Ama demiyorum tabiki. Çünkü buna hakkım yok diye düşünüyorum. Dünyaya boşuna mı geldik biz, sırf eğlenmek için de yaratılmadığımıza göre ve bunun idrakındaysak, o halde durmak yok yola devam.

Bugünki konum yine „hizmet“.

Hizmet nedir? Neden hizmet? Hizmetin ehemmiyeti vs.

Hizmet denilinçe akla gelen ilk şeyleri sıralayalım; ilim, insan, aile, sanat, eğitim vs.

Görüldüğü gibi insanın hayatını oluşturan ve bir bütün yapan kavramdır „hizmet“.

“İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” prensibinden yola çıkarak, müslümanın hayatının hizmet odaklı olması gerektiğini anlamış oluyoruz.

İnsanlara her alanda faydalı olabilmeyi kendimize düstur edinmeliyiz. Allah dostu ne güzel ifade etmiş, „Hizmet nimettir“.

Allah c.c. bu nimeti yine insana laik görmüş, çünkü hizmet edebilmek insan sıfatının bir özelliğidir.

Yaratılmışlar içerisinde başka hiç bir canlı kendi cinsine veyahut diğer yaratılmışlara şuurlu ve bilinçli bir şekilde, serbest iradesini kullanarak hizmet etmeyi beceremez.

O halde bizi değerli kılan bir başka özelliğimizde hizmettir ki Efendiler Efendisi Yüce Peygamber, kişinin yol üzerinden, insanlara eziyet veren bir şeyi (taş, diken...)  kaldırması sadakadır, buyurmuş. Bundan anlaşılıyor ki, hizmetin ilk adresi insandır ve hizmet de bir ibadettir. Ayrıca hizmet etmek gayet zahmetsiz yapılan bir ibadettir.

Yoldan geçerken sırf insanlara eziyet vermesin diye bir taşı ayağımızın uçuyla şöyle bir kenara itmek ne kadar zor olabilirki?

Nedense hizmet denince akla, koşuşturmak ve bol yorulmak geliyor.

Aslında hizmet etmek, istenen bir ricayı geri çevirmemektir. Sizden bir bardak su mu istediler, alın size bir hizmet.

Bir insan hizmet etmek isterse, en basit şeylerle de başlaya bilir. Çünkü, bizim basit gördüğümüz şeyler, aslında sandığımızdan daha da hayırlı olabilir.

Hizmet her yaşa ve cinse göre değişir:

1. İnsanın yaptığı hizmet.

2. İnsan olmayan varlıkların yaptığı hizmet.

3. Bize göre aklı olmayan varlıkların yaptığı hizmet.

Aslında sıraladığımız bu kategori deki hizmetlerin tek „Bir“ olana hizmet ettiği gerçeğidir. Saydığımız bu kategoriler içinde insanların hizmetini anlatmaya ve anlamaya çalışacağız.

İnsanlar arasında ki hizmet de üç kategoriye ayrılır:

1. Yaşlıların yaptığı hizmet.

2. Gençlerin yaptığı hizmet.

3. Çocukların yaptığı hizmet.

Ben, gençler kategorisine girdiğim için, sizlerle bu bölümü incelemeye çalışacağım . Gençler olarak ilk hizmet ettiğimiz ve edeceğimiz Allâh (c.c) ve Rasûlü (s.a.v) olmalıdır . Allah (c.c) katında hizmetin en değerlisi O`nun için secde etmektir. Rasûlü içinse sünnet-i seniyyesini yaşamaktır. Anne- babaya ve topluma hizmet, biz gençlerin kutsal görevidir. Hizmeti en güzel şekilde yerine getirebilmek için, hizmetin kaidelerini nefsimizde, yani icraate dökerek önce kendimiz yaşamalıyız. Meselâ bir genç Allâh ve Rasûlünü bin kez seviyorum dese, ama bu sevgisini günlük yaşamında hal diliyle ortaya koymazsa, bu hizmet olmaz.

Bunun tam tersi genç, Allâh (c.c) ve Rasûlünü (s.a.v) beden diliyle pek sık zikretmese de, toplumda haram ve helale azami dikkat ederek, Peygamberin yaptıklarını yapmaya çalışır, kaçındıklarından kaçarsa bu, onun için en güzel hizmet olur. Bir Kûtsi hâdisde diyor ki : ,, Allâh (c.c) ibadet eden yaşlıyı sever ama ibadet eden gençi daha çok sever‘‘. Bu hâdise göre gençin yapacağı hizmetler, Allâh (c.c) katında çok makbul ve kıymetli olduğu anlaşılıyor. Biz gençler olarak Almanya gibi bir ülkede hizmet edebilmenin şartlarını, zaman ve zeminini çok iyi tahlil etmemiz gerekiyor. Bunun tek bir şartı var oda kendimizi geliştirmemiz. Bunun yoluda okumaktan geçiyor .

Allâh herkese bir veya birden fazla kabiliyet vermiş. İlk görev, kabiliyetinin ne olduğunu bulup veya hangi alanda daha iyi hizmet edeceğine inanıyorsa, o yöne yoğunlaşmasıdır. Bıkmadan usanmadan hangi, şartlarda olursa olsun ümitsizliğe kapılmadan, öğrenmekten ve öğretmekten, kısacası ilim tahsilinden asla vazgeçmemeliyiz.

Çünkü hizmette  imkansızlık ve ümitsizliğe yer yoktur. Dünya ve ahirette yapılan hizmetlerin karşılığı şüphesiz fazlasıyla vardır.