Regaib ALBAYRAK

Regaib ALBAYRAK

MODERNİZM / KAPİTALİZM / MÜSLÜMANLIK

Modern dünya da, insan arzularından bir dağ yapmıştır kendisine. En muhteşem şeyin zekası olduğu konusunda kesinlik belirten bir yaşantısı vardır artık. Çünkü zekasını kullanarak yapamayacağı şey yoktur. Hem zaten o dağı da ''kendim yarattım'' edası vardır üzerinde. Kişisel gelişimcilerin üzerinde ortak bir karara vardğı tek nokta ''Bu insan artık kapitalist düzenin bir parçası'' olmuştur. Zaten maksat da kapitalistlere uygun bireyler yetiştirmektir. İnsan her konuda zekasına danışarak sorunların üstesinden geleceğinden kesinlikle emindir. Bu eminlik bir özgüven duygusu vererek; gariban ama kibirli, fakir ama gururlu bir tablo çıkarmıştır ortaya. Gurur ve kibir insan üzerinde ortak bir noktada yani beyinde birleştiği anda insanlıktan çıkmaya hazır bir mahluktur o şahıs.

Şeytan huzurdan kovulurken bile, içerisinde büyük bir kibir ve pişmanlık tanımaz duygu vardı. İnsanları bu yolla kandırabileceğinin farkındaydı. Şeytanın bu kurnaz oyununa düşen insan, farkında bile olmadan benliğini ve zekasını ilahlaştırmıştır. Yaptığı şey çok sıradandır onun için. Bunca nimetten neden ben de faydalanmayayım ki? Bu, çok masun gibi görünen sorunun altında, onlarca dahinin dahi üzerinde fikir alışverişi yaparak bir sonuca varamayacakları, varamayacakları gibi izah ederken de kıskançlık ile yaftalanacakları bir kesinliktir. Şeytan, insanın damarlarında çoktan gezintiye çıkmıştır bile. Yanılmaz ve muhteşem bir akla sahip olduğunu düşünen insan, aslında en aptal mahluktan farksızdır. Sonucunu ve hududunu bilmeden yaptığı veya yapacağı her konuşma, etrafındaki insanları etkilemek için yeterlidir. Çünkü okuduğu kitaplarda insanları etkilemenin yüzlerce yolunu öğrenmiştir.

Artık kendisi bilinçi ve çalışkan bir bireydir. Tam da modern dünya düzenin de, kapitalistlerin çarkının içerisinde olması gereken bir insan tipi olmuştur. Bu insan tipi; yer, barınır ve çoğalır. Bütün hayat gayesi bundan ibarettir. Bu dünya da bir nebze daha mutlu olabilmek için elinden geleni yapar. Çünkü dünya onun için kaçırılmayacak bir fırsattır. Hem kaç kere dünyaya gelecek ki canım? Dünya mü'minler için bir ağaç gölgesin de soluklanıp gidecekmiş gibi kısa ve ona bağlanmayacak kadar değersizdir. Bunu fark eden modern dünya sistemi, müslümanları bu sisteme uygun hale getirebilmek için ne oyunlar, ne hileler türetmiştir. Yazık ki bu oyun içerisine düşüp çabalıyor, çırpınıyor, çıkmak için ufacık bir gayret dahi gösteremiyoruz.

Modadan tutun da sporun çeşitli dallarına varana kadar, türlü işlerle meşgul olan bir millet durumuna getirildik. Müslüman gençler, dünyalık onca şeyle meşgul iken nelere dikkat etmesi gerektiği ne için bu dünya da olduğunu, bırakın düşünmeyi hatırına bile getiremez oldu. Genç delikanlılarımızın giyim tarzı acaba İslama uymakta mı? Yahut yaşantıları dinlerinin gerektiği gibi mi? Hanımlarımız aynı keza. Modayı takip edeyim derken ne yapacağını şaşırıp, farklı farklı giyinmeye başlayan bir ''Hanım'' nesli türedi. Örtünün manasının farkında olmadan örtünen ancak örtünün manasına hiç yakışmayacak türde giysilerle süslenen bir hanım neden örtündüğünü biliyor mudur acaba? Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in dediği gibi: ''
Örtü Şuuruyla Takılmadığında da Allah Katında Bir Değere Sahip Olsaydı; Cennetin Baş Köşesine Rahibeler Otururdu...''

Bunun üzerine söylenecek pek söz bulamıyor insan. Allah cümlemizi düştüğümüz bu gaflet uykusundan uyandırsın inşallah.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum