IŞIK PAŞA’NIN İTİRAFLARI

Kulun en dürüst olduğu an, Rabbine yönelip tevbe ettiği andır.

Dün gündeme oturan Işık Paşa’dan bomba itiraflar manşetleri sanırım herkesin dikkatini çekmiştir. Başlıklarda genel yaklaşım bir suçlama mantığı üzerine oturmuş görünüyor.

Bu sefer suçlamadan, problemlerin farkında olup çözüm düşünelim.

Lütfen bu seferlik bunu yapalım.

Işık Paşa’nın ve diğer komutanların YAŞ öncesi istifasını falan bir yana bırakıp söylediklerinden  bir soru cevap listesi çıkaralım ve çözümleri nelerdir onlara yoğunlaşalım.

Böyle yapmaz isek sorun çözmek yerine kavgaya devam eder dururuz.

Şimdiye kadar yapılan hataları tekrar edip suçlama yoluna gitmektense çözüme odaklanalım.

Evet; Işık Paşa’nın itirafları olarak medyaya yansıyan ifadeler, yeni Genelekurmay Başkanımız Sayın Nejdet ÖZEL için bir soru cevap anahtarı hükmünde olabilir. Kendisi bunları muhakkak biliyordur. Ama medyaya yansıdığı gibi suçlayıcı bir yaklaşımla değil, olayların üstünü örtmeye çalışarak hiç değil!.. bu problemleri görüp çözüm üretme anlamında kullanılmalıdır.

Ortaya çıkan suç delili evraklara kağıt parçası, gömülü mühimmata boru derseniz problem çözemezsiniz.

Evet problem var. Bunca arayış, profesyonel ordu, İnsansız Hava Araçları (İHA), karakol zaafiyetleri, yaşanan kayıplar problem değil mi?

Işık Paşa bunları dile getiriyor. Elbette bunları çıkıp medyaya söylemeyecek. Daha once yapılan gibi çözüm yeri medyaya mesaj vermek değildir.

Darbe planları hazırlamak hiç değildir.

Çözüm; Karargahta Kurmay ekibi ile oturup problemelere kafa yormaktır.

Yayınlanan metinden benim şahsen anladığım problemi çözme yolundaki arayışlardır.

Bunları medya yolu ile yayıp karalamak bu noktada problemei çözmek yerine çözümsüzlük önermekten başka bir işe yaramaz.

Sayın Cumhurbaşkanından, Baaşbakan ve Milli Savunma Bakanından yeni Genelkurmay Başkanına ve tüm TSK mensuplarına düşen, konuya çözüm odaklı yaklaşmaktır.

Yoksa Kurmay tezleriniz heba oluyor demektir.

Bunları elbette IşıkPaşa‘ya birileri soracaktır. Savunma refleksi ile “yok öyle bir şey!” mi der. Yoksa “evet bu problemler var, acilen çözülmesi gerekiyor” mu der.

Peki neden istifa ettiniz.

Sıkıntı burada.

Haydi bu sefer bu noktalara takılmayalım.

Alenen görünen problemleri, toplumun toplu bilinci ile çözüme kavuşturalım.

Çözmeyip halının altına süprülen her problem büyüyerek devam edecektir.

Çözüme katkı sağlamayan her şikayet, problemin daha da derinleşmesi demektir.

Olaylara toplum ve yöneticiler olarak müspet bakmaya başlayalım.

Geçmişten ders alalım.

Unutmayalım; Doğrular tecrübelerin, tecrübeler ise hataların sonucunda ortaya çıkar.

Ahmet TÜRKAN - Habername

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum