AVRUPA’NIN KORKUSU HİLAFET?

AVRUPA’NIN KORKUSU HİLAFET?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruluşundan yaklaşık yüz yıl sonra hükümet sistemini değiştirme yolunda emin adımlarla yürüyor. Yapılmak istenilen değişikliğin eğriliği doğruluğu bir yana esas mesele bu değişikliğe karşı özellikle Avrupalı devletlerin aldığı tavırda gizli. Hans’ın Hasan’la alakalı bu değişikliğe bu kadar içerlemiş olması Hasan’ın mevzuyu anlaması için yeter de artar bile aslında.

Bütün diplomatik teamülleri ayaklar altına alıp savaş durumunda bile yapılmayacak işlere imza attılar.  İşi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bayan bir bakanına karşı “ateş etme emri” verecek kadar ileri götüren Hollanda’nın bu cüretkâr tutumu, aslında tek başına kendisinin kararı değil. Bu, Avrupa adına kendisine biçilen küçük oğlan rolünün sergilenmesindir.

Hollanda’nın kendi başına cüret edemeyeceği bu çılgınlığın arkasında, bizzat Avrupa’nın yükselen faşist efkârı umumiye si var. Onun için karşı tepkileri, bu bütünsel tutumu bilerek şekillendirmekte büyük faydalar vardır.

Olayın Türkiye tarafından son raddesine kadar zorlanması Avrupa’nın şapkasını bir kez daha düşürmüş ve kel görünmüştür. Aslında Avrupa ve tüm dünya için bu malumun ilanıdır. Ancak bu gerilimin Türkiye açısından karlı bir tutum olduğu tartışmaya açıktır. Oralarda yaşayan milyonlarca vatandaşımızın geleceğini sıkıntıya sokabilir bu durum. Tabi Avrupa’da yaşayan Türkler ’in ve diğer Müslümanların gelecek planlarını yaparken bu olayı hep göz önünde bulundurmaları iyi olur.

Geçmişi Nazizm, Faşizm ve din terörü ile dolu bir Avrupa’nın, son 50 yılda pir-u pak olduğunu varsaymak ahmaklık değilse bile safdillik olur. Koca bir Amerika ve Afrika kıtasını yakıp yıkıp yüz milyonlarca insanı öldüren ve bir o kadarının hayatını mahveden bir Avrupa’nın hidayete erdiğini düşünmemek gerekir.

Göreceli Avrupa barışı gelip geçicidir. Ama hali hazırda, Avrupa ile ortaklık arayışlarından yaka paça kavgaya evrilen ikili ilişkilerinde daha fazla kontrolden çıkmamasında fayda var. Eğer trilyonlarca dolara hükmeden bir ekonominiz yoksa ve bazı zararları muhatabınızın masasında ciro ettiremiyorsanız ilişkileri bu kadar germemelisiniz.

Akdeniz’i ve boğazları bloke edebilecek bir donanmanız, rakipleri ürküten üstün bir hava filonuz ve uzun menzilli füzeleriniz ve de en önemlisi bir savaşın sosyoekonomik, sosyopsikolojik bedelini ödemeye hazır yekpare bir halk kitleniz yoksa bence bu işi bu kadar ileri vardırmamalısınız.

Bir bakanımızı neredeyse vurmaya yeltenerek vatandaşlarımızı atlara çiğnetip itlere yediren Avrupa’nın ABD olmadan bir hiç olduğu muhakkaktır. İnanın bu meydan okumanın arkasında ABD’ye olan güven, esaslı bir yer tutmaktadır. Putin’den it gibi tırsanların, bu cüretkârlığı, ABD ittirmeceli çok oturgaçlı götürgeçle çıktıkları yolculuk, Türkiye ile kapışmaya bu kadar iştahlı davranmaları başka türlü izah edilemez.

Avrupa’nın Türkiye’deki sistem değişikliğine bu kadar yakın ilgi göstermesinin temel sebebi 100 yıl önce kestikleri başın yerine dikilme teşebbüsüdür. Sömürge valilerinin inşa ettiği sistemin çöktüğünü acı içinde izliyorlar. Ve buradaki temel korkuları, Türkiye’de ikame edilecek başkanlık sisteminin ilerde küresel bir hilafet makamına dönüşme istidadıdır. Ya hilafet makamı yeniden ihdas edilirse?

Temel korku budur…

 

https://www.facebook.com/akpinartahsin

https://twitter.com/akpinartahsin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum