Necmi ÇAVUŞOĞLU

Necmi ÇAVUŞOĞLU

İrtica ile mücadele eylem planı

Anayasanın 8. maddesi ‘Yürütme yetkisi ve görevi, cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu tarafından, anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.’
TSK İç Hizmet Kanununun 35. maddesi de, ‘Silahlı Kuvvetlerin vazifesi, Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır’ der.
Yaşanan sorunlar buradan çıkıyor. Yürütme yetkisi ve görevi anayasa tarafından cumhurbaşkanı ve bakanlar kuruluna verildiği halde, yönetim şeklini kollama ve koruma görevini TSK iç hizmet kanunu ile ordu üstleniyor.
Zinde güçler TSK iç hizmet kanununun 35. maddesindeki bu “koruma ve kollama” ifadesinden hareketle, yürütmeyi vesayet altında tutuyor.
Canı istediğinde yönetime el koyuyor.
Bu madde durduğu sürece hiçbir şey garanti altında değildir.
Andıçlar, eylem planları, darbe teşebbüsleri, darbeler!

Son olarak kamuoyunu meşgul eden Taraf gazetesi tarafından belgesi yayımlanan 'İrtica İle Mücadele Eylem Planı'!

Eylem planı gerçek veya sahte! Bu sefer ki sahte bile olsa, gerçeklerini yaşayalı ne kadar zaman geçti ki!
28 Şubat! Bu gerçeğin ta kendisi değil miydi?
27 Nisan… Hakeza!
Geçmişe doğru daha birçok andıç, muhtıra, darbe teşebbüsü ve darbe hafızalarda capcanlı duruyor.
Ve yine günlerdir hükümeti indirmek, bir cemaati bitirmek için hazırlanan plan konuşuluyor.
Ama yok, bu sefer bazı şeylerin değişmekte olduğunu gösteren gelişmeler var.
‘Türk Silahlı Kuvvetleri, daha önce de ifade edildiği üzere, demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmayan davranış ve düşüncelere sahip bulunan personelini bünyesinde barındıramaz.’
Bunu söyleyen bir genelkurmay başkanımız var ve bu sözleri sarf ettikten sonra kanun dışı oluşumlara izin vermez. Biz buna canı gönülden inanıyoruz.

Zaten Silahlı Kuvvetler ile hükümet arasında kavga olamaz, olmamalı. Ordu da diğer kurumlar gibi kendisine verilen görevi yerine getirir yapıya kavuşturulmalı.
İç hizmet kanununun 35. maddesi kaldırılmalı!

Ordunun, hükümetin ortağı gibi hareket etmesi, Türkiye’nin imajını zedeliyor. Böyle bir görüntü dünya standartlarına uymadığı için, Türkiye’yi geri kalmış, sistemi oturtamamış bir devlet gibi gösteriyor.

İkinci lig bile değil, üçüncü lig devleti görüntüsü arz ediyoruz.

Cumhuriyeti askerler kurdu. Eee! Koruyup kollamak hakkıymış!
Bir anne düşünün. Çocuğu büyüyüp yetişkin bir birey olduğu halde, çocuğun kendi başına yaşamını idame ettireceğine bir türlü kanaat getiremediği için, çocuğu vesayet altında tutuyor!
Evet, cumhuriyeti asker kurdu ama milletle beraber kurdu. Milletin askerle ekmeğini paylaştığını da hatırlamak gerekir. Askersiz millet, milletsiz asker olmaz. Ve artık Cumhuriyet büyüdü. Sürekli koruyucu ve kollayıcıya ihtiyacı yok. Askeri vesayet sistemi sona ermek zorunda, halk artık kendini yönetebilecek olgunluğa erişmiştir.
Bir de bu ülkede yaşayan, dini hassasiyeti olan tek bir Allah kulunun cumhuriyetle sorunu yoktur. Olamaz da. Bu insanları sürekli rejim için tehlike göstermek hakaret olmuyor mu? Vatan savunmasında evlatlarını şehit veren bu insanlara yazık değil mi?
Birilerini ötekileştirerek nasıl bir ve beraber olunur?
Asker bizim asker, ordu hepimizin gözbebeği!
Devlet bizim devlet!
Bu Ülke hepimizin!
Gelişmiş ülkelerin ordusu nasılsa bizim ordu da öyle olmalı!
Ordu da kendi asli görevi olan işlerle uğraşmalı.
Artık Cumhuriyeti kollamak ve korumak görevi millete bırakılmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum