Dr. Selahattin Semiz
Samimi bir Mümin, Vakıf İnsan, Sırlı bir Derviş Dr. HÜSEYİN AKIN’IN ARDINDAN
İki yıl önce 8 Ağustos 2023 tarihinde Hakk'a yürüyen Akın'ın cenazesi ikindi namazına müteakip Eyüp Sultan Camii’nde kılınarak Eyüp Sultan Mezarlığı'nda toprağa verilmişti. Medipol Hastanesi yönetici ve doktorlarından olan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya mesai arkadaşlığı yapan Dr. Hüseyin Akın 68 yaşında hayatını kaybetmişti. O, gerçekten Eyüp Sultan Hazretlerine komşu olacak güzellikte bir hayat yaşayan samimi, derin düşünceli, sadık, güzel bir mümindi.
Eyüp Sultan’da ebedi istirahatgahına uğurladığımız Hüseyin Akın ağabeyin hatıraları hafızalarımızda hala canlılığını koruyor. Dostlarla O’nu ve hatıralarını yad etmeye devam ediyoruz. Hepimiz ölecek yaştayız ; Hepimiz O’ndan geldik ve Hepimiz O’na döneceğiz.
Tokat’ın Pazar ilçesi doğumlu olan Dr. Hüseyin Akın ile ilk tanışmamız ve karşılaşmamız öğrencilik yıllarımda İskenderpaşa Camii’nde pazar sohbetleri sonrasında caminin avlusundaki görüşme ve tanışmalar sırasında olmuştu.
Hüseyin abi o zaman Cerrahpaşa Tıp Fakültesini yeni bitirmiş Bezmialem Vakıf Gureba hastanesinde doktor olarak çalışıyordu. Zayıf vucudu, ufak tefek yapısı, sakin ve olgun duruşuyla yeni mezun genç bir hekim olmasına rağmen benim gözümde bizden çok tecrübeli bir ağabey görünümündeydi.
Sakin ve düşünceli duruşu, zayıf incecik dal gibi bir bedeni, elmacık kemikleri belirgin ince yüzü, kumral sakalı ve derin bakışlarıyla ilk görüşte saygı ve güven hissi oluşturuyordu. Az ve öz konuşuyor, devamlı zikir halindeymiş gibi duruyor, sorduğum sorulara az ve öz cevaplar veriyordu.
Daha sonraki görüşmelerimizde de bu saygı çerçevesinde mesafeli bir tanışıklığımız oldu. O’nu her gördüğümde sanki başka bir alemde yaşıyor gibi dingin bir halde derin bir tevekkül ve sukunet içerisinde olduğunu düşünürdüm. Bu sükûnetin ardında tebessüm eden yüzü, hafif kapalı gözleri, zikir için kıpırdayan dudakları ve elindeki tespihi ile sırlı bir Nakşi dervişinin daima zikir ile meşgul olması ve Hakkın huzurunda olmanın bilinci vardı.
Yakın arkadaşı ve Kayınbiraderi Saim Çeliktaş’ın anlattığına göre uzun yıllar Vakıflar Yurdu ve Fetih Yurdunda birlikte kalmışlar. O zamanlarda Hüseyin Ağabey sessiz, sakin ama hizmet ve gayrette en önde olmuş. Öğrenci arkadaşlara ikramda, kahvaltı ve çay hazırlamakta, sohbet organize etmek hep Hüseyin Ağabeyin işiydi sanki. Uzun kış gecelerinde yatsı namazı sonrası Vakıflar Yurduodalarında derin ve muhabbetli sohbetler yapılırken organizasyon ve hizmetlerden sorumlu Hüseyin Ağabeyden olurdu.
Saim Ağabey ile olan samimiyet ve kardeşliği onun kız kardeşi ile evlenmeye karar vermesi ile daha da pekişir. Evleneceği zaman Hüseyin Ağabeyin kızına talip olduğu Saim Ağabey’in babası Hakkı Amca; hemen kolayca kız vermez, önce ailesini, ahlakını araştırır.
Hakkı Amca o zaman hayatta olan Mehmet Zahid Efendiye Hüseyin beyin kim ve nasıl birisi olduğunu sormuş. O’da ‘Hüseyin bizim evladımızdır, kızını ver, bizi de düğününe çağır’ diyerek güvence vermiş. Hakkı Amca daha sonra Hüseyin Ağabeyi öz evladı gibi sever ve evlatlarından ayırmazdı.
Hüseyin Ağabey o sakin ve sessiz duruşunun aksine sosyal faaliyetlerde oldukça aktif ve gayretli idi. Sağlık Vakfına bağlı Aksa Kliniğinin kuruluşu çalışmaları esnasında Bezmialem Vakıf Gureba hastanesinden ayrılmış ve Klinikte yönetici olarak çalışıyordu. Ben de pratisyen hekim olarak Güngören ve Tozkoparan sağlık ocaklarında çalışıyordum. Bu dönemlerde zaman zaman Aksa kliniğinde gece acil ve cumartesi-pazar nöbetleri için gittiğimde hemen daima nöbet devir ve teslimini Hüseyin abiden alır ve onun tavsiyeleri ile nöbete başlardım.
Hatırımda kalan en önemli tavsiyelerinden birisi nöbete zamanında gelmenin önemi ve hastaların devir teslim konusuna dikkat etmemizi isterdi. ‘Ben hekimliği de dervişliği de Dr. Alaaddin Ağabey’den öğrendim. O hastasının işlerini halletmeden görevden ayrılmazdı’ derdi . Kendisi de Aksa kliniğine bir klinikten öte bir vakıf merkezi ve adeta bir vakıf hizmet yeri olarak görürdü. Mesai kavramı olmaksızın tam bir hizmet eri olarak çalışır, klinikte çalışırken dergahta hizmet eden derviş gibi hasbi, gönülden, fedakârca çalışırdı.
Daha sonraki yıllarda da bu gayreti samimiyeti ve olgunluğu ile Nisa hastanesi başhekimlerinin her zaman yardımcısı ve baş danışmanı olmuştu. Önce Dr. Ahmet Arpacı beyin daha sonra Sağlık Bakanı olan Dr. Fahrettin Beyin ve Dr. Bahri Teker beyin de sırdaşı ve en güvendiği danışmanı olmuştu. Onların her zaman güvendiği ve adeta sağ kolumuz dediği bir hekim ve sağlık idarecisi idi
Hüseyin Ağabey bilgi ve tecrübelerini samimiyetle hiçbir endişe-art niyet taşımaksızın arkadaşlarıyla dostları ile paylaşır onların doğru ve adil kararlar alması, yanlış yapmaması için elinden gelen gayreti gösterirdi
Bazı doktor arkadaşlar onu başhekimlerin yanında oturup sadece dinleyen bir şeye karışmayan birisi olarak görürdü, ama başhekim ve idareci arkadaşlar “bizlere en büyük desteği ve yol göstericiliği Hüseyin abi yaptı en kritik anlarda bize doğru kararlar almada yardımcı oldu” diye söylerlerdi.
Nisa hastanesinin başhekimi olarak görev yapan Ahmet Arpacı ağabey de hep kendisinden övgüyle bahseder, “Hüseyin abi sakin ve olgun haliyle bize her zaman yardımcı ve destek olurdu”derdi.
Doktor Hüseyin Akın ağabey sakin ve dingin yaşamı içerisinde hem sağlık vakfının hastane ve kliniklerinde yönetici olarak çalışırken hem de Hakyol vakıfında sosyal çalışmalarda da aktifolarak yer alırdı. İlk planda uzaktan tanıyan kişiler onu sosyal faaliyetlere karışmayan sadece kendi halinde bir hekim ve yönetici olarak görebilirlerdi. Ama o geniş bir sosyal çevreye sahip birçok hekime ağabeylik yapan hem de vakıf faaliyetleri olarak yönetici pozisyonda görev yapan bir cemiyet adamı idi
Hüseyin Ağabey çocukları, geniş ailesi ve diğer sosyal çevresi ile de samimi bir diyalog içerisinde ilgilenir onların da maddi ve manevi sıkıntılarını çözmek için gayret ederdi. Akrabalarının ve arkadaşlarının önemli günlerinde yanında olur, tanıdıklarından veya yakınlarından vefat eden olursa cenazeye katılmaya özen gösterirdi.
Sağlık Vakfı’nın kurucu ekibinde görev aldıktan sonra vakfın hemen her müessesesinin de kurucusu ve yönetici olarak görev yaptı, Aksa kliniğinden sonra ise Nisa hastanesinin kurucusuolarak da görev aldı.Daha sonra Koşuyolu Medipol hastanesinin ilk kuruluşunda da binanın tadilatından cihazlarının alımına kadar her konuda Yönetici olarak görev aldı. Bağcılar’da kurulan Mega Medipol ün kuruluşunda binanın yapılışından cihazlarının alınmasına kadar her konuda aktif olarak görev aldı.
Yönetici arkadaşların kendisinin samimiyetini ve iş bilirliğini bildikleri için sonsuz bir güven içerisinde her konuda ona danışır ve yetki sorumluluk verirlerdi o da kendisine verilen bu yetki ve sorumlukları en iyi şekilde yerine getirirdi
Hüseyin Abi iyi hekimliği, profesyonel sağlık yöneticiliği kadar samimi bir mümin ve yolumuzun
büyüklerine bağlı iyi bir derviş olduğunu da tanıyan hemen herkes bilirdi. İdari görevleri ve sosyal çalışmalarının dışında İskenderpaşa’da Hadis derslerini kaçırmaz, ilim ve irfan meclislerine önem verirdi.
Siyasi ve Sosyal karışıkların, fitnelerin olduğu zamanlarda sağduyulu, ağırbaşlı, sakin ve samimi bir mümin hekim olarak Hocalarımızın, âlimlerin görüşlerinin yanında yer almış bu konuda birçok arkadaşa da nasihat ederek onların da yanlış yapmalarının önüne geçmişti
Biz de kendisiyle Server Vakfında bir dönem hastalığından önceki son yıllarında birlikte aktif olarak birlikte görev yapmıştık. Hüseyin Ağabey yaşça ve tecrübe olarak daha büyük ve olgun olmasına rağmen ikinci planda durmayı tercih eder ve bizleri destekleyerek çalışmalarda daha gayretli ve aktif olmamızı temin etmeye çalışırdı.
Vakıflara kaynak temin etmek konusunda çok hassas davranır bizlere ‘Hocalarımız tasavvufun başı helal lokmadır derler, bizlerde vakıf çalışmalarında helal ve temiz kaynaklara yönelelim, insanların gönül hoşluğu ile verecekleri kaynakları hayır işlerinde değerlendirelim‘ derdi.
Bu prensiplerle kaynağı belli olmayan yüklü bir bağışı kabul etmemiştik. Toplantılarda da aynı ağırbaşlı ve sakin tavrıyla gündemin dağılmasını başka mecralara sürüklenmesine önlerdi hatta hocalarımızın hatıralarını anlatmaya fazla daldığımız bir toplantıda ‘Arkadaşlar bundan sonra sizlere hatıra anlatmayı yasaklıyorum. Dünde kalan hatıraları bırakın esas yarın yapacağımız hizmetlere ve gayretleri odaklanın’ diye bizleri uyarmıştı.
Hüseyin abi kaynak geliştirme ve halkla ilişkiler Komisyonumuzda geri planda gibi durmasına rağmen gayret ve himmet de hepimizden daha verimli daha öndeydi. sosyal çevresigeniş olduğu için çok farklı kesimlerdeki insanlarla irtibat kurar yapılacak hayır işlere destek bulur umulmadık yerlerden çok bereketli hayırlı işlere vesile olurdu. ayrıca yapılacak faaliyetlerde asla kaliteden taviz vermez mutlaka yapılacak işin kaliteli ve üst seviyede olmasına dikkat ederdi
Bir defasında gençlik faaliyetlerine ve izcilik faaliyetlerine destek için kaynak arıyorduk arkadaşlar gençlere yiyeceklerin pahalı ve üst kalite olmaması için daha ucuz olan bir kalitedealmak istemişti. Hüseyin abi hemen itiraz ederek ‘Bizim gençlere ikramlarımızın kaliteli ve seviyeli olması gerekir” demişti.’
Gençlerin bir gezi proğramı için eski model otobüsleri kullanalım daha ucuz olur dediğimizde kesinlikle kabul etmemiş, yeni ve daha kullanışlı olan otobüsleri pahalı olmasına rağmen tercih etmemizi istemişti. ‘Yeter ki Allah rızası için güzel faaliyetler yapılsın, biz ona kaynak bulmak için elimizden geleni yaparız kaliteden taviz vermemiz doğru olmaz’ demişti. Bizim kaliteye dikkat etmemiz gençleri daha kaliteli yetiştirmemizin bir gereği olmalı” derdi.
Vefatından önceki bir yılı hastalığı nedeni ile tedavide ve çoğunlukla hastanede geçti. Hastalığı sırasında halini hatırını soranlara halinden bahsetmez, rahatsızlıklarını ve sıkıntılarını anlatmazdı. Telefonla aradığımızda sağlık durumu müsait değilse mesajla cevap verirdi. Son anına kadar sabır ve metaneti emsalsiz, teslimiyeti ve imanı tamdı. Hakyol’da tavizsiz, tereddütsüz, dünya malına tamah etmeden mütevekkil bir mümin olarak yaşadı.
Muharrem Nureddin Coşan hocamızın da sevdiği ve güvendiği bir vakıf ve cemiyet adamı idi. Vefatında yayınladığı mesajında ‘Hakyol’da tereddütsüz, tavizsiz, dünya malına tamah etmeden yaşayan, gönlümüzde özel yer edinmiş tıp doktoru kardeşim; mütevekkil dostum Hüseyin Akın’a Allah’tan (C.C.) rahmet, yakınlarına hüsnü sabır diliyorum, mekanı Firdevs Ala olsun.
Ahir zamanda denilen zor zamanlarda iyi bir hekim, sadık ve salih bir arkadaş, insanların mevki, makam ve mal için koştuğu bir dönemde Hakkı ve ahireti düşünen güzel örnek bir mümin olarak yaşadı,güzel bir hal üzere ebedi aleme göçtü. Allah onu ve bizleri de sevdiğimiz hocalarımızla kardeşlerimizle beraber Resulullah efendimizin sancağı altında haşr eylesin, Firdevsi Ala’da buluştursun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.