Ak Parti’ye Memur/Bürokrat Kuşatması mı?

Iyi bürokrattan iyi siyasetçi olacak diye bir şey yoktur. Ne bürokratların Ak Parti’nin mahalle başkanlarının eline bile su dökemeyecek kadar siyasetten bihaber olduklarını anlatmaya sadece Erdoğan Bayraktar örneği yeterde artar bile. Eski bir tabir vardı ülkemiz için kullanılan ve “312 General Davası” adıyla mahkemeye taşınan ve dönemin Akit Gazetesi’ni kapanmaya zorlayan:

Onbaşı olamayacakların general olduğu ülke...

Kaymakamlığın ağır geldiği adamlara vali, milletvekili ve bakanlık elbisesi giydirmek pek hoş sonuçlar vermiyor genellikle. Çünkü burası Ortadoğu, çünkü burası Türkiye. Çünkü Imparatorluk yönetir gibi bu işin felsefesini özümsemiş, donanımını yüklenmiş ve bunu bir karakter haline getirmiş adanmış ruhlar yönetibilir bu ülkeyi.

Esas meselenin özüne girişi gündemin göbeğinden yapacak olursak, ülke tarihinin en çok tartışılan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın istifası aslında beklenen bir gelişmeydi ve bu minvalde yorumlar sıralanıyordu. Ülkemizin “Putin Modeli” olarak adlandırılan bir senaryoya doğru yürüdüğü kabulü vardı. Şahsen bende böyle bir olasılığı gözardı etmiyordum.

İstifa haberi düşer düşmez ilk başta Bülent Arınç bu tasarrufu bir israf olarak gördüğünü hemen oracıkta, canlı yayında söyledi. Ben Sayın Arınç’ın neden böyle dediğine takılmışken daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok açık ve net olarak kırgınlığını ifade eden açıklamasıyla olayın boyutu hepten değişti.

Cumhurbaşkanı, bu konuyu Başbakan Davutoğlu ile ve bizzat Hakan Fidan’la görüşüp vekillik noktasında olumsuz görüş bildirmesine rağmen gelinen nokta epeyce tartışmalıdır ve tartışılmalıdır... Cumhurbaşkanı’nın “kendisine başka bir vaat olduysa onu bilemem” sözü bence  hem esas not edilmesi gereken yer hemde kırgınlığın katsayısını arttıran mihenk noktası?

Bu olaydan bağımsız olarak Cumhurbaşkanı’nın Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ve onun faiz politikalarını hedef alan açıklamalarının Başçı’yı neredeyse nezaket sınırlarını zorlayarak istifaya davet etmek olduğunu, oyu Aysun Kayacı’nın oyuna denk olan bizim köyün çobanı bile bilirken Cumhurbaşkanı’nın her fırsatta koruyup kolladığı Ali Babacan’ın Erdem Başçı’yı övücü sözleriyle birleştirdiğinizde olayın şekli değişiyor.. Daha doğrusu ortaya çözümlenmesi zor, flu bir resim çıkıyor.

Istifasını istediğinin istifa etmemesi, istifa etmemesini istediğinin istifa etmesi gibi yalın ve Cumhurbaşkanı’nın gücünü tartışmaya açan çıplak bir gerçekle yüzyüzeyiz. Bu noktaya bir çentik atın ve bunu aklınızda tutun!

Sanki gelinen nokta nazarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı taşıyamayan ve onun perspektifine uyum sağlamakta zorlanan bir “Ak Parti Bürokrasisi” var gibi. Abdulhamit’i taşıyamayan Osmanlı Entelijiyansı gibi Erdoğan’ı taşıyamayan bir Ak Parti bürokrasisi... “Civciv kabuğunu beğenmezmiş” misali kendilerine bu makamları sağlayan Erdoğan’ı kendilerinin önünde iktidar nimetlerinden faydalanılmasını engelleyen bir set gibi mi algılıyorlar anlamış değilim!

Türkiye, tarihinin en kritik virajını dönerken ve millileşme hamlelerine hız vermişken kaptan köşkünde oturan Ak Parti için 7 Haziran 2015 seçimleri hayati derecede bir fırsat sunuyor. Ak Parti, özelllikle bu son yasama döneminde tecrübe ettiği olayların ışığında geleceğine yön vermelidir ve parti yönetimi, halkın partisinin anahtarlarını asla bürokrasiye teslim etmemelidir.

Unutmayın! Bu kadar yoğun bir bürokrat hücumu partiyi huruç hareketi olabilir...

Unutmayın! Ak Parti’yi safdışı edemeyenler Ak Parti içerisinde paralel bir “ek parti” oluşturma çabalarını had safhaya vardırmış durumdalar.

Unutmayın! Truva atı bu topraklara ait bir olgudur...

Unutmayın! Türk milletine saygım çok büyük, oturarak onlara seslenemem... Türkler yüce bir millettir, çok onurlu bir millettir, özgürlük ve adalet isteyen ve bunların mücadelesini veren bir millettir. diyen Ahmedi Nejat’ın gördüğünü göremeyen Ahmet Nejdet’ler Haşin Kılıç ortalıkta dolanıyor!

Unutmayın! Bu büyüklüğe inanmayan ve Allah korusun, eğer HDP Haziran seçimlerinde barajı geçemezse, Türkiye’nin halini düşünmek istemiyorum. Telafisi olmayan gelişmeler olabilir. diyen CHP Konya Milletvekili Atilla Kart gibi düşünebilen adamlardan Ak Parti’yede milletede, ümmetede bir fayda gelmez. Ne alaka diyenlere ise cevabı Dengir Mir Mehmet Fırat verdi. Bir zamanlar Ak Parti’nin Genelbaşkan Vekilliği’ni yapmış olan Fırat, CHP’nin Kart’ı ile aynı minvalde düşündüğünden olsa gerek seçimlerde HDP’yi destekleyecekmiş. Duymamış olamazsınız!

 

E mail:  akpinartahsin@hotmail.com

Twitter: @akpinartahsin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum