gerçek''hain''ler tarih ve halk önünde hesap vermedikçe ''hain''liğe devam edeceğim.

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum