Kurtulmuş mu,Murtulmuş mu?

ÇOK bilinmeyenleri olan dehşetli ve korkunç bir denklem karşısındayız. Anayasa manayasa, cunta munta, vesayet mesayet gibi dillere pelesenk olmuş söylemlerle krizi anlamamız, tahlil etmemiz, işe yarar çare ve çözümler bulmamız mümkün değildir.

Denklemin bilinmeyenlerini sıralıyorum:

1. Bu işin içinde Kripto Yahudiler vardır. Tek kimlikli Yahudi vatandaşlarımızı tenzih ederim. Kripto Yahudiler dıştan Müslüman görünür, asıl kimlikleri ise Musevîlik veya onun bir sektidir (tarikatidir).

2. Yine bu işin içinde Kripto Ermeniler vardır. Tek kimlikli Ermeni vatandaşlarımızı da tenzih ederim... Bu Kripto Ermeniler dıştan Müslüman görünür, asıl kimlikleri Ermeniliktir.

3. Bu işin içinde Kripto Rumlar vardır. Tek kimlikli Rum vatandaşlarımızı tenzih ederek yazıyorum...Kriptolarda İyonya vardır, Pontus vardır, Karaman Rumluğu vardır, Konstantinopl vardır. Bunlar dıştan Müslüman görünür, asıl kimlikleri Rumluktur, Ortodoksluktur.

Bu üç bilinmeyen bilinmedikçe hiçbir şeyin aslı, içyüzü, mahiyeti anlaşılamaz.

Adam Müslüman görünüyor, Müslüman ismi taşıyor, öldüğünde cenazesi camiye getiriliyor, namazı kılınıyor ve İslâm kabristanına defn ediliyor ama bu adam İslâm'a ve Müslümanlara korkunç bir kin besliyor, akıl almaz şekilde azgınca ve harbî düşmanlık yapıyor. Çünkü kriptodur.

Bütün Kriptolar böyle midir. Hayır hepsi böyle değildir, böyle olanları böyledir.

Bir de bu Kriptoların yetiştirdiği, kendilerine benzettiği "Benzetilmişler" taifesi vardır. Birlikte çalışırlar.

İyi bir anayasa yapılırsa işler düzelir, kriz bitermiş...Ne büyük kuruntu!..İyi bir anayasa elbette yapılsın ama sadece onunla işler düzelmez.

Bu krizi gidermenin, büsbütün giderilmezse mümkün olduğunca küçültmenin tek çaresi şudur:

Ülkede çoğunluğu oluşturan Müslümanlar:

1. Kriptolardan daha vasıflı olacak.

2. Daha güçlü olacak.

3. Onlardan üstün olacak.

4. Onlardan daha etkili olacak.

5. Onlardan daha fazla kültürlü olacak.

6. Çok ahlâklı, çok faziletli olacak.

7. Doğru, dürüst ve güvenli olacak.

8. Bilge olacak.

9.Birlik olacak.

10. Onlardan daha cesur olacak.

11. Daha becerikli, daha başarılı, daha işbilir, daha işbitirir olacak.

12. Müslümanlar Kur'ân'a, Sünnete, Şeriata, Fıkha, İslâm ahlâkının ilkelerine sımsıkı sarılmış olacak.

Müslümanlar zilletten izzete, esaretten hürriyete, ikinci sınıf vatandaşlıktan birinci sınıf vatandaşlığa geçmek istiyorlarsa mutlaka bunun esbabına tevessül etmelidir, yani sebeplerine yapışmalıdır. Yukarıda beyan edildi.

Düzenin/sistemin haram, necis, kirli rantlarına aç köpekler gibi saldıran kötü İslâmcılarla kurtuluş olmaz, ancak murtuluş olur.

"Fâtebirû yâ ülü'l-ebsar!.."

*( ikinci yazı )

GAZETE MANŞETLERİ

GAZETELERE manşet (Konu, başlık) teklifleri:

1. Tramvayda çekilmiş bir fotoğraf, 18 yaşında genç ve zinde bir kazık koltukta oturuyor, onun yanında 80 yaşında hasta bir ihtiyar titreyerek ayakta seyahat ediyor.

