“Sen kuyudaki “Yusuf”…”

Her gelişimde uğradım sana…

Sessiz sedasız bir başıma…

Bazen sevdiklerini getirerek sana…

Her gelişim, hayat ağacıma attığım bir çizik…

Her gelişim, ömür şafağımdan düşen bir gün…

 

 

Her gelişimde…

Ben senin, kalbinin üzerinde büyüttüğün “Kadir” çiçeklerini gördüm…

Sen, bağı çözülmüş ayaklarımın taşıdığı, yorgun bedenimi görmüşsündür benim…

Ben senin, küçücük topraktan evinde, huzur içinde alemi seyrettiğini gördüm…

Sen, hasretimin gözlerime dolarak sana doğru usul usul süzüldüğünü görmüşsündür…

 

 

Biliyor musun?;

Sen buraya taşındığında etrafında birkaç komşun vardı…

Şimdi, en eskilerinden oldun buraların…

 

Biliyor musun?;

Sen gitmeden önce, sevdiklerinin gözlerinde güneşler doğardı…

Şimdi, gözleri makber, sözleri gece sessizliği…

Elleri dua da…

Saçları başucunda esip duran Selvi ağacı…

 

Biliyor musun?;

Önceden, bilmezdik Selvi ağacının bir isminin de “hüzün” olduğunu…

Şimdi, sana gelen yolların her metrekaresini ezberledik…

 

 

Sen, “Asuman”’da “Zehra” Zühre yıldızı…

“Seher” vakitlerinde ıtır kokan “Nadide” çiçek…

Övülen…

Beğenilen…

Sen, sevenlerinin “Baki” “Sevda”sı…

 

 

Sen kuyudaki “Yusuf”

Biz, ardından ağlayan “Yakubuz” şimdi…

 

___________________________________________________________________________

(Sevgili Yeğenim Abdulkadir Kara’nın hatırasına…) 26.08.2009 Çarşamba – Ağustos- Hamit SEVEN

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.