Aslan DEĞİRMENCİ

Aslan DEĞİRMENCİ

Milletin ‘UZLAŞMA’ Maddeleri

Son 13 yılda demokratik sisteme en az 5 kere müdahale girişiminde bulunuldu.

‘Sarıkız’, Ayışığı’ ve ‘Eldiven’ kodlu karanlık planlar deşifre oldu.

“Balyoz darbe planı” ile de cuntacı grupların faaliyetlerine hala devam ettikleri ortaya çıktı.

Kulislerde ise “AK Parti’ye yeni bir kapatma davası geliyor” şeklindeki konuşmalar, akıllara yargı reformunu yeniden getirdi.

 

Hükümet Yeni Anayasa çalışmalarını yeniden gündemine alırken,

Türkiye'de hukukun, demokrasinin yerleşmesi ve

İnsan haklarının teminat altına alınmasının olmazsa olmaz şartlarını sıralayayım istedim:

 

Yargı denetimi dışında alan bırakılmamalı: Sanırım yargının toplumsal, kurumsal ve siyasi ilişkilerden yalıtılması kadar doğal bir şey yoktur.

Bağımsız yüce adalet kavramıyla,

Hukukun üstünlüğü oluşturulmak isteniyorsa;

YAŞ, HSYK ve buna benzer yargıya kapalı karar mekanizmalarının yargıya açılması lazım.

 

Bürokratik baskıya son verilmeli: Bu konuda sanırım çok fazla bir şey söylemeye gerek yok.

Her şey oldukça açık…

Bürokratik vesayetten kurtulup,

Elitlerin gizli iktidarından kurtulmanın zamanı çoktan geldi de geçiyor…

 

Parti kapatmalar zorlaştırılmalı: 1961 Anayasası ile Türk hukuk ve siyasi hayatına giren Anayasa Mahkemesi kurulduğu 1963 yılından bu yana 24 siyasi partiyi kapattı.

Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nden önce kapatılan 2 siyasi parti ile birlikte Türkiye'de 26 siyasi parti kapatıldı.

Artık ülkenin parti çöplüğü olmasına dur demek gerek.

Şiddet ve baskıya dayanmayan eylemler parti kapatma nedeni sayılmamalı.

Parti kapatmada Meclis kararı aranmalıdır.

 

Sivil-asker yargı karmaşası sona erdirilmeli: Buradan kastım çift başlı yargı…

Bu sorunu çözmeden yargı reformundan söz etmek mümkün olmaz.

 

Temel hak ve özgürlükler: 'Özgür birey' hedefini gerçekleştirecek şekilde yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu açık.

Yeni bir başlangıç için; demokrasi, insan hakları, değerler ve özgürlükler güvence altına alınmalıdır.

Devleti değil, bireyi merkeze almak asla ihmal edilmemelidir.

 

Anayasa, darbelere ve darbecilere zemin hazırlayan, onları koruyan maddelerden arındırılmalı: Darbelerin ardından hazırlanan anayasalar ile öncelikle cuntacılar koruma altına alınmış ve onlara dokunacak ‘sivil irade çıkar’ kaygısıyla maddeler hazırlanmıştır. Darbecilere dokunabilmek için öncelikle bu maddelerden kurtulmak zorundayız.

Darbeleri ve darbecileri koruyan maddelerin değiştirilmesi devam eden birçok soruşturmayı da etkileyecektir.

Darbecileri yargılamaya kalkan savcıları kapı dışarı etmek mi iyi,

yoksa Yunanistan ve İspanya gibi cuntacılardan hesap sorarak demokratikleşmede yol almak mı?

Dünya darbecileri ile hesaplaşırken, geçici 15. madde ile yola devam edilemez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum