“Islak mendil ile ıslak imza’nın mükemmel uyumu!…”

            

Türkiye bugünlerde, “mendilleri ıslatan” “Domuz gribi” adında bir “salgın” ve “demokrasiyi ıslatan”  “millete komplo belgesi” adında bir “ıslak imza” ile “Timsah’ın ağzındaki avın çırpındığı” gibi “çırpınıp” duruyor…

 

***

Önceki yıllar, “Kuş gribi”, “Tavuk gribi”, “Çin gribi” “istilâsından” sağ-salim kurtulduk derken, 2009’un şu “ihtiyar aylarında” “Domuz gribi” kuşatmasının, “kaoslara, darbelere veda” derken de 21.Yüzyıl’ın şu “genç yıllarında” “ıslak zeminlerin” ortasında kaldık!…

 

***

Günlerimizi, “etkili-yetkili” “erkanın” “Aşı yaptırırım-yaptırmam!” “muhabbeti” ile  uzmanların” “faydalıdır-faydasızdır!” “dövüşünün” arasında “nane-limon” kaynatıp içmek, bulduğumuz her ilacı mideye indirmek!…

 

“Asker-hükümet” cephesinde “yoktur-vardır!” “ıslatan kim?!” “sızdıran kim?!”, “dalaşı” arasında “Albay Dursun Çiçek” imzalı 'millete komplo' belgesinin “eğer doğruysa” aslının, “Milletin iradesine ve demokrasiye zarar verdiği” “hezeyanı” içinde “demokrasi tarlasından kargaları kovmakla” geçiriyoruz!…

 

***

Şimdi, “sağlık sistemi” konusunda “dev adımlar” attığını “diline pelesenk” eden “icranın başının”, bir “aşı” ve “aşılama” konusunda bile ortaya koyduğu “tavır”, bizi “ürkütse de” Türkiye’nin, “Domuz gribi” felaketinden “behemehal” kurtulması lazım mı, elbette ki lazım!...

 

Peki, “Cumhuriyetin ve demokrasinin bekçisi olduğunu”  her platformda “dile getiren” “Askerimizin”,  bir “ıslak imza” konusunda bile ortaya koyduğu “tavır”, bizi “düşündürse de” Türkiye’nin, “ıslak imza” ve “tüm anti-demokratik girişimler” felaketinden “behemehal” kurtulması lazım mı, elbette ki lazım!...

 

***

Çünkü biri, “insan hayatına” yönelik “ölümcül etkisiyle” dünyayı!...

Diğeri ise,  “toplumsal hayata” yönelik “anti-demokratik etkisiyle” Türkiye’yi kasıp kavuruyor!…

 

Biri “içten”, diğeri “dıştan” çürütüyor!...

Biri “toprağa”, diğeri “karanlığa” gömüyor!...

 

***

Her defasında sonu “dramla” biten “film”in makarası, “gösterime” sunulmak üzere yeniden “başa mı sarıldı!” endişesinin bile “utancını” yaşıyor oldu bu toplum, ne iyi...

 

Millet, “yolunda” yıllarını verdiği “AB” ülkelerinin en azından “sağlık sistemi”nin “sağlıklılığı”  ile insanları “kategorize” ederek “alevi-sünni”, “Türk-Kürt”, “laik-antilaik”, “müslüman-gayrimüslim” gibi bu ülkenin “enerjisini” yok etmek isteyenlerin “oyununu” artık görüyor!...

 

***

Bireysel ve toplumsal “sağlığı için”, “ısrarla” “derin” bir "sağlık politikası" ama, "derin olmayan"  “demokratik bir devlet” “isteği” de işte bu yüzden!...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum