AntiSiyonist Hahamlar

Siyonizm ile Musevîlik dini bağdaşır mı, uyumlu mudur? Yahudilerin nice büyük hahamı, bilgesi, mistiği bu soruya "Bağdaşmaz!.." cevabını vermiştir.

Zamanımızda Siyonizme ve İsrail devletine karşı olan Yahudiler içinde büyük ve ünlü hahamlar, düşünürler, akademisyenler, araştırıcılar, filozoflar, tanınmış yazarlar ve gazeteciler bulunmaktadır. İkisinin ismini sayayım:

Haham Yaakon Kappel Rottblum.

Haham ve kabalist Emmanuel Levyne (1928-1989)

Levyne "Siyonizme Karşı Yahudilik" (Judaisme contre Sionisme- 1969. 304 S.) eserinde şöyle diyor:

"Siyasî Siyonizm İsrail (halkının) temel inancını inkâr ediyor. Bütün Yahudilik tarihinin en büyük sapıklığı Siyonizmdir, Yahudiliğin varlığını tehdit etmektedir. Binaenaleyh Siyonizmle en güçlü şekilde mücadele edilmelidir."

Neturei Karta Yahudi tarikatının Siyonizme ve İsrail devletine en koyu ve amansız muhalefeti yaptığını biliyoruz. Onlara göre Siyonizm ve İsrail devleti küfürdür, Musevilîği inkârdır. İsrail devletine itaat edilmez, kanunlarına uyulmaz, ona vergi verilmez, onun ordusunda askerlik yapılmaz. Böyle diyenler kimlerdir? Koyu dindar Ortodoks Yahudilerdir, ellerindeki Tevrat'a uyarlar.

Siyonizm ve İsrail devleti aleyhtarı hahamlara göre bu küfür ideolojisi ve devleti dünya Yahudiliğinin başını büyük belâya sokacak, hattâ büyük bir kısmının kıyıma uğramalarına ve yok olmalarına sebebiyet verecektir. Siyonizmin ve İsrail devletinin mânen iflâs ettiğini, maddeten büyük bir felâkete doğru gittiğini anlamak, sezmek, bilmek için haham ve bilge olmak gerekmez. Manzara ortadadır. Siyonizm ırkçı ve adaletsiz bir ideolojidir. İsrail ırkçı ve zalim bir devlettir.

Üç büyük dinin öğretileri içinde âhir zaman ile İlgili bilgiler mevcuttur. Üçüncü dünya savaşının Siyonizm ve İsrail yüzünden patlaması ihtimali büyüktür.

Şu anda İsrail'in elinde bütün Ortadoğu'yu ve Doğu Avrupa'yı yerle bir edecek, milyonlarca insanı öldürecek, dünyayı yeni bir taş devrine yuvarlayacak nükleer silâh bulunmaktadır. Bunları kullanırlarsa veya kullanmak zorunda kalırlarsa ne olacaktır?

Öncelikle dünya Yahudilerinin varlığını tehdit eden, insanlığı da derinden sarsan Siyonizmden ve İsrail devletinden kurtulmak mümkün müdür? Elbette mümkündür ama böyle bir şey ihtimal olarak çok küçüktür.

Yahudiler yaşamak istiyorlarsa Siyonizmi red ve inkâr etmeli, İsrail devletinden vaz geçmeli ve Filistin konusunda âdil bir çözüme razı olmalıdır.

Bazı Yahudiler için Siyonizmden ve İsrail'den vaz geçmek çok acı bir kayıp olabilir ama böyle bir şey, hiç olmamaktan daha az kötü değil midir?

İsrail batar mı, Siyonizm biter mi?

Niçin batmasın, niçin bitmesin? Batmaz denilen Sovyetler Birliği batmadı, dağılmadı mı?

Tarihte kaç devlet batmış, kaç ideoloji iflâs etmiştir. Roma bile battı,Osmanlı devleti bile battı.

Yahudi dini ile İslâm teolojik açıdan barışmaz ve uyuşmaz ama Yahudiler ile Müslümanlar pekalâ barışabilirler ve birlikte yaşayabilirler.

Birlikte yaşamak konusunda Müslümanların engin bir tecrübesi ve birikimi vardır. Endülüs'te, Osmanlı devletinde, Abbasî Hilafetinde ve daha nice İslâm nizamında Yahudiler kimliklerini ve inançlarını koruyarak yaşamış, zengin olmuş, hattâ bazısında siyasî görevler bile üstlenmiştir.

İslâm Musevîlere hayat hakkı tanır, lakin Siyonist rejimi ve İsrail devletini kabul etmez.

Yahudilerin Haçlı Batı dünyasında çektiği acıların, uğradığı kıyımların faturasını Filistin halkının ödemeye mecburiyeti yoktur.

Yahudiler Kenan ülkesinde bundan üç bin sene önce varmış... Bu söylem onlara hiçbir makul ve âdil hak kazandırmaz, Filistinlileri yurtlarından kovmaya, onlara zulm etmeye, onları kırmaya izin vermez.

