İyiliğe kumpas kurmak

Deniz Feneri Düzce gönüllüsü Orhan Kılıç gözyaşları içerisinde gerçek bir deniz feneri hikâyesi anlatmıştı. 2007 yılından sonra Deniz Feneri Derneği’nin önünü kesmek üzere başlatılan kara kampanya sebebiyle derneğin bağışları azalmış, bazı ailelerin yardımları kesilmişti.

Yardımı kesilen Düzce’deki bir dul bir kadının içine düştüğü kötü durumu Orhan Kılıç anlatırken kendisi ağlamış, dinleyen herkes de ağlatmıştı. Dökülen gözyaşları söz konusu kadın içindi ama Deniz Feneri’nin önünü kesenlerin karşılaşacakları kötü akıbet için de gözyaşı dökülse yeridir. Çünkü onların daha dünyada iken nasıl hor ve zelil bir duruma düştüklerini hep birlikte görüyoruz, daha göreceklerimiz de vardır.

Çünkü “Bir canı yaşatmak tüm insanlığı yaşatmak gibidir.” (Maide, 32) Bir insanın haksız yere öldürülmesinin de tüm insanlığı öldürmek gibi olduğu aynı ayet-i kerimede ifade edilmiştir. Bir insanı ya da kurumu manen bitirerek, itibarını zedeleyerek de onu adeta öldürürsünüz.

Her ay on binlerce aileye yardım ulaştıran bir yardım kuruluşunun itibarına suikastta bulunmanın, giden yardımlara mani olmanın nasıl büyük bir vebal olduğu ortadadır.

Geçtiğimiz günlerde medyaya “Paralel Devlet Yapılanması İddianamesi”nden bazı detaylar yansıdı. 2007 yılından itibaren gündeme getirilen ve bazı siyasilerin –temcit pilavı gibi- her fırsatta ısıtıp yeniden kamuoyunun önüne koyduğu “Deniz Feneri Davası”nın kimlerin işbirliği ile üretildiği şimdi daha iyi anlaşılmaya başlandı.

İddianameden bazı ibretlik satırları dikkatinize sunuyorum:

DRNK (Dernekler) 4 nolu notta D fnr ok. (Deniz feneri) ile ilgili bir çalışmanın bulunduğu ve bu çalışmanın bitirildiği, Alddn Bey asıl irtibat olarak kalması sağlandı kimse yok mu için: Kimse yok mu derneğinin İstanbul bölgesinde görevli Alaaddin Bey isimli şahsın cemaatin üst yapısı ile irtibatlı olarak görevlendirildiği anlatılmaktadır. (…)

17 sayfadan ibaret fotokopi suretleri müştekiden alınan ve evraka eklenen 5 nolu notun açıklanmasına geçildi; 5 Numaralı notun Deniz Feneri Derneği ile ilgili kısmında Deniz yrd (Deniz Feneri Derneği) ile ilgili olarak Agd (Anadolu Gençlik Derneği), Mgv (Milli Gençlik Vakfı) ve Mg (Milli Görüş) kökenli olarak Hasan s. Muhammed emin S, Fath H İstanbul’daki arkadaşlar ile; Mali yapıdaki aksaklıklar faydalanılabilir. GER Zubr (Alman İstihbaratı Görevlisi) bey ile paylaşım sağlandı. Çalışma gereği Münih’te görüşüldü. Osman bey (Emniyet İstihbarat Görevlisi) dekontlarla ilgili birer kopyasını vermiş. Gerzubr ise bağlantı ile ilgili erl (Erol Demirhan) yada mhrm (Muharrem Durmaz) ile tanışacak takdir size ait.

Açıklaması: Cemaatin geçmiş dönemde yapılan Deniz Feneri operasyonu ile ilgili olarak tutmuş olduğu bu notta Agd (Anadolu Gençlik Derneği), Mgv ( Milli Gençlik Vakfı) ve Mg (Milli Görüş) kökenli gruplar içerisindeki cemaatin İstihbarat faaliyeti için yerleştirdiği Hasan s. Muhammed emin S, Fath H elemanlarıdır. İstanbul’da Deniz Fenerine yönelik yapılacak çalışma ile ilgili mali yapıdaki aksaklıklardan faydalanılabilir. Aynı zamanda Deniz Fenerine Almanya’da yapılan operasyon ile ilgili daha öncede paylaşım sağlanılan GER zubr (Alman İstihbaratı Görevlisi) isimli şahısla çalışılabileceğini ve çalışmanın da Münihte görüşüldüğünü Osman Bey kod yada gerçek isimli Türkiye İstihbaratında çalışan şahısın Ger Zubr’a dekont sureti verdiği, Ger Zubr ile konumu gereği irtibatta olması gereken kişilerin Erol Demirhan yada Muharrem Durmaz olması gerektiği bu konuda da takdirin bu notun ulaşacağı kişiler olduğu anlaşılmaktadır.  Bu noktada cemaatin yukarıda bahsettiğimiz hususlarla ilgili olarak hem Deniz Feneri hem de İHH ile ilgili çalışma yapıp Kimse Yok Mu Derneğinin önünün açılması ile ilgili planlı bir çalışma içerisine girdiği anlaşılmaktadır.”

Gülen Grubu içerisinde uzun yıllar önemli görevlerde bulunduktan sonra bir süre önce o yapıyı terk eden Hüseyin Gülerce katıldığı televizyon programlarında, “Yakında davalar başlayınca yargılanan bazı kişilerin itiraflarda bulunacağına inanıyorum” demişti.

Yargılamalar devam ettikçe Deniz Feneri ile ilgili savcılık iddiasının detayları da ortaya çıkacaktır. Açılacak yeni davalar, ele geçirilecek bir takım bilgi ve belgeler de kimlere nasıl kumpas kurulduğunu gözler önüne serecektir. Zira gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Gök kubbenin altında hiçbir şey gizli kalmaz.

Deniz Feneri’nin gönüllü toplantıları için gittiğimiz illerde bazı gönüllülerimiz, “Deniz Feneri’nin başına gelenlerin Gülen Grubu tarafından tezgâhlandığını düşünüyorum, siz ne dersiniz?” şeklindeki soru ve şüphe beyanlarını hep ihtiyatla karşılayarak, “Elimizde bir delil, kesin bir bilgi olmadan böyle bir iddiada bulunamayız. Böyle bir şey varsa mutlaka ortaya çıkacaktır” karşılığını vermiştik.

Şimdi ortada iddianameler ve savcıların elinde deliller var. Bugün diyeceğimiz şey yine aynı: Bu iddialar doğruysa, o yapının elemanları on binlerce yoksul ve mazlumun mağdur olmasına sebep olmuşlardır. Böylece hem fakir fukaraya zulmetmişler hem de kendilerine büyük bir kötülükte bulunmuşlardır.

Hiçbir fiil karşılıksız kalmaz. Zerre miktarı iyilik de kötülük de mutlaka bir faturaya sebep olacaktır. Allah ahir ve akıbetimizi hayr eylesin.

Allah bizleri iyiliğe kumpas kuranların şerrinden korusun ve onların karşılaşacakları akıbetten bizleri uzak eylesin.

 

recep.kocakk@gmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum