Bir dileğim var

Zaman dediğin nedir ki? 'Gün', 'hafta', 'yıl' dediğin? Herkes için bir vâde varsa, o vâdenin uzunluğunu ölçmeye yarar zaman... Yılın herhangi bir günü ile ilk ve son günleri arasında bu anlamda herhangi bir fark bulunmaz.

Acaba öyle mi?

Dolu dolu geçirilmiş bir tek gün, boşa akıp giden bir yıldan daha kıymetli değil midir? Başkalarının bir anlık deneyimine bazen koca bir ömrü bağışlamak geçmez mi içimizden? Hayatımız bir yanadır, o bir an öbür yana...

Buna rağmen her yeni yıl insanlarda farklı heyecanlar uyandırır; yeni yıla herkes değişik duygularla girer. Öncekilerden daha değişik yaşamayı, daha kaliteli yaşamayı, daha verimli yaşamayı planlarız yeni başlayan yılı... Erteleyip durduklarımıza artık vakit ayırmayı kurarız. Bir önceki yılda yaptığımız hataları tekrarlamayacağımıza -kendi kendimize- söz veririz.

Planlarımızın, kurgularımızın ve verdiğimiz sözlerin pek azını tutacağımızı bile bile...

2009 yılına, biraz da bu sebeple, kendim için hiçbir özel beklentiyi söz konusu etmeden, başkaları için bir dilekte bulunma niyetiyle girdim.

Dünya giderek bireylerin tarihî önem taşıyabildiği bir dönemden geçiyor. Sıradan olmayan, liderlik niteliğine sahip bireylerin... Demokrasiler yaygınlaştı, ancak katılımcı sistemler ağzının içine bakılan, dedikleri dedik 'liderler' çıkarıyor... Eskilerden farklı olarak etrafları tenha liderler bunlar; bulundukları yere birikimleri, eğitimleri, nitelikleri, beyin güçlerinden çok karizmaları sayesinde erişmiş liderler...

Almanya'da Angela Merkel, Fransa'da Nicolas Sarkozy, İtalya'da Silvio Berlusconi seleflerinden bu bakımdan çok farklılar... ABD'de başkanlığı devralmak için gün sayan Barack Obama da öyle... “Kodu mu oturtan” anlamına değil, ama başına buyruk davranabilme özellikleri itibariyle tercih edilmiş kişiler bunlar... Kendilerine biraz yakından bakıldığında, “Lider benim ve bu ülke benden sorulur” dedikleri hemen farkedilen kişiler...

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da diğerleriyle aynı kumaştan olduğu her halinden anlaşılabiliyor...

Liderliği paylaşmama uğruna liderlik özelliğine sahip başkalarını hizada tutmayı tercih ettiklerini görebiliyoruz günümüz liderlerinin... Kararlarını sorgulayan, hareket alanlarını kısıtlayacaklarını düşündükleri, varlıklarına tehdit oluşturduğuna inandıkları kişiler, gruplar, meslek sahiplerinden hoşlanmıyor bu 'yeni tip lider'; seleflerinden farklı olarak bu hislerini belli ediyor, bazen engeli ortadan kaldırma çabasına da girebiliyor...

Gerekirse sistemi zorlamayı göze alarak...

Önümüzdeki yıl, bazısının isimlerini andığım liderlerin yılı olacak; onların verecekleri kararlar hepimizi, herkesi etkileyecek... Dönemin şartları, bizlerin onları etkileme gücümüzü azalttı, onların bizim hayatlarımızı etkileme gücünü ise artırdı. Birini bulunduğu yerden indirme gücü hâlâ bizde; ancak beğenmediğimizi indirdiğimizde gücünü kullanmaya daha azimli başka birini onun yerine seçtiğimiz de ortada.

2009 yılına girerken bana tanınmış tek dileği kendim için değil günümüzün tek-tipleşen liderleri için kullanma yönünde bir tercihte bulundum. Kendime bir şey istemek yerine giderek her ülkede ipleri elinde tutma hakkını elde eden liderler için bir dileğim var...

Herhalde anlayışla karşılarsınız: Ne dilediğimi kendime saklıyorum...

Önceki ve Sonraki Yazılar