Türkiye'nin bölge vizyonu

BAĞDAT/ŞAM- İçinde bulunduğumuz hafta için, Dışişleri Bakanı Prof. Ahmet Davutoğlu, 'en kritik hafta' tanımlamasını yaptı. İçişleri Bakanı Prof. Beşir Atalay koordinatörü olduğu 'Kürt açılımı'nın aldığı mesafeyi basınla paylaştığı sırada, Prof. Davutoğlu da kendisini izlemekte olan beş gazeteciye ilgi alanına girdiği yönüyle 'açılım' ile ilgili görüşlerini açıklıyordu.

Dediği ezcümle şu: ?İdeal olan, terörün hüküm sürmediği özgürlükçü bir ortama kavuşabilmektir ve biz de bunun için çalışıyoruz. Bugüne kadar kaydedilen ilerlemelere bakıldığında şu sıralarda 'gri' bir yerdeyiz ve amacımız buradan 'beyaz'a ulaşabilmek. Yola çıkılmadan önce 'koyu gri' olan renk, demokrasi alanında kaydedilen ilerlemeler ve özgürlükçü yaklaşım sayesinde şimdi 'gri'ye döndü.?

İleride 'bembeyaz bir Türkiye ortamı' beklentisi var Ahmet Davutoğlu'nun...

Bir yandan kulağımız Ankara'daki açıklamalarda olduğu için İçişleri Bakanı'nın ?Üniter devlet konusunu sık sık anmak özgüven eksikliğinden? dediğini duyuyoruz. Dışişleri Bakanı da Bağdat'a giderken uçakta sorunun çözümünün 'özgüven inşası' ve 'Türkiye vizyonu' ile yakından ilişkili olduğunu söylemişti zaten.

Hükümet adına görüş açıklayanların kullandıkları ortak sözcükler, bir gün önce iki bakanın Başbakan Tayyip Erdoğan ile yaptıkları görüş alış-verişiyle ilgili olmalı. Hükümet 'sorun' için iki yönlü kapsamlı bir planı uygulamaya koymuş görünüyor: 'Türkiye vizyonu' kavramı, Ak Parti hükümetinin uygulayageldiği çok-yönlü dış politikayla erişilen itibar ve saygınlığın bölgesel bir güce dönüşmesini, 'özgüven' kavramı ise, sorunlarını kendi iradesiyle çözme kararlılığını ve o kararlılığın halka benimsetilerek hayata geçirilmesini ifade ediyor.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun Bağdat ve Şam ziyaretleri 'Türkiye vizyonu' ile yakından ilişkili... Türkiye bulunduğu bölgenin ihtilâflardan alabildiğince uzaklaşmasını ve birbirine güvenen, dayanışma halinde bir ülkeler topluluğuna dönüşmesini amaçlıyor. Etrafındaki ülkelerle samimi dostluk ilişkileri kurmakla yetinmiyor Türkiye, onların birbirleriyle ilişkilerinin samimi olmasını da arzuluyor. Irak ile Suriye arasında son günlerde beliren 'güven bunalımı'nın yerleşik bir durum kazanmadan ortadan kaldırılmasını gerektiriyor 'Türkiye vizyonu'...

Bağdat'ın göbeğinde, Dışişleri Bakanlığı binasının hemen önünde patlatılan kocaman bir kamyonun yol açtığı tahribat görülmeye değer... Patlamayla 50'den fazla Bağdatlı hayatını kaybetmiş bulunuyor. Eylemin kimin eseri olduğu araştırılınca, Bağdat yönetimi, ?Suriye? veya ?Suriye'de yerleşik Irak Baasçıları? sonucuna varmış...

Her iki halde de eylemden Şam yönetimi sorumlu bulunuyor.

Yönetime yakın 'El-Beyan' gazetesinin manşeti Muhammed bin Hasan bin Nasır el-Şemri adlı Suud asıllı bir itirafçının ifşaatlarına ayrılmıştı dün. Kendilerinin Suudi Arabistanlı zenginlerin finanse ettiği, Suriye'nin Lazikiye kentinde gerilla eğitimi almış bir grup olduğunu itiraf eden el-Şemri'nin anlattıkları Bağdatlı yetkilileri ikna etmişe benziyor.

Irak'ı istikrarsızlığa sürüklemek isteyecek başka ülkelerin varlığını dinlemeye bile hazır görünmüyor Bağdat yönetimi... Sisteme eklemlenmek için çaba gösteren, Türkiye yanında ABD ve Irak'la da ilişkilerini en yüksek düzeye çıkarma gayretinde Suriye ve şu sırada yapmak isteyeceği en son iş, adının kendisini dünya ve bölge kamuoyu gözünde yaralayacak terör eylemleriyle birlikte anılması...

Ahmet Davutoğlu iki ülkenin arasını bulma gezisini Bağdat'tan başlatarak öncelikle terör eylemiyle yaralı Irak'ı ikna etmeye çabaladı. Bu sorunu çözebilir ve etrafımızdaki ülkeler arasında güveni yeniden inşa edebilirse, bundan sonraki adım, bölgesel bir yapılanma yolunda kurumsal arayışlar olabilir. Su, enerji ve tarım zengini bölgede 'Mezopotamya Ekonomi Havzası' kurulabileceği inancında Dışişleri Bakanı...

Türkiye'nin içte ve dışta arayışları komşularıyla birlikte bir güven, huzur ve refah ortamına kavuşmayı amaçlıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar