
Teslime Gülsen NURDOĞAN
KISIR GÜN
Bugün daha önce aldığım notlarımdan yola çıkarak bir yazı hazırladım. Rabbimiz tesirini çok eylesin. Okuyanları da beni de mükafatlandırsın.
Söze başlamadan önce yazıyı bir fotoğrafla şenlendirmek istedim. Ağır bir konu o yüzden tomurcuğa durmuş ortancam ile size selam ediyorum. Hassas bir çiçek. Kesinlikle kavurucu güneşi sevmiyor. Ben gene de bahçeme diktim bunu. Rabbimden umudumu kesmiyorum.
Kur’an-ı Kerim’de bazı sözde akıllıların Allah’ın kitabı için; “ Eskilerin uydura geldikleri masallardır.” dediği bildirilir. Bunun Kur’an’daki söylenişi esâtiri’l evvelîndir. Esâtir, masal ve hikaye gibi kurgulanan şeye derler. Evvelîn de öncekiler demek. Yani Peygamber Aleyhisselamın zamanında dahi inanmayan insanlar -bundan Allah’a sığınıyorum- Kur’an için eskilerin uydurduğu bir kitap demişler.
Çok şiddetli bir söz bu. Yalanın en büyüğü.Günümüzde dahi böyle diyenler yok mu? Tabiki var. Kur’an’da o bahsedilen kişileri tanımıyorum ama günümüzdekilerin pespaye akıllarından haberim var. Böyle söyleyen bu insanlara acı acı gülüyorum. Zavallılar Kur’an’ın masal kitabı olup olmadığını çok yakında anlayacaklar. Fakat o anlamadan onlara bir fayda gelmeyecek. Çünkü dünya hayatı bitmiş olacak. Bambaşka bir dünyaya gözlerini açacaklar; “Aa! Bütün bu söylenenler gerçek miymiş diyecekler? Üzüntüden kendilerini dövecekler, dünya hayatına geri dönmeyi ve iman edip iyi işler yapmayı isteyecekler. Fakat nafile, onlara bu izin verilmeyecek. Denilecek ki; “Size bir insanın akledeceği kadar süre vermedik mi?” O an onların halleri öyle kötü olacak ki Allah düşmanımı dahi bu duruma düşürmesin!
Kur’an-i Kerim hesap günü hakkında ‘kısır gün’ tabirini kullanır. Orjinali; yevmi’l akîm’dir. Yevmi’l akîm; kısır gün demek. Yani zararı telafi etmenin zamanı artık bitmiş. Kar eden, zarar eden ne ettiyse etmiştir. Defter kapanmıştır demek. Kişi o günün sıkıntısından kurtulmak için en sevdiklerini dahi feda etmek istermiş. Hatta bütün insanları kendisinin kurtulması için fidye vermek istermiş. Tabi ki kabul edilmeyecekmiş. Vallahi Kur’an’da yazıyor bunlar. O gün herkes dünyada ne yaptıysa karşılığını görecekmiş. Hatta Zilzal suresinde Allah cc. şöyle bildiriyor: “Kim zerre miktarı bir hayır işlerse karşılığını görecek. Kim de zerre miktarı bir kötülük işlerse karşılığını görecek.”
O günün bir adı da Yevmi’l Adl’mış. Yani Adalet Günü. Allah adildir ve kimseye zulmetmez. Hem Allah’ın adaleti bizim adaletimize de benzemez. Biz kuluz ve hata yapabiliriz. Fakat Rabbimiz hata yapmaz. O Allah, insanın hücrelerine kadar bilir. Kalbinin derinliklerindeki en ince ayrıntıları bilir. Elbette ki hata yapmaz. Hata yapmak insana özgü bir şeydir.
Kur’an-i Kerim’i okurken bunları görüyorum. Ve tabiki normal olan her insan gibi korkuyorum. Kur’an’da Allah cc. “Allah’tan tam olarak korkanlar, bilenlerdir.” diye belirtiyor. Neyi bilenler?
Elbette ki Allah’ı bilenler. Kitabını okuyup, Peygamber Aleyhisselam’ın nasıl bir hayat yaşadığını ve o Peygamberin Allah’tan ne kadar çok korktuğunu bilenler, Allah’tan en çok korkanlardır. Bildikçe korku artıyor. Ve bildikçe insan Rabbini seviyor.
Neyse! İşte Kur’an için; esâtiri’l evvelîn diyenlere şaşırdım. Esâtiri’l evvelîn demek eskilerin masalları demektir. Elhamdülillah rabbimin lütfu olarak akşam sabah okuduğum Kur’an’a bakıyorum. Ve bir de bu yarım akıllılara bakıyorum. Allah böyle akılsız etmesin. Allah’a sığınıyorum. Rabbim dalalete düşmekten sana sığınıyoruz.
İşte geçen gün bu kafama takıldı. Sonra unutuyorum diye bazen tefekkürlerimi not ediyorum. Bugün yazı dosyalarıma baktığımda karşılaştım. Not almışım ve o notum şöyle: “Ben bu söze ancak gülerim. Ve onlara derim ki; “Şayet Kur’an masal olsaydı ki değil. Ben o masalın içinde bulunmayı çok severdim ve gene döner döner okurdum. Senin masal dediğin o şeyler, yani Kur’an ayetleri beni öyle cezbediyor ki ben Kur’an’ın dünyasında mutluyum. Ruhuma iyi geliyor, bedenime iyi geliyor. Bütün işlerimi ona göre düzenliyorum. Ve böylece her işim yolunda gidiyor. Başıma gelen sıkıntılarla nasıl baş edeceğimi o gösteriyor. O benim hayat rehberim.”
Bakın mesela şahsiyet sağlamlaştırmak hakkında Kur’an’da Allah şöyle diyor.
Kur’an-i Kerim’de Bakara suresi 265. ayette, mallarını iyilik için harcamanın aynı zamanda şahsiyeti sağlamlaştırmak olduğu belirtiliyor. Ayet şöyle: “Allah’ın rızasını kazanmak ve şahsiyetlerini sağlamlaştırmak için mallarını harcayanların misali kuvvetli bir yağmur alıpta meyvelerini ikiye katlayan bir tepedeki güzel bir bahçenin haline benzer. Eğer bol yağmur düşmezse bile çiselese dahi yeter. Allah yaptığınız işleri görmektedir.”
Buradaki incelik nedir? Allah’ın rızasını kazanmak için Kur’an ve Resulullah Aleyhisselamın çizdiği yolda yürürseniz otomatikmen şahsiyetiniz de sağlamlaşacaktır. Bu kitap yani Kur’an insanoğlunun hayat rehberidir. İnsana ideal şekilde yaşamanın nasıl olacağını gösterir.
Kur’an insanlara şahsiyetini nasıl sağlamlaştıracağını öğretirken bazı şahsiyetsizler o yüce kelamullaha hakaret ediyor. Biz onları da rablerine havale ediyoruz. Gerçeği anlamaları için hayır dua ediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.