Misyon ve Vizyon Arasında Ak Parti Nedir, Ak Partili Kimdir? (I)

 

Ben tarafsız değilim. Ama partizanda değilim. Milli Görüş geleneğinden gelen muhafazakar bir ortalama Türk’üm. Muhafazakar düşünce sisteminin yer yüzünde hakim kılınması için demokratik çerçeve içerisinde meşru usullerle bunun gereklerini yerine getirmeye çalışıyorum.

Milli Görüş tecrübesini yaşamış ve Refah-Yol Hükümeti’nin maruz kaldığı 28 Şabat(!) cadı kazanının altında, geleceği yok edilmeye çalışılan ‘Ortalama Türk’ün “İmam Hatipli” bir parçasıyım. Refah Partisi sürecini yakından yaşamış ve kırılganlıkları çatur çutur ruhunda yudumlamış biri olarak, bugün dönemsel siyasal hareketlerin zaafiyet noktalarını ve saplandıkları yanlışlıkları kolaylıkla görebiliyorum.

Işin başında bulunan teorisyenlerin uygulamada popülarizme nasıl teslim olduklarını ve dışarda yüksek sesle dile getirdikleri toplumsal demokratik talepleri, parti içerisinde nasıl kolaylıkla çiğnediklerini ve aslında demokrasiyi özümsemek gibi ciddi bir problemle yüz yüze kaldıklarını da çok iyi biliyorum.

Ama tüm eksik ve yanlış uygulamalarına rağmen kökeni itibariyle bu siyasal haraketler, benimde içinde bulunduğum toplumsal katmanların, çevreden merkeze yürüyüşünün muazzam bir göstergesidir.

Kampenalla’nın tespiti ile hükümdarlık makamı elinden gasbedilerek, elinden hükümranlık erki alınan milletimizin, top yekün çevreden merkeze yürüyüp, söz konusu gasp ve işgal mekanizmalarını, demokratik yöntemlerle muhasara altına alması, zorla ve hile sokulduğu tarihin sert virajından; yumuşak , geniş, ve uzun bir virajla asıl mecrasına oturtulma çabasıdır bu haraketler.

Bu siyasal düzlemin hinterlandında yatan engin ruh dünyasının titreşimlerini yakinen biliyorum. Bu sonsuz denizleri oluşturan bireysel zerrecikler, öyle birilerinin dediği gibi okumaz, üflemez, haber seyretmez ve tarih bilincinden yoksun bir kalabalık sürüsü değildir.

Muazzam tarihsel hafızanın, toplumsal hard diskinde biriktirdiği ve yüz elli yıldır taşeron eller tarafından en az yüz kere silinmiş belleğin, yüz birinci kez geri çağrıldığı ve hali hazırda yer küre denkleminde nerde olduğunu gayet iyi özümseyebilen, neyi talep ettiğinden emin ve bunun nasıl gerçekleşebileceğinin bir kısım formülasyonlarına sahip ve yerine göre bu formülasyonlar da sahada anlık değişimler yapabilme kabiliyetine haiz bir sosyolojik tabandır bu.

Onca kurulan kumpas ve tuzağın, ta Amerika’nın içinde patlamasını(!) başka nasıl izah edebilirsiniz. Bunların hepsi Ak Parti liderliğinin başarısı değildir. Liderliğin başarısı inkar edilemez derecede yüksektir ama en az liderlik kadar önemli olan bu işin toplumsal düzlemidir. Yani millettir millet.

O yüzden, hesabını (Greenwich) Grıniç’in batısında yapıp, oralarda kendilerine bir kısım ahlaksız patronajlar edinerek bu milletin geleceğini Amerikan mandasına bağlamaya çalışanlar, etiketleri her ne olursa olsun bu toplumsal bilinç karşısında kaybetmeye mahkumdurlar. Altlarındaki post ve yüzlerindeki peçe bu rüzgarla birlikte uçup gitmiştir.

Bu toplumsal bilinç düzeyi kendisine “çoban” muamelesi çekmeye cüret eden tüm hadsizleri önüne “koyun” olarak katıp güdecek bir seviyeye çoktan erişmiştir. Her hangi bir köy kahvehanesinde her hangi bir vatandaşımızın, sekiz köşeli kasgetiyle bu şuurlu duruşun mayasını size kolaylıkla anlatması mümkündür. Değilse her seçimde gelir, hesabınızı görür ve gider. Size ise “Demokrasi sandıktan ibaret değildir” diye sızlanmak düşer.

Her artıyı ve her eksiyi silinmez hafsalasına kaydeden heykeli dikilesi bu ruh, kendi tercihlerine kızarak, onlara çoluk çocuk muamelesi çeken ve “Bizans’ın torunları” yaftası asmaya çalışan söylemi de bir yerlere kaydetmiştir.

Bu hareketin patronaj köşküne doğru yükseldikçe yönetim kademelerinde nükseden bazı sıkıntıları olsa bile alttan kendini sürekli yenileyerek gelen toplumsal talep yükselmeye devam ettiğinden, “İktidar bozar, mutlak iktidar mutlak bozar” sarmalına teslim olmamayı da becerecektir.

Bu veçh ile benden tarafsız bir yazı bekleyemezsiniz ama ben tüm içtenliğimle hakkaniyetli yazılar yazmaya gayret gösteriyorum. Ona buna kumpas kurup bizi taraflı olmakla itham edenler artık muhatabımız bile değiller.

Ne demiş Üstad Said Nursi: “Bi taraf olan bertaraf olur...” Be nedenle binlerce yıllık tarihimize taraf, son yüz yıllık ucubeliğe karşıyız vesselam.

E Mail : akpinartahsin@hotmail.com

Twitter: @akpinartahsin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum