Ne zaman ki, “Küresel Ekonomik Kriz” sözcüğü gündemimizin tamda merkezine oturdu…

Kimi, “Sermaye hareketlerinin serbestleşmesinin getirdiği kuralsızlıktan kaynaklandı” dedi…

Kimi, “Mortgage sisteminin iflasından” dedi…

Kimi, “Bankalara konulan kuralların mali sektöre yetmediğinden ve sektörün o kuralların dışına taşmış olmasından” dedi…

Kimi, “Benzer gelişmelerin mali sektörün hacminin reel sektöre göre misliyle büyümesine ve doğal olarak da risklerin artmasına yol açtığından” dedi…

Velhasıl, kimi öyle dedi, kimi böyle dedi…Ama herkes “üzerine” bir şey söyledi, yazdı, çizdi..

Ama her ne dense, bunların birer “neden” değil, olsa olsa birer “sonuç” olduğunu söylemedi…

Söyleyenler, olduysa bile konunun “özüne” fazlaca da “dokunamadı”…

***

Esasında, ABD’de başlayan ve dünyayı kasıp kavuran krizin nedeninin “Mortgage” olduğunu söylemek bu işin asıl nedenini “ıskalamaktır”, desek hak verir misiniz bilemem!..

Ama benim bildiğim, ama benim anladığım, kim ne derse desin, “kriz”,  ABD ve işbirlikçilerinin “Irak ve Afganistanı”’ “işgali” sonucunda savaşa harcadıkları “trilyonlarca dolar” askeri harcamadan kaynaklanmıştır, işte budur!…

***

Bundan önce ne olmalıydı ve bundan sonrası için ne olmalı ki, dünya, “kriz” kelimesinin bile insan zihninde çağrıştırdığı o “hastalıklı” duygudan kurtulabilsin…

Ne yapılmalı da, dünya, karşısında gün gün tüketip, dize getirdiği “diktatöryasından”  kurtulabilsin…

“Aklın yolu”, dünyaya, ABD’de “doğan”  krizden  “kurtulmanın yolu”nu da gösteriyor elbette…

**

O halde bunun sadece ve sadece tek bir “yolu” var o da;

“İşgal güçleri” bu bölgeden “peyderpey” değil, tamamıyla “behemehal” çekilmelidir…

O zaman nasıl da, dünya ekonomilerinin bir anda iyileşmeye başladığını göreceğiniz için, çekilmelidir…

Başka yolu yok!… 

***

Eğer, bugün Türkiye’yi öyle “silkeleyip atan” derin ve reel bir kriz görülmüyorsa,  bunun temel nedeninin TBMM’nin 1 Mart tezkeresiyle Irak’ın işgaline ‘evet’ dememesi olduğunu…

Bu tavrın İslam dünyasının sempatisini toplamış, bu ülkelerin Türkiye ile ticareti artmış, kritik dönemlerde piyasadan çekilen Batı sermayesinin yerini bu ülkelerden gelen sıcak para doldurduğunu unutmamak lazım…

Elbette ki, dünyada yaşanan bu krizin olumsuz etkileri, günden güne daha da ağırlaşarak, Türkiye’de de hissedilmektedir… Ve dahası henüz, “tünelin sonu da görülmemiştir”…

Ancak, bu kriz aşılmaz ve çözülmez bir kriz değildir… 

Bu krizin etkileri piyasaları canlandırarak aşılabilir…

Yeter ki, hükümet ve etkin organizasyonların, krizin aşılmasına yönelik yürüttükleri uygulamalarının “sosyal ayağı” güçlü olsun…

***

Evet, aslında tüm bunlarla “izah” etmek istediğimiz, hem “KEK”lenmediğimizin “farkında” olmak adına, “Küresel Ekonomik Kriz’in” asıl “nedeni”nin, ABD’nin “küresel işgalci ruhu”nun bir “yansıması”, dünya piyasalarının üzerini kapladığı yoğun bir “sis bulutu”olduğudur…

“Var mı bunun başka izah tarzı…”