İş eskiliğe kalırsa, Amerika 1492'den önce yerlilerin, Kızılderililerin, Azteklerin, Mayaların yurduydu. Beyazlar geldiler, onları kırdılar, topraklarını ellerinden aldılar. Filistin Yahudilerinse, Amerika da yerlilerindir, onların da topraklarını iade etsinler öyleyse.

Zaman daralıyor, keşke gidişata anti-Siyonist ve anti-İsrail Yahudiler hakim olsa da, hem Yahudi halkı, hem insanlık, hem de dünya büyük bir felâketten kurtulsa.

Yahudilerin selâmeti, huzuru, güveni, geleceği Siyonizmin ve İsrail'in dışındadır.

* (İkinci yazı)

TÜRKİYE'DE DİNSİZLİK TERÖRÜ

Türkiye halkı kendi iradesiyle tarihin hiçbir devrinde dinsizliği seçmemiştir. Halkımızın büyük çoğunluğu dinli ve dindardır. Dinsizlik Türkiye'ye zalim bir egemen azınlık vasıtasıyla zorla hakim kılınmıştır. Dış güçler de böyle olmasını istemiştir.

Sultan Abdülhamid'in devrilmesinden sonra dinsizliği Jön Türkler teşvik etmiştir. Jön Türkler Türkiye halkını temsil etmez.

Dinsizlik Türkiye'ye demokrasiyle, referandumla, halk iradesiyle gelmemiş; baskıya, şiddete, rejim terörüne dayanan bir realpolitik ile getirilmiştir.

Türkiye'de dinsizlik terörü hâlâ devam etmektedir. Bu terör:

* Evrensel insan haklarına ve hürriyetlerine,

* Din, inanç, inandığı gibi yaşamak hürriyetine,

* Dernek kurmak hürriyetine,

* Eğitim hürriyetine,

* Lisan ve yazı hürriyetine,

* Giyim, kuşam, başörtü ve serpuş hürriyetine.

* Çocuklarını kendi dinine göre yetiştirmek hak ve hürriyetine.

* İbadet ve zikir hürriyetine aykırıdır.

Türkiye'de çoğunluğu oluşturan Müslüman halk:

Masonlar kadar hür ve serbest değildir.

Ateistler kadar hür ve serbest değildir.

Sabataycıların, Türkiye Müslümanlarının din hürriyetini kısıtlamaya hakları yoktur.

Türkiye'de çeşitli Hıristiyan kiliselerinin, Yahudilerin, Masonların, Bahaîlerin, Yahova Şahitlerinin başları, patrikleri, hahamları, pastörleri vardır ama Müslümanların kendi iradeleriyle, hür ve bağımsız bir ruhanî lider seçme hakkı yoktur.

Türkiye'de misyoner okulları vardır ama İslâm okulları kurmak yasaktır.

Türkiye'de Yahudilerin kutsal cumartesi günü, Hıristiyanların kutsal Pazar günü resmî tatildir ama Müslümanların kutsal günü Cumalarda tatil yapılmaz.

Türkiye'de Türkçeyi Grek, Ermeni,İbranî, Kril alfabesiyle yazıp yayınlamak serbesttir ama bin yıldan fazla bir zaman dilimi içinde kullanılmış İslâm ve Kur'ân yazısıyla yazıp yayınlamak yasaktır.

Türkiye'de Komünist Partisi kurmak serbest ve yasaldır ama İslâm Partisi kurmak yasaktır.

Bütün bu haksızlıkların, çarpıklıkların, baskıların sebebi, Sabataycı azınlık iradesinin, çoğunluğun iradesinden üstün görülmesidir.

Sabataycı irade insan haklarını ihlâl etmekte, hukuku çiğnemekte, demokratik hakları ayaklar altına almakta, ülke çapında terör estirmektedir.

Sabataycıların baskıları ve diretmeleri olmasa Ayasofya müze olarak kalabilir mi?

Dünyanın bütün demokrat ve medenî ülkelerinde (Fransa dahil) başörtüsü ile üniversitede okumak serbest iken Türkiye'de yasak olmasının sebebi nedir? Çünkü Sabataycı egemen azınlık buna izin vermemektedir.

Bütün bu çarpıklıklar, baskılar, terörler, tabular, aldatmalar daha ne kadar sürecektir?

Müslüman çoğunluk kendi vatanında daha ne zamana kadar ikinci sınıf vatandaş, zenci, parya, sömürge yerlisi olarak yaşayacak ve yaşatılacaktır?

Müslüman halka, kendi dinine, kimliğine ve kültürüne taban tabana zıt bir ideoloji daha ne kadar empoze edilecektir?

Bu ülke, bu halk, bu devlet ne zaman tarihî, kültürel devamlılık çizgisine dönecektir?

Önceki ve Sonraki Yazılar