SON KAHRAMAN

Kanal T’de yayımlanan, röportajlarla süslenmiş Mithat Bereket imzalı bir belgesel seyrediyorum.

Ekrandaki tonton adam, ailesi ile normal her insan gibi yaşayamadığını, sabah işe gidip akşam evine dönebildiği, her yıl rahatça tatil yapabildiği bir hayatı olmadığını söylüyordu.

7 yaşındaki oğlunu bademcik ameliyatında kaybederken yanında olamadığını, çünkü o sırada, Rumlara esir düşen Türkleri kurtarmak için Ankara’da diplomatik temaslarda bulunduğunu belirtiyordu. O’na göre büyük oğlu da daha 34 yaşındayken atılan iftiraların dalgınlığı ile trafik kazasına kurban gitmişti.

Hayatındaki acıları sembolize etmesi bakımından favori bir şarkısı olup olmadığını soran Mithat Bereket’e ‘’var tabi olmaz mı’’ diye cevaplayan bu kişi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’tı. Bereket’in, ‘’Frank Sinatra’nın ‘’My Way şarkısı mı mesela?’’ demesi ile Denktaş, birden hiddetleniyor ve ‘’sen Türkçe şarkı bilmez misin evlat?’’ diyor. Ardından en sevdiği şarkının ‘’Eski Dostlar’’ olduğunu belirtiyor.

‘’Büyük bir davanız varsa küçük sarsıntılar sizi yolunuzdan alıkoyamaz’’ diyen Denktaş, iki kez Rumların saldırısından kıl payı kurtulmuş olmasını ‘’Allah bu davayı sürdürmek için bize nefes verdi’’ şeklinde cevaplayarak inancını ortaya koyuyor.

Eski bir komitacı, teşkilatçı, savcı, lider, fotoğraf sanatçısı olan Rauf Denktaş, hiçbir güvenliği olmayan derme çatma bir sandalla Larnaka’dan Kıbrıs’a gizlice çıkmaya çalışırken Rumlara esir düşen ve Türkiye’nin çok büyük çabaları ile kurtarılan bir savaşçı. O’nun gerçek anlamda bir mücahit olduğunu tüm arkadaşları ve Türk Mukavemet Teşkilatı’nın üyeleri teyit ediyor.

Mithat Bereket’in ‘’son 10 yıldır Türk Hükûmeti ile bazı konularda ihtilafa düştünüz bunu nasıl yorumluyorsunuz?’’ şeklindeki sorusuna, ‘’Annan Planı bize hayır getirmeyecektir sevgili kardeşim. Türkiye’yi şu an idare edenlerin iyi niyetinden zerre kadar şüphem yok ama gidişat yavaş yavaş birleşme adı altında Kıbrıs Türkü’nün egemenliğini bitirmeye doğrudur. Bazen şunu diyorum kendi kendime; bir ameliyat masasında kalsam da Türk Askerinin Ada’dan çekildiğini ve Kıbrıs’ın bağımsızlığını yitirdiğini görmesem’’ şeklinde cevap veriyor Denktaş.

‘’Zaman zaman Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti içinden de bazı kimselerin size karşı sesini yükselttiğini görüyoruz ne diyorsunuz?’’ şeklindeki soruya, ‘’Ben Kur’an-ı Kerim’i sık okuyan biriyim. Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de en çok buyurduğu kötülük ‘’nankörlüktür’’ Bu zaten tarih boyunca böyle olmuştur. Benim bir davam var. Gerisi beni ilgilendirmiyor.’’ diyecek kadar şuurlu bir dava adamı.

Rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın farklı yer ve zamanlarda yaptığı konuşmalardan pasajlar verilirken bir bölüm dikkatimi çekiyor:

‘’Ben ne olacağım, işsiz kalacak mıyım diye düşünmeden; Evvela Vatan, evvela Bayrak, evvela Anavatan diyenler vardı. Biz böyle kurtulduk evlatlarım. Bunları söylediğinizde size çağdışı diyeceklerdir. Desinler. Çağdaşlık evvela egemenliğe sahip çıkmaktır.’’

Mebzul miktarda yorum katarak Denktaş’ı anlatmaya çalıştım. Bugün televizyonlarda da izlendiği üzere iktidarından muhalefetine kadar herkes eksiksiz olarak defin merasimine katıldı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Başbakanı da cenazeye katılarak dosta düşmana verilmesi gereken en güzel mesajı verdi.

Kıbrıs Türk Halkı ‘’Baba Denktaş’ı’’ dualarla ebediyete uğurladı.

Bu coğrafyanın gördüğü ‘’son kahraman’’ Rauf Denktaş’a Allah’tan rahmet diliyoruz.

Tekrar buluşuncaya kadar, yüzünüzden tebessüm, yüreğinizden sevgi eksik olmasın efendim.

Hoşça bakın zatınıza…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.