Halkın Dediği Olacak

                        

TÜRKİYE'nin öyle bir gündemi var ki, ne İsrail'in Filistin'e yönelik yaptığı “insanlık dışı” saldırılar, ne de ilk günden başlayarak reytingi hep yüksek “Ergenekon davasında” son gözaltılarla yaşanan dalgalar, 29 Mart 2009 "yerel seçimleri" ile ilgili aday belirleme yarışını yine de kamuoyunun belleğinden silmeye yetmiyor…Anlayacağınız heyecanın harareti her geçen gün yükselerek devam ediyor…Yerel Seçimler takviminin açıklanmasıyla birlikte  Başkent, hiç olmadığı kadar hareketli...

 

Büyük ölçüde, bu heyecanı taze tutarak, kamuoyunun “adrenalinin” sürekli yükselmesini sağlayan Başbakan Tayip Erdoğan'ın katkısını da unutmamak gerek tabiî ki…

 

Kuşkusuz, gözler, Türkiye siyasetinin “başrol oyuncusu” olan Ak Parti Genel Merkezi'ne çevrilmiş, Başbakan'ın dudaklarının arasından dökülecek iki cümleye kilitli…

 

Aday adayı olanlar kadar ismi halen açıklanmayan mevcut belediye başkanları bile koltuklarında tedirgin bir şekilde, “adayımızsın” sihirli kelimesini "dünyaya armağan edecek" o “sesi” can kulağıyla bekliyorlar…

 

Başbakan'ın,  bu süreçte iyi bir “strateji” izliyor olması yadsınamaz… Milletvekilleri ve  MYK üyeleriyle yapılan istişareler, genel ve yerel anketler, temayüller de aslında işin "tuzu biberi"…

 

Partinin a'dan z'ye tüm organlarını, genelden yerele görev almış tüm mensuplarını dinliyor, değerlendirmelerini yapıyor ama sonuçta, partisinin gücünü ve etkisini bilen Başbakan, kim ne derse desin “partisine” ve “karizmasına” kısa ve uzun vadede risk oluşturup zarar vermeyecek ve gücünü “gölgelemeyecek” adımları atmayı tercih ederek yürüyor, “kavga” değil, “uzlaşmadan” yana tavır koyuyor…Birçok yerde aynı isimlerle “yola devam etmesi” bunun önemli göstergelerinden biri…

 

Başbakan, kimi adayların isimlerini  partililerin olduğu kalabalık salonlarda, kimilerini ise “Siz buraya aitsiniz, bizim dediğimiz olur!” dercesine, "incenin incesi" bir siyasi "taktikle" Ak Parti Genel Merkezi'nde  açıklıyor…Aday açıklamalarını zaman aralıkları içinde ve  bir “şölen” havasında yapıyor olması da elbette ki bu stratejinin bir parçası…

 

Türkiye genelinde özellikle büyükşehir belediye başkanları bazında, gerek halk gerekse parti teşkilatları arasında yaşanan ciddi sıkıntıların varlığını biliyor, takip ediyoruz… Belediye başkanlarının yeniden aday gösterilmeleri yönünde isimleri “geciktirilerek” açıklanmasının altında da bu gerçekler yatıyor…

 

Tekrar son bir "şans" verilerek adaylıkları açıklanan belediye başkanlarının, “süreç içerisinde kendilerine verilen dersi” iyi anlayacaklarını ve gereklerini vakit kaybetmeden yerine getireceklerini umuyoruz…

 

“Söylem ve eylemleriyle” mensup oldukları parti teşkilatları ve hizmet etmekle mükellef oldukları halkı arasında adeta “buz kütlesi” haline getirdikleri “iletişim ve ilişkilerini” “ortak aklın ve milletin güneşi”ne çevirerek "eritmelerini" salık veriyoruz…

 

Bu bir seçimdir…Kim tarafından yapılırsa yapılsın “hatalar” sandıktan geri döner…

 

Ve bu bir seçimdir, hangi parti hangi sebeplerle, kimi aday gösterirse göstersin, sandıkta “halkın dediği olur”…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.