GÖRGÜSÜZLÜK KORKUNÇ BOYUTLARDA...

2. Cibali'den Ayvansaray'a giden ana caddedeki yüzlerce viran, perişan, yıkık, ha yıkıldı ha yıkılacak binalardan beşinin (en berbatlarının) fotoğrafları yan yana dizilir...

BÖYLE KÜLTÜR BAŞKENTİ OLUR MU?

3. Kenar ve fakir semtlerden birindeki Belediye Halk Ekmek kulübesinin önünde çoluk çocuk, ihtiyar, kadın erkek fukara vatandaşlar kar altında ucuz ekmek gelmesini titreşerek bekliyor.

Başlık: SOSYALADALET(!)

4. İki lokanta fotoğrafı... Biri Aksaray'da Valide Sultan Camii yanındaki sokakta ucuz bir halk lokantası... Çorba 90 krş, kurufasuyle 1 lira, pilav 1 lira, tatlı 1 lira... İkincisi Majik Tower'da kentin en lüks, en pahalı, en gözde, en Nemrudî, en Cehennemî restoranı... En ucuz çorba 25 lira, yemekler 60 lira, ordövrler, alkollü içkiler, dondurmalar, kahveler, çaylar ile bir adam 400 liraya yemek yiyor... (Mübalağa etmiyorum, az bile yazıyorum, şehrin lüks bir otelinde altın tozlu tatlının porsiyonu 1000 lira imiş...)

Başlık: EŞİTLİK VAR!

5. Fatih'te çarşamba pazarı... Bir kar yağıyor inceden...Soluk benizli bir kadıncağız, esnafın çöpe attığı çürük sebzeleri ayıklıyor, içlerinden yarı çürüklerini zembiline koyuyor. Utanç içinde, gözleri kızarmış, ağlamış herhalde...

Başlık: KALKINAN TÜRKİYE...

6. Beşiktaş'ta SinanPaşa Camii ile Akaretler arasındaki binaların orta yerinde çürük diş gibi eciş bücüş birkaç binanın resmi çekilecek. Bu binalar yıllardan beri orada durur ve bir türlü imar edilmezler.

Başlık: ÇİRKİNLİK

7. Trakya'da orman kenarında bir yol. Avcılar yaban domuzlarını vurmuşlar, yolun kenarına getirmişler. Muayyen bir saatte üstü kapalı bir kamyon gelir, domuzlar tartılır, paralar ödenir ve kamyona yüklenir. Bunlar şehir halkına dana kıyması olarak yedirilecektir.

Başlık: YABAN DOMUZU NASIL DANA OLUYOR?

8. Havaalanında dehşetli bir kalabalık var. Halk kuyrukta. Röntgen cihazlarında kuyruk. Biletleri okeyletmekte kuyruk. Uçağa binilecek kısma geçmekte kuyruk... İkinci resim:VIP kapısı, VIP salonu... Milletvekilleri, büyük bürokratlar bu ikinci kapıdan geçiyor. Kuyruk muyruk yok. Salon muhteşem. Kahvaltılar, çorbalar, meyve suları, çaylar kahveler, kekler pastalar sebil... Hepsi bedava. Milletvekilleri VIP salonundan uçağa biniyor.

Başlık: HALKve VEKİLLERİ

9. İstanbul Üniversitesi'nin ana kapısı... Eski seraskerlik kapısı... Profesörler öğrenciler giriyor çıkıyor. Muhabir bunlara kapının üzerindeki Türkçe büyük kitabede ne yazılı olduğunu sorar.Bilmiyoruz, okuyamıyoruz cevabını verirler.

Başlık: OKUMA BİLMEZ ÜNİVERSİTE

10. Açık çağdaş bir genç kız ile sımsıkı örtünmüş tesettürlü bir kız tatlı tatlı konuşarak birbirlerine tebessüm ederek yolda yürüyorlar...

Başlık: HALK ÇOĞULCU AMA...

Başlıklarda değişiklik yapılabilir... Üstüne ve altına tâli ikinci, üçüncü başlıklar atılabilir.

Daha bunlar gibi yüzlerce konu var. Medya niçin bunları kullanmaz?

19.02.2010

Önceki ve Sonraki Yazılar