Genelde bunu kayınvalideler oğullarına söylerler ve oğulları da eşine bu şekilde baskılar yaparak evliliğinin temelini çürütmek için ilk temel adımlarını atarlar. Bu olay yeni çiftler de olur.  Yeni evlenen çiftleri kayınvalide, görümce gibi faktörler maalesef ki yalnız bırakmazlar.

Yeni gelinin gözünü açma evladım diye pekiştirirler her fırsatta. Sahi bu evlenmeyen bekâr kızlar dünyaya gözleri kapalı mı geliyor. Sürekli insanların dilinde onun gözünü şu açtı, onu annesi fişekliyor yok arkadaşı var ya o gözünü açıyor gibi söylemlerle dedikodularına şekil verirler.

Kız tarafının gözünde de durum farklı değildir!

“Bu sene annenlerle bayram yapmayalım, bayram da tatile çıkalım, olmaz mı?” Erkek ister ki bayramlar özeldir kadın ister ki Miami’ye tatile gidelim. İşte farklı kutuplar da yaşayan insanların çatıştığı sorunlardan biri de bunlardır. Örf adet, dini değerlerimiz kültür yapımız gibi faktörlerin uyumsuzluğu sonucunda çıkan tartışmalar silsilesi.

Oysa iki taraf için nasıl başlamıştı bu güzel olaylar. Bir kızı istemeye giderken, ailesine nasıl davranılacağı bir gün önceden prova yapılmadı mı? Tüm güzel sözler ardı sıra sıralanmadı mı? Vaatler bir çırpıda söylenmedi mi? Kız tarafının gözünde pembe panjurlu, bahçesine havuzu bile olan bir ev hayal edilmedi mi? Düğün olur ertesi gün Pamuk Prenses masalının tam ortasında bulur kız tarafı kendini. O sevecen tatlı kadın,  olmuştur artık burnu uzun, dili pabuç gibi bir cadı. Bir önceki günden geri hiç bir şey kalmamıştır.

Yine tatlı güler yüzlü sevimli gelin kızımızda biranda değişmiştir. Asık suratlı çatık kaşlı bir kadına dönüşür. Damadımız da keza öyle kafası eğik genç artık dik yürüyordur. Her şey masallarda kalmıştır.

Nasıl bu hale gelirler anlamaz. İnsan gereksiz egoların esiri olmuşsa, boş bir hayatın içinde yaşıyor ise bu hale nasıl geldi demek elbette ki yanlış olur. Hem kendi, hem de diğer ailenin hayatını oyuncak etmektir tüm yaşanılan her şey.

Mutlu, huzurlu birliktelik arzu etmek her bireyin hayaliyken; kendilerini zorlu çıkmaza sokmakta her çiftin ve kayınvalidelerin macerasıdır. Bu maceraya yoldaşlık eden olayın gerçek kahramanları ellerine patlamış mısır alıp kendi filmlerini izlemekle yetinirlerse eğer filmin yönetmenine kalmıştır hayatları.

Evliliklerde çiftlere büyük sorumluluklar düşmektedir. Olayın gerçek kahramanı sizlersiniz sizi seven, sizin iyiliğinizi isteyen sizin mürüvvetinizi görmek isteyen aile büyükleri ve saz arkadaşlarına güzel bir dille yaklaşmanızdır aslı olan. Onlara olması gereken durumu, geçmişte yapılan hataların artık tekrar etmemesi gerektiğini söylemek sizlere düşer. Evlilik iki kişiliktir evliliğinize herkesi almayın, bu aileniz de olsa herkes kendi filminin kahramanı ve yönetmeni, senaristi olmalı. Yoksa kendi filminizi elinizde beyaz bir mendil ile izlemek zorunda kalırsınız.