Aytekin ATASOYU

Aytekin ATASOYU

Hangi Safın Neferiyiz?

 

Kelâmın kalemle buluştuğu ilkyazılar her zaman heyecanlı ve zor olmuştur. Yazar, ilk yazısında kelâmdan kaleme çok şey aksettirmek ister fakat zihni ne kadar dolu olursa olsun askerliğin başlangıcı olan acemi birliğindeki ilk gün yaşanılan acemilik gibi bir acemilik yaşar.

Uzun bir zamandır takip ettiğim habername com’da ilkyazımı kaleme alırken bu acemiliği pek yaşamadım. Çünkü yeni bir ortama gelmiş olsam da biliyordum ki okuyucusuyla, köşe yazarıyla ve yöneticisiyle buradaki herkes bana bu acemiliği yaşatmayacak kadar samimi, sıcak ve candan insanlar.

***

 

Dünya ve toplum hızla değişmekte, teknoloji ve kitle iletişim araçlarındaki gelişmeler toplumlar tarafından daha fazla kabul gören seküler bir yaşam tarzını ön plana çıkarmakta, ilahi hakikatleri cem eden inançların ihata ettiği alanlar ise seküler yaşam tarzının psikolojik ve sosyal baskıları sonucu sürekli olarak daralmaktadır.  Bu daralmaya bağlı olarak bir inanca sahip olan insanlarda inancını amelle bütünleştirme noktasında atalet ortaya çıkmaktadır. Bir zaman sonrada ameli sahada yaşanan bu atalet inanç sahasına sirayet etmekte, bunun sonucunda da inançlara gerçek hüviyetini kazandıran ihlâs kavramı sekteye uğramakta ve inançlar bir nostaljiye dönüşmektedir. Hatta bununda ötesine geçilerek inançlar mit sayılmaktadır. 

 

Umumiyle tüm dünyada hususiyle de tüm Türkiye’de özetle tasvirini yapmaya çalıştığım sekülerleşme girdabı hayatın her alanını yağmalarken buna karşı koyması gereken;  inanç sahipleri bu durumu betimlemede, bu değişime kendini entegre etmede ve nihayetinde bu değişimi olması gereken düzleme yönlendirmede vasatın ötesine geçememektedirler. Daha net bir ifadeyle inanç sahipleri  bu değişimin nesnesi değil de birer öznesi  olmak için gösterdikleri çaba vasatı aşamamaktadır. Bu noktada hüsnü niyet taşıyanlarda kaçınılmaz olan bu değişim olgusunu klasik resimler üzerinden okuduklarından gelişip serpilememektedirler. Bir zaman sonrada iç-dış;  sosyal, psikolojik baskılara maruz kalmakta ve bunun sonucunda değişimin oluşturduğu girdaba kendilerini kaptırarak iniş çıkışlar yaşamaktadırlar. Bu girdaba kapılmamak isteyenler ise kendi içlerine kapanarak bir çeşit hodgamlık örneği sergilemektedirler.

 

Seküler yaşam tarzı kendi dinamiklerini oluşturup kendi doktrinini topluma enjekte edip inançları bir nostaljiye,  bir mite dönüştürürken;  inanç sahiplerinin çerçeve tavırları dört ana başlık halinde kendini göstermektedir.

- Sekülerleşme karşısında sahip olduğu dinamizm ve paradigmanın tutunamayacağı dürtüsüyle kendi içine kapanmak ve sihirli bir elin gelin gelip bu fırtınayı dindirmesini beklemek;

 

- Sahip olduğu dinamizmi momentuma çevirip alternatif bir sinerji odağı yada bir sığınak oluşturmadan ana temel nassları koruyarak kendilerini bu girdabın seyrine bırakmak;

 

- Ya hep ya hiç mantığı ile hareket edip,  kendi argümanlarını güncellemeden yöntem yanlışlığına düşüp ciddi imaj problemleri yaratacak ve seküler baskıyı yönlendirenlere karşı şiddeti öne çıkaran bir tavır içerisine girmek;

 

-Sahip olduğu dinamizm potansiyelini tarihi ve kültürel backgroundun üstüne oturtup,  bilim, teknoloji, kitle iletişim araçları gibi güç parametlerini kendi dokrini lehine kullanma gayreti içerisinde olmak;

Birinci tavır bizi seküler baskının negatif sonuçlarına karşı koruyan bir savunma gibi gözükse de bu durum sekülerleşme girdabın tüm ahlaki değerleri önüne katıp sürüklemesini seyretme anlamı taşıdığından bir çeşit hodgamlıktır. Ayrıca kendi ruh kökünden habersiz olma ve çok ciddi bir özgüven bunalımının sonucu ortaya çıkmış bir tavırdır. İkinci tavır tam bir kimlik oluşturamama yani bir çeşit kimlik bunalımı içerisinde alaca kimlikli olmayı ifade eder. Üçüncü tavır ise sahip olunan tüm ahlaki ve pozitif değerleri toplum zihninde mutasyona uğratma sonucunu doğuran bir çeşit intihardır. Dördüncü davranış şekli ise tarihi, kültürel ve psikolojik olarak sahip olduğu lojistik birikimi bilim, teknoloji, kitle iletişim araçları vb parametrelerle takviye edip kendi doktrinini toplumların ruh köküne nakşetmektir. 

Şimdi bir an için iç dünyanıza dönün, yapıp ettiklerinizin bir çetelesini tutun, her amelinizi bu ana başlıklar altında sınıflandırın bakın ki hangi safın neferisiniz…

 

 

Aytekin Atasoyu - Habername

atb_ats@hotmail.com

          

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
12 Yorum