Kıbrıs’ta Millî tavrın güçlenmesi

Kıbrıs'ta Ulusalcıların tek başına iktidar olacak bir seçim zaferi kazanmaları bundan beş sene kadar önce Kıbrıs'ın sokulmak istendiği çıkmaz sokağı hatırlatıyor. Çıkmaz sokak bile değil, silinip süprülme, Rum tarafının "enosis" idealine hizmet... AB fonlarıyla dönüştürülen zihinler şimdi Denkaş'ın dikkat çektiği tehlikeleri görmüş olmalılar. Buna ek olarak Kıbrıs'ta ekonomik manzara, halkı gerçekten de iktidardan uzaklaştırıcı başka bir sebeptir herhalde. "Yes be annem"ciliğin iflasıdır bu. Kıbrıs, doğru bir milli politika izliyerek içine sokulduğu karmaşık durumdan kurtulmayı başaracaktır inşaallah. Şimdi size son duruma dair Denktaş'ın Yeniçağ'daki makalesinden birkaç alıntı sunacağım: (20.04.2009)

"Kıbrıs meselesi denilen konu Rumların kan akıtarak, Türkleri toplu mezarlara sokarak başlattıkları Enosis'i hedefleyen bir sorundur. Bunun halli, bu basit gerçeğin kabulüne bağlıdır. Türkiye'yi işgalci olarak suçlamanın, adayı Türkiye demografik açıdan ikiye böldü diye zırvalamanın meselenin halline hiçbir katkısı olmaz. Kıbrıs'ı demografik açıdan 32 parçaya ayıranlar Makarios ile Yorgacis'in başkanlığındaki Türk avlayan sözde kahramanlarınızdı."

"... Ortaklık devletini kan akıtarak yerle bir ederken yok edemediğiniz fakat ortaklıktan dışladığınız Türk ortağınızın kendi devletini kurma hakkını kullanacağını hiç düşünmediniz. Kıbrıs'ın tümüne ve özellikle Türk halkına hükmetmek hakkınız olmadığını ne zaman hatırlıyacaksınız? Türkiye'nin, siz, geçmişi savaş suçlarıyla bezenmiş idareyi, meşru hükümet olarak tanımasını ve limanlarını bu sahte, gaspçı idarenin bayrağına açmasını istiyorsunuz. Sizde zerre kadar utanma hissi kalmadı mı?"

... 1960 anlaşması gibi garantilenmiş bir anlaşmayı yıkıp bu anlaşmaların yasaklandığı Enosis limanına sığınmak için yaptıklarınız ortadayken, Kıbrıs Türklerinin garantilerden yoksun bir kağıt anlaşmasını kabul etmesini nasıl beklersiniz? Siz Kıbrıs'ı bir Yunan adası yapmak veya ikinci Yunan Cumhuriyeti haline getirmek istiyorsunuz."

"... 1960 anlaşmalarının temelinde Lozan anlaşması ile oluşan Türk-Yunan dengesi yatmaktadır. Bunu Yunanistan'ın lehine bozmak, oyununun sonucu, Türkiye'nin eski mülkü Kıbrıs adasına sahip çıkmasıdır. Uzlaşma istiyorsanız, Çek-Slovak modelini benimseyiniz ve Türkiye'nin bir an önce AB üyeliğini tamamlaması için yardımcı olunuz çünkü 1960 anlaşmalarına göre Kıbrıs, Türkiye'nin üye olmadığı bir kuruluşa üye olamaz. Sizin Kıbrıs adına üyeliğiniz geçersizdir. Bilmenizde yarar vardır."

Sayın Denktaş'ın seçimden bir gün önce yazdığı makalesi böyle. Yeni başbakan müstakbel başbakan Derviş Eroğlu da kırmızı çizgilerinin Türkiye'nin garantörlüğü olduğuna işaret ederek bu anlaşmalara gönderme yapıyor. Bütün bu süreç bir bağımsızlık sürecinin ve Haçlılarla uğraşmanın ne kadar zor olduğunu göstermek bakımından çok ibret vericidir ama nihayet sevinçli bir sona ulaşmıştır çok şükür.

Kaynak: Milli Gazete

Önceki ve Sonraki Yazılar