Ahmet Müfit KUTLU

Ahmet Müfit KUTLU

YALNIZ KADINLAR MI SUÇLU ?

B.

 

 

YALNIZ KADINLAR MI SUÇLU ? 

 

 

 

Kültürel sömürünün yaygınlaştığı ,  kadının bir cinsel araç olarak kullanıldığı çağımızda her yıl “Kadınlar Günü “ kutlanır .

Sanayileşme döneminde  Batı’da kadın haklarının konuşulmaya başlaması iş alanındaki kadının sömürülmesiyle ortaya çıkmıştır .

 

İnsan hakları ve demokrasi konusunda araştırmaları olan eski sosyalist  bir avukat , “ genel ev “ kadınlarının haklarıyla ilgili bir yazı kaleme almış ama meseleye hep mesai, sigorta ve ücret açısından bakmış .

 Çünkü gözündeki gözlük öyle .

Yazısının bir bölümünde diyor ki  “ Türkiye’de tescilli 15 binin üzerinde genel ev kadını bulunmaktadır . Genel ev kadınının ne koşullarda çalıştırıldığı , kaçının sigortalı ve sosyal güvenceli olduğu , işçi mi yoksa değil mi ; ne menem bir şey olduğu belirlenmiş değildir …   … Bu kadınlar çalıştıkları evlerde tabiri caiz ise müebbet hapse mahkum gibi çalışırlar . ..  … Bu kadınlar işçi ise fazla mesai ücretini kimden alırlar ?  Senelik hakkını , bayram tatili hakkını kim öder ? Zamlı ücret alırlar mı ? …  … Bu işe veda ederken servet sahibi olmuşsa kazanılan milyonlar nereye ve nasıl gitmiştir ? … … Kaçı sesini duyurabilmiştir ? …  … Devlet bu evlere girer mi ? Hiç bileniniz var mı ? “

 

Kadınların ekonomik ve sosyal hakları araştırılırken muhakkak bunların sorgulanması gereklidir ama kadının yapmak zorunda olduğu iş (!) insanlık onuru ve  gururu  ile bağdaşıyor mu ; önce ona bakmak gerekir . Bir kadının bedenini , etini satarak yaptığı bir işte hangi hak , hukuktan bahsedeceksiniz ?

Bu kader mahkumu kadınları o batakhanelere düşüren sistemin organizatörleri, iddia ederek söylüyorum ki hiç kuşkusuz erkeklerdir . Bu zavallı kadınların arka planında, genelde onları uçuruma iten hain ana , babalar ve namussuz kocalar vardır .

 

Bir din görevlisi anlatmıştı :

“ Merkez Cezaevine mahkumlarla sohbet için giderdim . Bir gün kadınlar kısmında haylice coşmuştum ki  arka sıralardan genç bir kadın ayağa kalkarak

 ‘ Hoca ; sen ne anlatıyorsun ? Hep kadınlara çattın … Erkeklerin hiç mi kabahatı yok ? İçki içen , evinde rakı sofrası kurdurup arkadaşlarını çağıran kocam , beni erkek arkadaşlarına satmak istedi . Kavga edip evden kaçtım . Karakola sığındım , orada bir polis benim ırzıma geçti . Karakoldan kaçıp ana babamın evine vardım , onlar da ‘ sana yedirecek ekmeğimiz yok ; kocanın evine dön !’ diyerek beni kapının önüne koydular . Sonra tekrar evime döndüm . Bir gece yine sarhoş kocam , beni arkadaşlarına satmak isteyince elime geçirdiğim bir ekmek bıçağıyla kocamı öldürdüm .  Hoca !... Söyle bakalım .. yalnız biz mi suçluyuz ? ‘ 

 

İzmir Emniyet Müdürlüğünün yaptığı bir araştırmaya göre genel ev kadınlarının büyük çoğunluğu Ramazan ayında oruç tutmakta , kurban kesmekte , Allah’a inanmakta , yaptıkları işi çocuklarından gizlemekte , çocuklarını şehirde kiraladıkları evlerde parayla özel bakıcılara baktırmaktadırlar . Hepsinin özlemi , içinde bulundukları pis ortamdan kurtularak kendi evlerinin hanımı olabilmektir .

 

Örümcek ağına düşen kanatları tozlu kelebekler gibi çırpınıp kurtulmaya çalışırlar .

Çok merhametlidirler . Ezilmişliğin , kirletilmişliğin , sömürü ve ihanetin hüznü içinde inlerler . Dış görünüşleri acımasız , vahşi ve saldırgan ama iç dünyaları bir yangın yerinin sönmüş görünen kızgın küllerine benzer .

Bu kadınların insanca , kadınca yaşama hakları vardır .

 

Toplumumuza yakışan davranış , bu bataklıkları kurutmak oradaki dalları kırılmış örselenmiş gül fidanlarının gül bahçelerinde yaşamalarını sağlamak olmalıdır .

 

Bu kadınların kazancından KDV alan sistem bana ters geliyor .

 

Mesele , bu kadınların ekonomik haklarından ziyade onların sosyal hayatlarıdır .

 

Ve mesele kadının insanca , kadınca yaşama meselesidir .  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum