Bir aslan miyav dedi

"Bir aslan miyav dedi
Minik fare kükredi
Fareden korktu kedi...
Kedi pırr uçuverdi."
Kılıçdaroğlu'nun CHP grup kürsüsünde gürleyişini izlerken bu şarkıyı hatırladım. Miyav mı diyordu, kükrüyor muydu, pek ayırt edemedim.
Kurgulanmıştı. Demişlerdi ki anlaşılan, "Kamuoyu yoklamalarında itibar yerlerde sürünüyor, biraz kükremen lazım. Biraz elini masaya vurman lazım. Biraz tirat yapman lazım. Biraz sövmen sayman lazım. Meydan okuman lazım. 'Ben hapisten, davadan, fezlekeden değil, ipten bile korkmam' demen lazım. Eline bir dilekçe alıp haykırman lazım."
Yazılmış verilmiş eline kükreme replikleri...
Her cümlede kağıda bakıp okuyor.
Böyle yapınca kükremeler peş peşe akmıyor, aksine her cümle için özel bir kükreme efekti geliştirmek gerekiyor. O da işi bir tiyatroya dönüştürüyor.
-Şurada sesini yükselt!
-Şurada bıyık altından gül!
-Şurada parmağını salla!
Ama olmuyor, ne yapılsa Kılıçdaroğlu'ndan karizmatik bir lider yontulmuyor.
Her şey Kemal Sunal'laşıveriyor.
Ama Kemal Sunal'ın artist sevimliliği de söz konusu değil.
Hele Kılıçdaroğlu'na fon oluşturan o CHP grubu...
Ne çocuksu jestler onlar Allah'ım!

Her tarafı doping olsa ne yazar!

Zoraki ayağa kaldırılmış bir grup, hep bir ağızdan, suç işleme seremonisine soyunuyor.
O grubun içinde, Kılıçdaroğlu'na karşı alt oyma eylemlerine katılanlar da var. Arkada bindirilmiş kıtalar, tiyatronun tribün ihtiyacını karşılasın diye...
Silivri'de bir savcı fezleke hazırlamış. Hepsi bu. Meclis'te hakkında fezleke tanzim edilen o kadar çok milletvekili var ki...
Kılıçdaroğlu'nunki, darağacı ihtimallerine kadar varıyor. Oysa belli ki, o fezleke hiçbir sonuç vermeyecek. Yani eski dille keenlemyekün. Ama oradan bir çıkış arıyor Kılıçdaroğlu. Oradan yola çıkarak yüzde 9.8'e inen itibar grafiğini, Erdoğan'ın yüzde 55.5'ine çıkaracak...
Nasıl, inanalım mı? İhtimal var mı böyle bir çıkış için?
Ucuz kahramanlık bu değilse nedir?
Dün baktım üç yazar, "fezleke"nin Kılıçdaroğlu'na doping etkisi yaptığını yazmışlar.
CHP grubundaki tiyatro, onlara böyle bir izlenim sunmuş.
Evet, Kılıçdaroğlu ve menajerlerinin, bu işten bir doping üretme çabasında oldukları muhakkak. Gruptaki tiyatro bunun için hazırlanmış. Ama herkes içindeki enerji ile uçar. Böyle, dökme suyla değirmen döndürme imkânı siyasetin yakıcı kulvarında işe yarar mı?

Ah bir başarı hikâyesi olsa...

CHP'lileri anlıyorum. Bir başarı hikâyesi arıyorlar. Ana muhalefette iken oy kaybediyorsunuz, iktidar üçüncü döneminde oylarını artırıyor, yüzde 50'nin üzerine çıkıyor. Bu, iktidarın halkla ilişkilerindeki başarı kadar, muhalefetin umutsuz vaka olduğunun da göstergesi. Böyle yaşanmaz, bir başarı hikâyesi lazım.
Ecevit'te, Baykal'da öyle gürül gürül akan bir hitabet vardı, onlar kürsüye çıktı mı sarsarlardı.
Kılıçdaroğlu gerçekten bir karikatür hissi uyandırıyor izleyenlerde.
Bunu CHP'liler de adları gibi biliyor.
Onun için de sürekli bir arayış halindeler.
Ama ne yazık ki, bu kıdemli partide kaht-ı rical yaşanıyor.
Kim gelsin Kılıçdaroğlu'nun yerine, öne çıkan bir aday yok. Baykal, Sav... Bunlar artık adaylık ihtimalleri bulunmayan isimler... Onlar, kimi öne çıkaracaklarını bilemiyorlar belki de...
O zaman meydan Kılıçdaroğlu'na kalıyor.
Bu, yeterli bir dramatik durumdur CHP için...
90 yıl geçecek ve siz, bir lider çıkaramayacak kuraklığa maruz kalacaksınız.
CHP ile ilgili çok daha teorik değerlendirmeler yapabilirim ama şu görüntü bu kurulu düzen partisinin dramını yeterince ortaya koyuyor. Türkiye'nin de talihsizliğini...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar