Sanal gündemler

Türkiye'nin gerçek gündemi nedir? Artık kabak tadı veren ve kayıkçı kavgasına dönen iktidar ve muhalefet arasındaki gündem dolduran atışmalar mı? Başbakan'ın Kars'ta yapılan heykel'e ucube demesi mi? Nerden çıktığı belli olmayan, bir anda alevlenen ne olduğu belirsiz "İçki yasağı"yla oluşan zorlama mahalle baskısı muhabbeti mi? Ya da günlerdir tartıştığımız ama hiçbir yere varamadığımız Muhteşem Yüzyıl dizisinin alevlendirdiği Osmanlı padişahları ve harem konusu mu?Aslında bütün bu gündemler, bazı mihrakların ve Türkiye'yi kendi arzuları ve kendi dünya görüşleri etrafında şekillendirmek isteyen birilerinin zihinlerimize sokuşturmaya çalıştıkları içi boş gündem maddelerinden başka bir şey değil. İstiyorlar ki, sadece onların ortaya attıkları konuları tartışalım, sadece onların bizi yönlendirdikleri sanal gündemlerle oyalanalım. Bu arada ülkenin gerçek gündemi yok olsun... İnsanların içinde bulunduğu açlık sefalet gündemleri bu kargaşa ve kaos ortamında buhar olup uçsun. Türkiye'nin asıl gündemi ekonomidir.... Türkiye'nin asıl gündemi işsizliktir.... Türkiye'nin asıl gündemi uyduruk enflasyon sepetleriyle kandırılan ve enflasyon "eksi"çıktı diye göbek attırılmaya çalışılan insanlarımızın cebindeki paranın sürekli erimesi, satın alma gücünün düşmesi, evine bir ekmek bile götürümeyen çoğunluğun ağzına bir parmak bal çalma manevralarının sona erdirilmesi meselesidir. Türkiye'nin asıl gündemi, dünyanın en pahalı benzinini kullanan sürücülerin "Neden buna bir türlü isyan etmediği?" ve ülkemizde neden bir isyan kültürünün oluşmadığı meselesidir.

Önceki Pazar günü Kanal Türk'ü izliyordum. Kanaltürk Ankara Temsilcisi Sami Dadağlıoğlu'nun hazırlayıp sunduğu Pazar Politika'nın bu haftaki konuğu Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcısı Ali Babacan'dı...

Ali Babacan, öylesine bir Türkiye ekonomisi portresi çizdi ki, 8 yılda Türkiye şahlanmış, uçuşa geçmiş, dünyanın en büyük ekonomilerinin önünde yürüyen bir ülke haline gelmişiz...

Diyor ki, "1 doların altında geliri olanları yaptığımız sosyal çalışmalarla 2007 yılında sıfırladık, 2 doların altında geliri olanları da binde 2'ye düşürdük"...

Sunucumuz, bu verileri dinliyor ama, fikri takip yapıp yeni bir soru üretmiyor... Öylece, kuzu gibi bu uyduruk verileri gerçek gibi dinlemekle yetiniyor.

Geliri 1 doların altında olanları sıfırladınız da, Türkiye'nin işsizlik meselesini ne yaptınız sayın bakan? İşsiz demek, sıfır geliri olan insandır, etrafındakilere, ailesine muhtaç olan insandır, cebine bir kuruş para girmeyen insandır. Türkiye'de geliri 1 doların altında olan insan kalmadıysa, resmi verilere göre yüzde 14'ü aşan, gayri resmi verilere göre yüzde 25'lerin üzerinde olan işsizlik verilerini ve bu insanları ne yapacaksınız?

Programın sunucusu nihayet güzel bir konuya değiniyor ve akaryakıt fiyatlarıyla ilgili bir soru soruyor. Babacan, başlıyor sağ eliyle sol kulağını göstermeye, rakamlar üzerinden kendilerini haklı çıkaracak salvo atışlar yapmaya. Akaryakıt fiyatlarının bu kadar yüksek olmasının dört unsuru varmış: Ham petrolün fiyatı, kur farkı, vergi ve bayi karı. Diyor ki Babacan, "Bizim vergi oranımız 2 senedir değişmedi"Sunucu yine bakıyor.... Yeni bir soru çıkarma gereği hissetmiyor... Sanki, Bakanı onaylama mekanizması gibi öylesine oturup duruyor....

Sorsanıza kardeşim.... 1 litre benzinde sizin koyduğunuz vergi oranı nedir? Yüzde kaçtır?

4 liralık benzinde yüzde 65 mi, yüzde 70'mi? 4 liralık bir mamülde yüzde 70 ÖTV oranı, akaryakıt bayilerini, akaryakıt istasyonlarını haraç merkezi olarak gören bir zihniyet değil midir? Yüzde 70'lik bu ÖTV'yi, yüzde 40'a, yüzde 35'e çekebiliyor musunuz?

Bakana göre, "Benzin pahalıdır ama, suç kesinlikle kendilerinde değildir?"

Sen gel bunu külahıma anlat!

Önceki ve Sonraki Yazılar