Yüce Kitabımız Kuran’da Allahü teala buyurur ki; (isra 17)ْHakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.”

          Son terör olayından sonra gerek yazılı gerek görsel basında çıkan haberler, yapılan yorumlar kafalarımızın iyice karışmasına neden oluyor. PKK bunu niye yaptı? Diye sorulan bir soruya kendisini uzman diye takdim eden onlarca insan birbirine zıt onlarca görüş aktarıyorlar okuyuculara, dinleyicilere. Bu konuşmaları dinleyen, bu yazıları okuyan insanların kafası öyle karışıyor ki kamuoyu dediğimiz ortak fikirde bu yüzden yüzlerce renge bölünüyor.

        Yine milletin kafasını karıştıran bir başka soruda şu? Bu saldırıların ardında hangi güçler var? Bu soruyu bir sorun çevrenize, bakın kaç çeşit cevap alacaksınız: “Suriye!” “Olurmu Ya İran!” “Ne alaksı var kardeşim bu senaryo bir İsrail+abd ortak yapımıdır!” “Olmaz öyle şey bu işin gerçek sorumlusu Almanya!” “Gerçek müsebbip “Tilki İnglizlerdir.” Bu liste uzar gider.

        Tıpkı iç ve dış siyaset gibi, tıpkı ekonomik gidişat (altın, döviz, borsa) gibi… mahiyetini tam bilmediğimiz, kulaktan duyma birkaç kırıntı bilgi ile konuşmak hüküm vermek doğru bir şey değil.

         Nasreddin Hoca Merhuma şöyle bir soru sormuşlar;

- “Hocam! Çaylaklar bir sene  erkek bir sene dişi yavru yaparmış doğru mu?”  

Rahmetlinin bu süale cevabı şöyle olmuş;

-Valla evladım en az iki yıl çaylak olmadan bu soruya cevap veremem…       

         Şimdi bizler;  Dünya siyasetinde neler dönüyor? İnglizlerin, Amerikalıların, Almanların, PKK lıların, İranlıların, Türkiye’nin…Ortadoğu politikası nedir? Bu olaylar,  Çin-ABD mücadelesinin bir uzantısımıdır? Çin+Rusya+İran ın Avrasya işbirliği ne kadar bu konu ile ilgilidir. İranın oluşturmak istediği “Şii Hilal” siyasetinin bu olanlarla ilgisi varmıdır? Şii Hilale karşı ABD; Türkiye+Suud+Mısır la birlikte bir  Sunni kuşak mı oluşturmak istiyor? Rusya bu karışıklıklardan faydalanarak enerji piyasasını tamamen kontrol altına mı almak istiyor? Bu soruları uzattıkça uzatmak mümkün. Fakat ne bu soruların net bir cevabı vardır ne de “hakkında net  bilgi sahibi olmadığımız” şeyleri konuşmanın bize bir yararı.Hocanın torunları olarak O'nun formatında düşündüğümüz de; " Vaşingtonun, Londranın, Tahranın, Şamın,Telavivin, Ankaranın Ortadoğu politikalarının gerçek yüüzünü bilmeden bu konuda konuşamayız" dememiz daha uygun olur.

              Bu hüküm, “bu konuları konuşamayalım, yazmayalım” sonucuna götürmesin bizi. Çünkü Demokratik bir ülkede yöneticiler tavırlarının önemli bir kısmını kamuoyunun düşüncesi doğrultusunda belirler.  Benim söylemek istediğim yukarıdaki ayette belirtilen hükme uymak:  Yani hakkında kesin bilgi sahibi olmadığımız bir konuyu doğruymuş kesinmiş gibi konuşmamak.

        Yazımı bir örnekle bitireyim; Dün bir haber duyduk: “Çukurca saldırısında 7 Korucu neden yoktu?” Diye. Çoğumuz hemen hükmünü verdi bu haberden sonra. Bakın Yeni Akit yazarı Yener Dönmez bu haberin yanlışlığını nasıl ortaya koyuyor:

         “…Radikal Gazetesi dün manşetten “7 Korucu Neden Yoktu” başlığı ve “Çukurca’da 24 Erin şehit olduğu saldırıların başladığı noktada korucuların mevzileri terk ettiği ortaya çıktı” spotuyla, o 7 korucuyu hedefe koydu.

Başlığı okuyanın düşündüğü şu: “Hain Kürt korucular PKK’yla işbirliği yaptı 24 askerimiz şehit oldu.”

Peki gerçek böyle mi?

Araştırmadan önce haberin içeriğine baktım. Muhabir iyi bir gazetecilik yapmış. Evet Kaletepe’deki saldırıdan önce köy korucuları sözkonusu mevzide değillermiş.

Ama muhabir diyor ki; o noktayı 2 gün önce terk ettiler. Yani saldırı günü değil. İki gün önce koruculara emir verilmiş ve yine habere göre daha üst bir bölgeye göreve gitmişler.

Haberi muhabir doğru düzgün yazmışken, korucuların emirle 2 gün önce yerlerinin değiştirildiğini belirtmişken, Radikal nasıl o 7 korucuyu vatan haini gibi anlaşılacak bir manşetle verir?

Belli ki Radikal Gazetesi Yazı İşleri bunu taammüden yapmış. Korucular bugüne kadar bin 335 şehit verdiler. Bu şehitlerden önemli bir kısmını ailesiyle birlikte yok etti PKK...””

    Yazı böyle  devam edip gidiyor. Yazıyı merak edenler şu linkten ulaşabilir. (http://www.habervaktim.com/yazar/43878/gercekleri_okumaya_hazir_misiniz.html)  Şu misal bile gösteriyorki biz vatandaşlar, hadiseler karşısında sağduyulu,  sakin ve  teennili olmak zorundayız. Yoksa Allah’ın ayetine muhalif hareket etmiş oluruz.

Rabbım Ülkemize dirlik düzenlik versin!  Allahü Teala Müslümanlara, iyilere, haklılara yardım etsin! Zalimleri, hainleri, kan içicileri, harpten darpten beslenenleri, emperyalistleri de kahretsin  (amin)