Mehmet Y. ULUTAŞ

Mehmet Y. ULUTAŞ

PKK Bitsin veya Bitmesin...

2015 ve 2016 yıllarında kaçırılarak alıkonulmuş 13 devlet görevlisi ve sivilin Gara’da bir mağaranın içerisinde PKK tarafından kalleşçe şehit edilmesi hepimizin yüreğini dağladı. Belli ki T.C. Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’ta, Amanos Dağlarında ve diğer bölgelerde düzenlediği operasyonlar PKK’ya büyük zarar vermiş ve içlerindeki bozulmayı yavaşlatmak adına böyle hunharca bir eyleme girişmişler.

Bu yazımda PKK nasıl biter, neler yapılmalı konusunda ahkam kesmek istemiyorum çünkü bir askeri harekat uzmanı değilim. Ama eminim ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve silahlı kuvvetleri 40 yıldır süren bu mücadelede yeterli derecede tecrübe edinmiş, neyin işe yaradığını ve neyin işe yaramadığını belirlemiş ve ona göre bir mücadele yürütüyor. Asıl anlatmak istediğim mesele T.C.’nin PKK ile mücadelesindeki mesuliyetleri.

Hükümetlerin birincil görevi vatandaşların canını ve malını korumak, ve emniyetini sağlamaktır. Çünkü kendini emniyette hissetmeyen vatandaş ya ülkeyi terkeder ya da emniyetini kendisi sağlama yoluna gider ki ikisi de arzu edilebilir seçenekler değil. Eğer 40.000 vatandaşı ve memuru öldüren, insanları tehdit eden, malına mülküne çöken, çocuklarının eğitimine mani olan, evlatlarını kandırıp dağa kaçıran ve bölgeyi neredeyse yaşanmaz hale getiren bir terör örgütü varsa, ki var ve adı PKK, Devlet bu terör örgütüne, militanlarına ve üyelerine karşı her türlü savaşı açmaya, mücadele etmeye ve ne gerekiyorsa yapmaya hak sahibidir.

İşbu yüzden birileri size “gelin barışçıl olalım, yörede çıkan yer altı kaynaklarından gelen gelirler yörede kalsın, anadilde eğitim serbest olsun, bırakın özerk olalım” gibi isteklerle ülkenin başka yerlerinde verilmemiş imtiyazların verilmesini istiyor ve hatta barış için şart koşuyorsa, bunların terör örgütüne yardım eden bir parti olduğunu anlamak için allameyi cihan olmaya gerek yok.

Gara’daki korkunç infazın hemen ardından 1.000’e yakın kişi gözaltına alındı. Kolluk kuvvetlerimiz suçlu veya haklarında kuvvetli suç şüpheleri olan kim varsa gözünün yaşına bakmadan hemen işlem yapmalı. Nasıl futbol maçı hakemlerine “gördüğünü çal” deniyorsa, kolluk kuvvetleri de suçu tespit ettiğinde hiç tereddüt etmeden ve sıfır tolerans ile gereğini yerine getirmeli.

Yazının başlığında da belirttiğim gibi PKK bitsin veya bitmesin, T.C. Devletinin silahlı kolluk kuvvetleri PKK’ya karşı kesintisiz ve kararlı bir mücadele yapmaya ve taktiklerini devamlı güncelleyerek başarılı olmaya mesul ve mecburdur. Dünyada ilk 10’a oynayan Türkiye’nin sırtında bir terör belası olması kabullenilemez. Ayrıca globalleşen dünyada Türkiye’ye yeni yabancı yatırımların gelmesi ve mevcut yatırımcıların kalıcı olması için ülkede terör gibi bir güven probleminin olmaması gerekir.

Türkiye PKK terörüne maruz kalanların hayat kalitesini ve refah seviyesini yükseltecek hamleler yapmaya devam etmeli ki bu terör örgütüne katılıp dağlarda bir hiç uğruna ömrünü harcayacak yeni gençler olmasın. Öyle ki yöre gençleri akıllarını çelmek isteyenlere rahatlıkla “yürü git işine; ben aklımı peynir ekmekle yemedim” diyebilsinler.

Hem NATO, hem ABD ve hem de Avrupa Birliği tarafından bir terörist örgüt olarak ilan edilmiş PKK ile beynelmilel nizami ve gayri nizami harp kanunları çerçevesinde şedit ve yılmaz bir mücadele sürdürülmelidir. Biliyorsunuz bugünlerde birisi yüzde yüz suçlu bile olsa bir usulsüzlük bulunduğu zaman davası bozulabiliyor. Silahlı kuvvetlerimiz bu haklı mücadeleye halel getirebilecek fiilleri yapmama konusunda zaten titiz ama daha da dikkatli olmalı ki haklıyken haksız olmayalım.

Türkiye toprakları kan dökülerek alınmıştır ve her santimetre karesi kıymetlidir. Bu vatanı korumak için canlarını feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, geride kalanlarına sabır ve metanet diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum