İnsanlar konuşa konuşa anlaşırlar

 

Şahsen ben konuşmasını çok seven birisiyimdir. Konuşdukça konuşasım gelir bazen, ve bazen dayanamam sorarım: „Çok mu konuştum“ diye. Elbette arkadaşlarım yani dinleyenler herzaman mütevazi bir şekilde cevap verirler: „Hayır, kesinlikle“!

Konuşmak insanî bir ihtiyaçtır. Araştırmalara göre kadınlar günde yaklaşık 6000 ile 7000 arası kelime konuşurlar –erkekler ise 2000 kelime. Ben söylemiyorum araştırmalar söylüyor. (Sebebini başka bir yazımda analiz edelim inşaallah).

Konumuza dönersek,

Yani  bu şu demektir, konuşmak insan fıtratında olan birşeydir. Hani bir söz vardır, insanlar konuşa konuşa anlaşırlar. Bu sözü onaylamamak elde değil.

Konuşmak, iletişim kurmada çok büyük bir nimettir. Duygularımızı, düşüncelerimizi konuşarak ifâde edebiliyoruz.

Bunları ifâde ederken de aslına kişiliğimizi, ahlak yapımızı, karakterimizi kısacası insanâ kalitemizi sergiliyoruz.

Bir Arap Atasözü derki: „Konuşulanlar kalpten çıkarsa kalbe kadar girer, ama dilden çıkarsa kulağı aşmaz“.

Sözler kalbe girince insanda etki yapar. Kalbe ulaşmayan her bir söz tesir etmez.

Edeb ya Hu! demiş büyüklerimiz. Herşeyin bir adabı olduğu gibi, konuşmanında bir adabı vardır muhakkak.  

Bir kaç adabı izninizle sizlerle paylaşmak istiyorum:

  1. Konuşurken sürekli kendimizden bahsetmemeliyiz, bu insanlar tarafından itici gelebilir. Bir zaman sonra zevkle dinlenmeyebiliriz. Hatta en kötüsü fazla ciddiye alınmayada biliriz.
  2. Konuşurken samimiyeti elden bırakmamaya özen göstermeliyiz. Samimi konuşma aynı zamanda çok akıcı ve doğaldır. Olduğu gibidir, katıksız.
  3. Faydasız ve boş konuşmalardan ısrarla kaçınmalıyız.
  4. Sürekli konuşan, konuşmayı alıp götüren kişi biz olmayalım.
  5. Konuşma esnasında bilmişlik taslamaktan uzak durmalıyız.
  6. Kişiliğimizden ödün vermeden konuşmalıyız.
  7. Söz kesmemeye özen göstermeliyiz.
  8. Bulunduğumuz ortama göre konuşmalıyız.
  9. Konuşurken abartı ve yapmacıklıktan uzak durmalıyız.

 

Ve dahası…

Acizane saydığımız bu misallerden zannımca en önemlisi, samimiyettir. Doğallıktır. Şunu unutmayalım, konuşmamızı etkili yapacak en önemli hususiyet samimi olmaktır.

Bir başka önemli hususta, çok değil  öz konuşmayı tercih etmektir. Konuşurken ne konuştuğumuzu mukayese etmeliyiz. Allah c.c. insanı diğer yaratılmış canlılar arasından düşünür bir varlık olarak yaratmıştır. Düşünerek konuşmalıyız.

İnsanı insan yapan dilidir derler. Bir de derler ki, tatlı söz yılanı deliğinden çıkartır. O halde her zaman tatlı sözler söylemeli, yerinde sözler telâfuz etmeliyiz.

Bir Hadis-i Serif´te Efendimiz (a.s.) “Özür dilemek zorunda kalacağın bir sözü söyleme!” buyurmuşlardır.

Terbiyesiz ve  argo kelimeler kullanmaktan dilimizi sakındırmalıyız.

Maalesef gençler arasında, “ulan” “lan” gibi kelimeler pek yaygındır. İnsanın alıştığından vazgeçmesi zor derler, ama imkansız demezler. Dilimizi her zaman iyiye alıştırmak en güzelidir.

Çünkü çoğu kimsenin argo konuşmadığını ve konuşmaktan da hoşlanmadığını, hatta kaçındığını dikkâte alırsak bu iki ifâdeyle kurulan cümleler hiç de hoş bir hava yaratmıyor, diyebiliriz.

Kelâmı daha fazla uzatıp sizleri bunaltmak istemiyor,

kişiliği yok etmeye yönelik nefret dolu sözlerden vazgeçilmesi dileğiyle yazımı noktalamak istiyorum.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum