Neden Atanamayan Öğretmenler Aldatılıyor?

Türkiye bütçesi azami kısmı askeriyeye, eğitime ve sağlığa harcanıyor.

Bunların başındaı  da en çok askeriye çekiyor. Askeriye yani ordumuz bizim güvenliğimizi ve milli savunmamızı sağlayan bir kuruluş.

Yüzbinlerce askeri kendi bünyesinde barındırmakta. Keza Paşalarımızı da.

Yenen yemek olsun, atılan kurşun olsun, arabaların yakıtları olsun, hep bizim cebimizden çıkıyor.

Paşa paşa besliyoruz cebimizden.

Ne kadarı doğru olarak harcanıyor?

Bunun cevabını herkes gayet iyi biliyor.

Akparti Hükümeti döneminde sağlık konusunda büyük atılımlar oldu.

Sağ olsunlar Sağlıkta Dönüşüm Projesiyle artık hastanelerde kuyruklar yok.

Özel hastanelerin olmadığı birçok imkân artık devlet hastanelerinde var.

Bu konuda hükümetin yaptıklarını kesinlikle kimse inkâr edemez.

Ancak hükümet eğitim konusunda istenen bütçeyi ayırmıyor.

Hâlâ yardım adı altında okullar öğrenci velilerinden para topluyorlar.

Binlerce liraları bulan paralar acaba doğru yerlerde harcanıyor mu?

Her okulda mutlaka aidat toplanıyor.

Neden buralardaki harcamalar askeriyeye ve sağlığa harcanan paralardan kısılıp yapılmıyor?

Çünkü eğitimin sağlıktan ya da askeriyeden daha az önemli olduğunu söyleyebilir miyiz?.

Eğitilmiş insanlar yetişecek ki toplum daha bilinçli ve daha sağlıklı olsun. 

Hükümet’in çözemediği bir sorun da yine eğitim konusunda.

Ücretli öğretmenlerin meselesi toplumda epeyce geniş bir kesimi rahatsız ediyor.

Bu konuyla ilgili olarak birkaç okuyucumuzdan elektronik posta aldım.

Bugün Ayşe Hanım'dan gelen mesajı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ayşe Hanım, ataması yapılamayan binlerce öğretmenin duygularına tercüman olmuş.

 untitled.20111004112802.png

Hükümet bu sese mutlaka kulak vermeli.

Eğer kaliteli eğitim ve eğitilmiş bir toplum istiyorsak en başta öğretmenlerin refah düzeyinin yüksek olması gereklidir.

Şimdi Ayşe Hanım’ın mektubunu birlikte okuyalım.

***

Sayın Cezmi KOÇ,

             2011 yılı Ocak ayında yeni dönem bütçesi ilan edildiğinde öğretmen olmaya çok yaklaştığımı hissettim, çünkü dönemin Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu yılda bir sefer öğretmen alacaklarını ve 2011 yılı Ağustos ayında 55 bin kadrolu öğretmen ataması yapacaklarını söyledi. Tüm kayıtlarda mevcuttur ulaşması çok kolaydır.

          Bu habere çok sevinmekle beraber Haziran’ da yapılacak genel seçimlerden önce seçim yatırımı olarak bir atama yapılmasından da korkuyorduk. Haziran ataması talep edenlere Sayın Hüseyin Çelik: “Ne demek efendim seçimden önce atama, seçim hükümeti miyiz biz? Vatandaşın gözünü mü boyayacağız? Birilerini mi kandıracağız? Atamalar Ağustos’ ta yapılacak!” diyerek çok sert bir açıklama yaptı ve bu açıklama yüreklerimize su serpti.

          Tüm bu açıklamalara rağmen korkulan oldu ve hükûmet önce Haziran’da 18 bin, sonra Temmuz’ da 7 bin olmak üzere toplam 25 bin öğretmen atamasını seçimden önce yaptı.

...         

        O dönemde defalarca bu atamalar Ağustos bütçesinden mi yapılıyor diye sormamıza rağmen ne Başbakanlık, ne de Bakanlık hiçbir açıklama yapmadı. Ve Ağustos ayı geldiğinde gördük ki bize verilen 55 bin sözü HAYAL olmuş. Sınava giren 230 bin adaydan ilk atama olarak sadece 10 bin öğretmen atadılar.

          Dershanelerde çalışırken 55 bin sözünü duyup, işini bırakıp KPSS kursuna gidenler, ev hanımı olup ümidi kestikten sonra altınlarını satıp KPSS kursuna gidenler, arkadaşından borç alıp KPSS kursuna gidenler hep bu sözün (yalanın) mağduru oldular.

          Daha önce Ağustos atamasında 15 binden daha az bir öğretmen alımı yapılmamıştı ki bu atamada 55 bin sözü verildiği halde tüm zamanların en az ataması yapıldı.

          Acil öğretmen ihtiyacının 150 bin olduğunu söyleyip 10 bin atama yapan Milli Eğitim Bakanlığı geri kalan 140 bin acil ihtiyacı, ücretli öğretmenlerle gidermeye çalışmaktadır. Girdikleri ders başına 7 TL alan ücretli öğretmenler ayda 30 saat ile 120 saat arası derse girerek 210 TL ile 840 TL arasında maaş almaktadır. Burada bile işsizlik sorunundan faydalanan bakanlık; İİBF mezunları başta olmak üzere maliyeci, muhasebeci, işletmeci, veteriner, hayvan yetiştiriciliği, fermantasyon mezunlarını sınıf öğretmeni olarak çocuklarımızın derslerine sokmaktadır. (Bu belgeleri İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri kendileri yayınladı ispatlayabiliriz.)

Hem bizleri göreve başlatmayarak üzerimizden nasıl geçinildiğini hem seçimden 3 ay önce verilen sözün 3 ay sonra nasıl özür olduğunu hem de çocuklarımızın dersine yıllık, geçici, branş dışı öğretmenlerin girdiğini duyurmak için bu mektubu yazdık.

Maliye, Enerji, Dışişleri Bakanlığı diyoruz ama eğitimin önemine binaen Eğitim Bakanlığı değil MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI diyoruz. Bu milli meseleye duyarlı olacağınızı umuyoruz. Mağduriyetimizin giderilmesi için en geç kasım ayında 44 bin atama istiyor verilen sözlerin tutulmasını bekliyoruz.

Gereğini Bilgilerinize Sunuyoruz

Ataması Yapılmayan Öğretmenler adına

Ayşe N.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
43 Yorum