JİTEM var mı, yok mu?

Bir istihbarat birimi bu kadar mı kolay sırra kadem basar, ortadan kaybolur, buharlaşıverir? Bir gün vardır da ertesi gün mü yok oluvermiştir, yoksa hiçbir zaman var olmadığı halde yanlışlıkla var olduğuna mı inandırılmışızdır? Bu ihtimallerin hangisi doğru olursa olsun, gerçek değişmiyor; JİTEM diye bilinen birimi ara da bulasın...

Genelkurmay Başkanlığı keskin ifadelerle “Bizde böyle bir birim yoktur” açıklamasını yapınca, akla “Jandarma'nın bir birimi olduğu, Jandarma da İçişleri Bakanlığı bünyesinde sayıldığı için Genelkurmay araya mesafe koyma ihtiyacı hissetti” düşüncesi geldi. Ardından Jandarma Genel Komutanlığı da “JİTEM diye bir birim bizim bünyemizde yer almıyor” açıklamasında bulunduğuna göre, demek ki, bu da yanlış bir düşünceymiş...

Genelkurmay'da ve kuvvet komutanlıklarında yok, Jandarma'da yok...

JİTEM diye bir örgüt hiç mi var olmamıştı, yoksa geçmişte vardı da sonra ne olduysa oldu ve kapatıldı mı? Yoksa bizim hep 'asker' ile ilintili saydığımız örgüt, askeri olmayan bir birim ve dolayısıyla devlet içerisinde bir başka makama mı bağlı?

Bütün bu sorular, askeri çevrelerin kendileriyle ilişkili olmadığını söyledikleri halde JİTEM'in varlığını kabul eden bir mantığı yansıtıyor. O mantığı yansıttığı kesin, çünkü resmen inkâr edilmesine rağmen varlığı güvenilir tanıklar tarafından değişik zamanlarda doğrulanmış ve eylemleri bilinen bir birim bu. Kameralar karşısında “JİTEM'i ben kurdum” diyen albay, ya da sorulduğunda “JİTEM'dekiler de subay, insan ekmeğini yediği yere ihanet eder mi?” sorusuyla birime sahip çıkan dört yıldızlı general biliyoruz.

Susurluk kazası sonrasında Başbakanlık adına yürütülen soruşturmanın sonucunda ortaya çıkan raporun hemen her sayfasında adı geçiyor JİTEM'in...

Güneydoğu Anadolu'da sürdürülen teröre karşı mücadele bir yönüyle JİTEM'in eylemleriyle iç içe. JİTEM 'Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele' sözcüklerinin kısaltması zaten. O bölgede bir dönem görev verilmiş PKK militanlığından dönme itirafçılar, şimdilerde, “JİTEM adına çalışıyorduk, bize JİTEM kimliği verildiği gibi maaşlarımızı da JİTEM başlıklı bordrolardan ödüyorlardı” demekteler.

Zor bir durum gerçekten...

Elbette yapılan resmi açıklamaları doğru varsayıp yolumuza devam edersek zorluk da ortadan kalkıyor; ancak onca kabullenme ve üstlenilen eylemi nasıl görmezden gelebiliriz? Kabullenmeler ve üstlenilen eylemlere rağmen JİTEM'in varlığını yadsımak gerçekten akıl kârı değil. İnsan aklına ters tavır ise, ilk elde kolay gelse de, ileride rahatsızlık kaynağı mutlaka olacaktır.

Son gelişmeler yüzünden Genelkurmay Başkanlığı hayli rahatsız; Seferberlik Tetkik Kurulu'nun sırlarının saklandığı kozmik odayı bir yargıcın didik didik etmesini durdurmak için mahkemeye başvuruldu. Mahkeme başvuruyu benimsese ve soruşturmayı durdursaydı rahatsızlık sona erecek miydi? Sanmıyorum. Tıpkı JİTEM konusundaki merak gibi 'kozmik oda' da pek çok spekülasyona konu olacaktı.

Oysa ordunun hiçbir biçimde spekülasyona konu olmaması, ilgili hiçbir konuda merakı ortada bırakmaması gerekir.

Acaba JİTEM konusunu kamuoyunu meraktan kurtaracak biçimde açıklığa kavuşturmayı düşünmez mi Genelkurmay Başkanlığı?

Önceki ve Sonraki Yazılar