Hoş(t)Peres

 

Muhteşem bir gece yaşadık. Sanki milli takımımız Avrupa şampiyonu olmuş gibiydi.

Böyle bir çıkışı ve tepkiyi kimse beklemiyordu Erdoğan'dan.

Yanılmışız.

Zaten serde Kasımpaşalılık vardı. Hiç çekinmedi, bildiklerini takır takır saydı.

Bir taraftan Şimon Peres'in sert tavrıyla, sesini yükseltmesiyle ve söyledikleri sözlerle, diğer taraftan da modaratöre Ignatius'un adaletsiz ve pervasızca davranışıyla Başbakan'ı kışkırttılar.

Cumhuriyet'ten sonra diplomaside hep uysal bir koyun gibiydik. Hiç unutmayız, Baba Bush Rahmetli Turgut Özal'ı direkt telefonla aradığında Türk halkı olarak ne mutlu olmuştuk. Hele hele Bülent Ecevit de Clinton karşısında esas duruş göstermesi de akıllardan hiç çıkmamıştır.

Artık kabuğumuzu kırmamız lazım.

Gelene ağam, gidene paşam dedikçe dış politikada vur abalıya oldu Türkiye.

Bir zamanlar Padişah'ın gölgesinden Fransız diplomatlar korkardı. O günlere geri dönmeliyiz.

Türkiye'nin değerini her zaman ve her yerde göstermeliyiz.

Kim ki, bir T.C. Başbakanı'nı kabile reisiymiş edasıyla bağırarak konuşabilir..!

Sen orada bindörtyüz kişiyi katledeceksin çoluk çocuk demeden ve sonra yağ gibi suyun üstüne çıkacaksın.

Evet, sizler insan öldürmeyi gayet iyi bilirsiniz, çünkü siz, size gelen peygamberleri bile öldürdünüz.

Sizden mi insanlığı öğreneceğiz?

Çok hoş(t)sunuz Şimon Peres..!

Bir de moderatör  David Ignatius kalkıp da bir başbakana kırk yıllık dostu gibi elini omzuna atarak veya eliyle engellemesi aşağılık bir hareket.

David Ignatius kim ki?

Kendisi Ermeni asıllı ve Türkiye'nin Osmanlı ruhundan korkan biri. Washington Post'ta yazarlığının yanı sıra Hollywood'a casus senaryosu göndererek yüklü miktarda para kazanan Ignatius gazetecilikle casusluğun aynı olduğunu savunan, İsrail yanlısı zavallı bir insancık.

İsrail her zaman Türkiye'ye muhtaç. Hiçbir zaman Türkiye ile irtibatını koparamaz. Çünkü gebe.

Bundan dolayı Peres hemen telefona sarılıp da Erdoğan'dan boşuna özür dilemedi.

Muhteşem bir gecede galip gelmenin tadını çıkartmaya çalışırken içimizdeki İsrailliler de boş durmadılar.

Ali Sirmen olsun, İnal Batu olsun, Oktay Ekşi olsun hep Erdoğan'a tavır aldılar. Diplomaside böyle tavırlar olmamalıymış.

Bunlar her zaman önyargılılar. Şimon Peres'in höykürmesine kulak tıkarlar ama haklı yere bağıran daha doğrusu bağırmasına müsaade edilmeyen Erdoğan'ı yerden yere vururlar.

Şimon Peres olgun bir diplomatmış.

Peh. Onun için mi özür diledi..?

Gecenin ilginç yanı da CNN Türk adlı Yahudi borazanlığı yapan televizyon kanalının yaptığı hata beni çok güldürdü.

Erdoğan'ın bu çıkışından dolayı sanki onun Peres'den özür dilemesini bekler bir hali vardı ki, bundan dolayı alt yazı olarak Erdoğan, Peres'i aradı diye geçti. Meğersem Peres, Erdoğan'ı aramış ve özür dilemişti.

Eğer olay tam tersinden cereyan etseydi, orada Erdoğan hiçbir şey konuşmayıp uysal koyun gibi dursaydı bu sefer de diyecekleri belliydi.

"İçeride esip gürleyen Erdoğan Peres karşısında süt içmiş kedi gibiydi" diyeceklerdi.

Bunlara ne yapsan yaranamazsınız.

Bunlar halkın yaptıklarının tam tersini yaparlar. Halkla ters orantılı yaşantıları var.

Binlerce kişi Erdoğan'ı karşılamaya giderken dankalak fikirli insanlar da Erdoğan'ı yerden yere vurmaya çalışıyorlar.

Sizler gazeteci olamazsınız.

Sizler ancak halkın değerlerine zıt kalemşörler olabilirsiniz.

Sizden başka bir nane(!) beklenmez.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum