Raif MEDETOĞLU

Raif MEDETOĞLU

DEVLET VİTRİN SÜSÜ DEĞİLDİR...


Bizim bugün fertlerin vicdanında zuhur edecek ve adaleti dayanak noktası yapan devletçi, hamiyetperver cevherlere ihtiyacımız vardır.

Dün ilahi emrin çağrısına uygun bir şekilde sonsuzluk aşkına uzanan sağlam ve kararlı bir iradeyi teşkil eden bu millet; devletin kudretini, namusunu ve nizamını korumak için Çanakkale geçilmez demiş, oradaki milli idrak nasıl göklere çıkarıldıysa aynı ruh hali milli mücadelede dış kaynaklı güçlerin haydut zorbalığına geçit vermemiştir. Binlerce yıllık medeniyetin temsilcileri olan bir millet, ecnebinin namlusunda çıkan mermilere anlını uzatarak istiklalini yazmayı başarmıştır.


Bu vesileyle milli coğrafyamızın sınırlarını belli eden bu uğurda şehit düşen şühedanın ruhlarını birer fatiha ile taltif etmek bizim şeref, namus ve vatan borcumuzdur. Yırtıcı bir hayvan gibi vatanın mülkiyet hakkını tehdit eden saldırıları defetmiş, büyük devlet olma idealimizi ve aşkımızı yücelterek istikbalde ulu bir devletin ahlâkına müteveccih olmamızı tetiklemiştir.

Vatan sevgisi imandandır, sözüne muvafık ve bu idrake sahip iradeleri mekteplerimizde yetiştirmek bir devletin en önemli meselesidir. Bu vatan bizim ortak evimizdir. Onu muhafaza etmek ve ayakta tutmak ancak adalet, din ve ilimle mümkündür.

Âlem-i şûmul bir karakterle ulu bir devlet ahlâkını ve nizamını kurmak ve korumak için mekteplerimizde binlerce yıllık medeniyetimizin ve insanı merkezine alan ahlâklı devlet anlayışı ile birlikte derin irfana sahip karakter inşaası ve elbette kolektif bir şekilde hakkaniyet ölçüsü içinde milletin saadetine vesile olabilecek şuurlu bir nesil yetiştirmek için seferber olmak zorundayız.

Bunu tesis etmek için Mevlana Celaleddin Rumilere, Fatih'i yetiştiren Akşemsettinlere ,Yunuslara, Hacı Bayram Velilere, Said-i Nursilere , Fuat Sezginlere, Aziz Sancarlara ve daha adını burada sayamadığım binlerce kıymetli şahsiyetlerin ruhu ve fikrî ile barışık din, dil ve tarih birliğini yücelten bu ideale ortak olacak devletin iradesini, kudretini diri tutacak hatta gönül dünyasında aşk ile tutuşacak, manevi kıvılcımları körükleyecek zevat-ı kirama ve manevi öncülerin yetiştirdiği asayişin manevi bekçilerine ihtiyaç vardır.


Binlerce yıllık özel bir medeniyetin sahibi olan bir millet, bir asırdır kör taklitçiliğin esiri olmaktan kurtulamamıştır.

Caminin mihrabına kadar uzanan bir yönetimin vicdanları tekmeleyen merhametsizliği; faziletli fertler yetiştirmek yerine menfaat yağması talancı, yalancı ve şölenci fertler yetiştirmiş ve mesuliyetsiz hürriyetçilik anlayışı ile devletin ruhunu teşkil eden adalet ideali felce uğratmıştır.

Bizim inandığımız devlet sistemi Allah'ın yeryüzündeki adalet terazisi ile vücut bulmalıdır. Bizim inandığımız devlet, inancımızın etrafında cem olmuş ilim, irfan ve erdemli insanların teşkil ettiği muhabbet ve merhamet nizamını dayanak noktası yapan devlet olmalıdır.


Bizim inandığımız devlet; akıl cevheri ile ilim ve bilimi kudretli bir sığınak kabul edip çağımızın lüzumuna uygun, milli devlet ocağını gönüllülerde tutuşturandır.

Devlet vitrin eşyası veya süsü değildir. Onu sermaye krallarının küçük menfaatci ihtiraslarına terk edemeyiz. Devlet ideal üzerine bina edilir, sağlam bir iman ve inançla yaşatılır.


Eğer temelinde inanç ve iman yoksa devleti yaşatamazsınız.

Milli vücudun beyni milli devlettir. Milletin iradesini teşkil eden devlet aklı, her zaman aynı cevherdir.


Asırların değişmesi ile devletin şeklinde ve uygulamalarında şekil değişmeleri olabilir. Lakin devleti oluşturan ruh ve cevher hiçbir zaman değişmez. O ruhun süfliyata meyil etmesi, laçkalaşması itimatsızlığı doğurur ve devleti yıkıma sevk eder.

Bizim devlet irademizin ilham kaynağı Hz. Ömer, Kudüs'ün Fatih'i Selahattin Eyyubi, Osman Gazi ve Fatih'in ortaya koyduğu otoriter, maslahatı geniş coğrafyaya yayılmış devletlerdir. Unutmayınız ki biz bu otoriteyi yaşattığımız sürece büyük millet ve büyük devlet olabiliriz.

Birbiriyle fitne ve kin silahları ile çarpışan, ruhları menfaat emeline teslim olmuş, aklını ve iradesini başkasının tasarrufuna terk etmiş, çaresiz bırakılmış bir milletin mensupları; mahşerin içinde zalim emperyal kudretin tasallutu altında nâra ve çığlıklara maruz kalacaktır.
Bu istikamette her tarafından hançerlenen bir milleti büyük bir devlet aklı kurtarabilir. Fertler benliğini ulu ve ahlâklı bir devlet nizamı için eritmeli ve onda kaybolarak mevcudiyetini feda etmelidir.

Yaşasın meselelerine çözüm üretecek muhteşem, ihtişamlı ve adaletli bir devlet tasavvurumuz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum