Muammer YALÇIN

Muammer YALÇIN

HÜSEYİN GONCAGÜL’ÜN ARDINDAN

Hüseyin Goncagül...

9 Şubat 1955'te İstanbul Üsküdar'da başlayan hayat yolculuğu, tiyatro sahnesinden radyo mikrofonlarına, televizyon ekranlarından köşe yazılarına uzanan geniş bir yelpazede, her daim insanlara, özellikle de geleceğimizin teminatı çocuklarımıza hizmet etme gayesiyle şekillendi. Onun hayatı, sanatın ve eğitimin iç içe geçtiği, toplumsal faydayı her şeyin üzerinde tutan bir adanmışlığın hikâyesidir.

İlk Adımlar ve Tiyatro Tutkusu

Hüseyin Goncagül'ün sanatla tanışması henüz okul yıllarında filizlendi. Tiyatroya olan tutkusu onu 1970 yılında Devlet Tiyatroları'nın oyunculuk sınavlarına taşıdı ve bu sınavı başarıyla geçerek yaklaşık üç yıl boyunca çocuk oyunlarında sahne aldı. Bu erken dönem tecrübeleri, onun gelecekteki kariyerinin temelini oluşturdu. Sahnenin büyülü dünyasına adım atan Goncagül, tiyatronun sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda eğitici ve dönüştürücü bir güç olduğunun farkına varmıştı.

Eğitimci Kimliği

İstanbul İmam Hatip Okulundan mezuniyetinin ardından, eğitimini Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği bölümünde tamamladı. On üç yıl boyunca İngilizce öğretmeni olarak görev yapması, onun hayatının önemli bir dönüm noktası oldu. Okullarda kurduğu "Drama Club"lar aracılığıyla öğrencileriyle tiyatro çalışmaları yaptı. Bu kulüpler, sadece İngilizce öğrenimine katkıda bulunmakla kalmadı, aynı zamanda çocukların özgüvenlerini geliştirmelerine, yaratıcılıklarını keşfetmelerine ve sosyal becerilerini pekiştirmelerine olanak sağladı. Hüseyin Goncagül için öğretmenlik, sadece ders vermek değil, aynı zamanda ruhlara dokunmak ve hayatlara yön vermek anlamına geliyordu.

Radyo ve Televizyon Dünyasına Uzanan Bir Kariyer

Öğretmenlik yıllarının ardından Hüseyin Goncagül, 1990'lı yıllardan itibaren radyo ve televizyon dünyasına adım attı. Akra FM ve Moral FM gibi önemli radyolarda çocuk programları hazırlayıp sundu. Samimi üslubu ve çocuklarla kurduğu doğal bağ, onu kısa sürede geniş kitlelere ulaştırdı. Kanal 7'de "Halk Meclisi" ve "İstanbul Bülteni" gibi programlarla yetişkinlere de hitap etti. Son olarak TRT Çocuk'ta hem programcılık hem de danışmanlık görevini üstlenmesi, çocuklara olan adanmışlığının bir nişanesiydi. Ekran ve mikrofon aracılığıyla kültürel değerlerimizi, ahlaki prensiplerimizi ve toplumsal duyarlılıkları genç zihinlere aktarmayı kendine misyon edinmişti.

Yazarlık ve Müzik Alanındaki Çalışmaları

Hüseyin Goncagül'ün çok yönlü sanatsal kişiliği sadece sahne ve ekranla sınırlı değildi. 1997 yılı Ekim ayından itibaren Milli Gazete'de "Goncagülle Seyahat" başlığıyla haftalık gezi ve anı yazıları kaleme aldı. Bu yazılar, okuyucularına keyifli bir okuma deneyimi sunarken, Goncagül'ün gözlem yeteneğini ve edebi yönünü de ortaya koydu. Sanatçı kimliğinin bir başka yansıması ise 1999 yılında, Osmanlı İmparatorluğu'nun 700. yıl dönümü anısına çıkardığı müzik albümü ve klibiydi. Bu albüm, onun farklı disiplinlerdeki yeteneklerini bir araya getirme arzusunun bir göstergesiydi.

Sahne Eserleri ve Yönetmenlik Vizyonu

Tiyatro, Hüseyin Goncagül'ün hayatında her zaman merkezi bir yer tuttu. İbrahim Sadri'nin yazdığı "İnsanlar ve Soytarılar" adlı oyunda 1984 yılında başrolde sergilediği performansla tiyatro severlerin takdirini kazandı. Ancak onun asıl odak noktası çocuk tiyatrosuydu. Kendi yönettiği ve rol aldığı çocuk oyunlarıyla binlerce çocuğa tiyatronun büyülü dünyasını tanıttı. Bu oyunlar sadece eğlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda çocuklara değerli dersler veriyor, onlara hayatı ve insan ilişkilerini anlamaları için rehberlik ediyordu.

Sosyal Hayata Katkıları ve Mentor Kimliği

Hüseyin Goncagül'ün topluma katkıları, sadece bireysel sanat çalışmalarıyla sınırlı değildi. Onun en önemli özelliklerinden biri, genç yeteneklere mentorluk yapması ve onları sektöre kazandırmasıydı. Pek çok genç sanatçı ve sunucu, onun rehberliğinde yetişti ve kariyerlerinde önemli adımlar attı. Onu tanıyan herkes, onun "bir okul gibi" olduğunu, bilgi ve tecrübelerini cömertçe paylaştığını belirtir. Bu özelliğiyle, Türk sanat ve medya dünyasına birçok yeni yüz kazandırmıştır.

Değerlerin Temsilcisi

Hüseyin Goncagül, sanatını ve medya gücünü toplumsal değerleri yüceltmek için kullanan bir aydındı. Geleneksel değerlerimizi, Hakk'ı ve hakikati, hoşgörülü ve güzel bir üslupla yeni nesillere aktarmayı başardı. Özellikle çocuk programlarında ahlaki değerlere, sevgiye, saygıya ve dürüstlüğe vurgu yaparak, küçük yaştaki izleyicilerin karakter gelişimine önemli katkılarda bulundu. Onun programları sadece bilgi vermekle kalmıyor, aynı zamanda kalplere dokunuyordu.

Toplumsal Duyarlılık ve Sanatın Gücü

Hüseyin Goncagül, sadece çocuklara yönelik çalışmalarıyla değil, toplumsal konulardaki duyarlılığıyla da öne çıktı. Sanatını bir farkındalık aracı olarak kullandı. Özellikle "Bir Taşın Hafızası" gibi oyunlarla güncel olaylara ve toplumsal vicdana dokunan, düşündürücü projelere imza attı. Sanatın sadece bir eğlence değil, aynı zamanda bir mesaj verme ve toplumda değişim yaratma aracı olduğuna inanırdı.

Bir Gönül İnsanı: İnsan Yetiştirme Misyonu

Hüseyin Goncagül, hayatı boyunca "insan yetiştirmeyi" her şeyin üzerinde tuttu. Onun için en büyük miras, yetiştirdiği pırıl pırıl nesillerdi. Derya gönüllü, mütevazı ve çocuk kalpli bir insandı. Maddi dünyaya olan meylinin azlığı ve manevi değerlere verdiği önemle tanınırdı. Tanıdığı herkesin hayatına dokunan, onlara ilham veren bir figür oldu. Onun vefatı, sadece bir sanatçının kaybı değil, aynı zamanda toplumun değerli bir rehberini kaybetmesi anlamına geliyordu.

Vefatı ve Bıraktığı Miras

Hüseyin Goncagül, geçirdiği kalp ameliyatının ardından bir süredir yoğun bakımda tedavi görüyordu ve 70 yaşında hayata gözlerini yumdu. Cenazesi, 13 Haziran 2025 Cuma günü (dün) Marmara İlahiyat Camisi'nde kılınan namazın ardından Ümraniye Kocatepe Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da İstanbul İmam Hatip Okulundan sınıf arkadaşı olması, onun toplumun geniş kesimlerinde bıraktığı derin izleri bir kez daha gözler önüne serdi.

Hüseyin Goncagül, ardında sayısız öğrenci, genç sanatçı, eğitici programlar ve gönüllere kazınmış güzel anılar bıraktı. O, sadece bir oyuncu, programcı veya yazar değildi; o, aynı zamanda bir gönül insanıydı. Sanatını, bilgisini ve sevgisini insanlarla paylaşan, nesillere ışık tutan bir fenerdi. Onun mirası, yetiştirdiği öğrencilerinde, hazırladığı eserlerde ve dokunduğu her insanın kalbinde yaşamaya devam edecektir. Mekânı cennet olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum