Köyümün Yağmurlarında Islanmak İstiyorum

 

Ankara’dayken Merhum Yahya Kemal’e sormuşlar “Ankara’nın en çok neresini seviyorsunuz?” diye. Onun da tarihe geçecek bir cevabı olmuş;

İstanbul’a geri dönmesini.

O zamanın İstanbul’u her haliyle mutlaka çok güzeldir.

Dostluklar vardı o zaman.

Samimiyet vardı o zaman.

İstanbul’un güzelliği bir başkaydı o zaman.

Eski İstanbullular daha nazik ve daha kültürlüydü o zaman.

Ta ki bu 1980’li yıllara kadar sürdü.

Ama ondan sonra eski İstanbul gitmiş bambaşka bir İstanbul gelmişti.

Kültürün yerini kıroluk, bilginin yerini cahillik, nezaketin yerini kabalık, aşkın yerini sahte sevgiler, komşuluğun yerini kuru selamlar, paylaşmanın yerini hepbanacılık almış.

Eski İstanbullu yok artık. Onun yerine kozmopolit İstanbullular türedi.

İstanbul’dan herkes sıkılmaya başladı.

Dünyanın sayılı kentlerinden biriyken hatta dünyanın kültür başkentiyken neden İstanbul’dan sıkılmaya başlar insan?

Çünkü her şey maddiyat oldu.

Kültür derken sadece görsellik alanda kültür var.

Ya manevi alandaki kültür ne oldu?

Eski Osmanlı kadınları, çelebi gençleri var mı şimdiki İstanbul’da?

Ama Yeni İstanbul’da gasp, hırsızlık, cinayet, tecavüz, vahşet, arsızlık ne ararsan var.

Yeni İstanbul, bununla mı sınırlı sadece?

Yeni İstanbul’un trafiği bir dert, geçinmesi bir dert, güvenliği bir dert.

Kısacası Yeni İstanbul her haliyle bir dert.

Nişantaşı’nda doğmama, Kocamustafapaşa’da yetişmeme ve Güngören’de yaşamama rağmen artık sıkıldım İstanbul’dan.

Buralardan uzaklaşmak en büyük emelim.

Hem de kaçarak buralardan.

Yeşilliğin bol olduğu bir yerlere kaçmalıyım.

Derenin şarıltılarını, kuzuların melemesini bir müzik ziyafetinde dinlemek istiyorum.

Buram buram toprağı koklamak istiyorum.

Ayaklarımın toprağa değmesi istiyorum.

Suyu gözünden içmek istiyorum.

Hormonlardan uzak, doğal meyveler yemek istiyorum.

Köyümün yağmurlarında sicim gibi ıslanmak istiyorum.

Bir taraftan yağmur yağarken, bir taraftan da köyümün sularından yapılmış çayı yudumlamak istiyorum.

Her tarafıma çamurlar sıçrasın istiyorum.

Yeşilliklerin içinde gezinmek ve çiçekleri koparmak istiyorum.

UHT’li sütler yerine anamın inekten sağdığı ve hiçbir işlemden geçmeden sadece kaynatıldığı sütten içmek istiyorum.

Eksozt dumanlarının yerine saf havayı teneffüs etmek istiyorum.

Sadece yalancı bir cennet istiyorum.

Buraları sana karşı vefasız değil, her güzelliğini fazlasıyla sana ikram ediyor.

Buralarda sahtelikler yok, hep doğallıklar var.

Buraları tüm kötü duygulardan arınmış, sadece tertemiz duygular içindesin.

Şehirde hiç kendinle baş başa kalmazken buralarda kendinle de baş başa kalabiliyorsun.

Onun için çok özlüyorum ben buralarda yaşamayı.

Söyleyin dostlar çok şey mi istiyorum?

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum